İçinde YATI geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "yatı" olan, toplam 71 tane kelime bulunuyor. İçerisinde yatı bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu yatı ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında yatı olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

15 harfli kelimeler

YATIŞTIRABİLMEK

14 harfli kelimeler

YATIŞTIRABİLME, YATIŞTIRICILIK, TAŞYATIRLANMAK, BOYATILABİLMEK, DAYATILABİLMEK

13 harfli kelimeler

BOYATILABİLME, DAYATILABİLME

12 harfli kelimeler

YATIRABİLMEK, DAYATIVERMEK, YATIRIMCILIK, BOYATIVERMEK

11 harfli kelimeler

YATIŞTURMAK, YATIŞTIRICI, YATIŞTIRMAK, BOYATIVERME, DAYATIVERME, KARAYATILIG, YATIRABİLME

10 harfli kelimeler

DAYATILMAK, EDİPYATIYA, YATIŞTIRMA, YATIVERMEK, DAYATIŞMAK, BOYATILMAK, YATIRILMAK

9 harfli kelimeler

DAYATILIŞ, YATIKSIRT, NAYATINDA, DAYATIŞMA, DAYATILMA, YATIRILMA, YATIRTEPE, BOYATILIŞ, YATIRIMCI, YATIRTMAK, YATIVERME, BOYATILMA

8 harfli kelimeler

YATIŞMAK, YATIRTMA, YATIMINA, YATIKENT, ULUYATIR, YATIMKAR, TAŞYATIR, HANYATIR, YATIRMAK, YATILMAK, YATIRCIK, YATIRGAÇ

7 harfli kelimeler

YATIMLI, YATIRAN, DAYATIŞ, YATIŞMA, YATISIZ, ARAYATI, YATILMA, YATIRMA, BOYATIŞ, YATIKIN, YATIRIM

6 harfli kelimeler

YATIRI, BAYATI, BOYATI, YATILI, HAYATI

5 harfli kelimeler

YATIR, YATIM, YATIK, YATIŞ

4 harfli kelimeler

YATI

Bazı kelimelerin anlamları

YATI

Gidilen yerde geceyi geçirme.

YATIŞTURMAK

Yatıştırmak.

YATIRIMCILIK

Yatırımcı olma durumu.

BOYATILABİLME

Boyatılabilmek işi.

BOYATIVERMEK

Çabucak boyatmak.

YATIŞTIRMAK

Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak. Ölçülü, ılımlı, sakin davranmasını sağlamak, sakinleştirmek. Yumuşatmak, razı etmek.

DAYATIVERMEK

Ansızın veya çabucak dayatmak.

YATIŞTIRABİLMEK

Yatıştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.

YATIŞTIRICI

Yatıştırma özelliği olan, yatıştıran, sakinleştiren. Ağrıyı, sızıyı gideren (ilaç), müsekkin, trankilizan.

YATIŞTIRICILIK

Yatıştırıcı olma durumu.

YATIŞTIRABİLME

Yatıştırabilmek işi.

DAYATILABİLME

Dayatılabilmek işi.

BOYATILABİLMEK

Boyatılma imkânı veya olasılığı bulunmak.

TAŞYATIRLANMAK

Bir şey incelenerek sonucu anlaşılmak : Gezmeye gittikleri taşyatırlandı.

DAYATILABİLMEK

Dayatılma imkânı veya olasılığı bulunmak.

YATIRABİLMEK

Yatırma imkânı veya olasılığı bulunmak.

  -   -   -  

Anlamında YATI bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde YATI geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BALON

Isıtılmış hava veya havadan daha hafif bir gazla doldurulan, atmosferde uçabilen, küre biçiminde araç. Aslı olmayan, palavra şey. Karikatürde içi sözle doldurulan yuvarlak. Karnı yuvarlak ve şişkin, boynu dar cam kap. Hava veya gazla doldurulmuş, kauçuktan yapılmış olan çocuk oyuncağı. Geriden gelen rüzgârdan yararlanmak amacıyla yatın ana direği üzerine çekilen üç köşeli, hafif yelken.

AĞNAMAK

Hayvan, yere yatıp yuvarlanmak.

AVUTMAK

Bir kimsenin acısını veya sıkıntısını yatıştırmak, teselli etmek. Oyalamak.

BASTON

Yürürken dayanmaya yarayan, ağaç veya metalden yapılmış olan araç. Geminin baş tarafındaki yatık direğin dışarıya doğru uzanan parçası.

ARABİST

Arap dili ve edebiyatıyla uğraşan kimse.

BENCİLİK

Benci olma durumu, hodpesentlik, egoizm. Kendi benini ve çıkarını hayatın mutlak ilkesi yapan anlayış. İnsanın bütün eylemlerinin ben sevgisiyle belirlenmiş olduğunu, buna göre ahlaklılığın da yalnızca kendini koruma içgüdüsünün bir biçimi olduğunu ileri süren öğreti.

BALAYI

Evlilik hayatının ilk ayı veya ilk günleri.

ARACI

Ara bulucu. Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador. İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta. İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği.

BELEMEK

Çocuğu kundaklamak. Beşiğe yatırıp bağlamak. Bulamak, bulaştırmak.

ALATURKA

Eski Türk gelenek, görenek, töre ve hayatına uygun, Doğuluca, alafranga karşıtı. Düzensiz, yöntemsiz. Alaturka saat. Bu töre ve hayatı benimsemiş (kimse).

BAHARİYE

Divan edebiyatında, bahar tasviri ile başlayan kaside.

ALTILI

Altı parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden altı tane bulunan. Altılı ganyan. İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde altı işareti bulunan kâğıt veya pul. Divan edebiyatında her bendi altı dizeden oluşan nazım biçimi.

ALAFRANGA

Frenklerin töre, âdet ve hayatına uygun, Frenklerle ilgili, Batılıca, alaturka karşıtı. Avrupa kültürüne özgü olan. Avrupa uygarlığını benimsemiş, Avrupa eğitimiyle yetişmiş (kimse).

BASTIRMAK

Basma işini yaptırmak. Gidermek. Zararlı bir olayı önlemek. Hemen söylemek. Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek. Durdurmak. Üstünlüğünü göstermek. Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek. Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek. Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak. Ansızın birinin yanına gitmek.

AĞINMAK

Hayvan yere yatıp yuvarlanmak.

AYAK

Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek ya da bunlardan her biri. Göl ayağı. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu. Bacak. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Vücudun belden aşağı bölümü. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Futun küpü alınarak hesaplanan değer. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi. Basamak. Halk edebiyatında uyak.

ARKAÇ

Ağıl. Dağ sırtlarında davarların yatırıldığı düz, rüzgâr almayan kuytu yer.

ARAÇÇILIK

Düşünme biçimlerinin, kuramların, mantık ve ahlak biçimlerinin yalnızca hayatın değişik şartlarına uyma araçları olduğunu savunan dünya görüşü, enstrümantalizm.

ANAERKİLLİK

Kadının üstünlüğüne dayalı toplumsal örgütlenme düzeni, maderşahilik. Ananın egemen olduğu aile hayatı.

AKIM

Akma işi. Sanatta, siyasette, düşünce hayatında ortaya çıkan yeni bir görüş, yöntem, hareket, cereyan, tarz. Debi. Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan.