Kelimeler arşivinde; içinde "rod" olan, toplam 99 tane kelime bulunuyor. İçerisinde rod bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu rod ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında rod olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
ERİTRODERMATİTİS, PİLORODUODENİTİS, GASTRODİSKİYOZİS, GASTRODUODENİTİS, HİDRODİNAMOMETRE, KONDRODİSTROFİYA
AKARODERMATİTİS, GASTRODİSCOİDES, MİKRODİSEKSİYON
KONDRODİSTROFİ, KONDRODİSPLAZİ, KORODİDASKALOS, HERMAFRODİTİZM, HERMAFRODİSMUS, NÖRODERMATİTİS, NÖRODİYAGNOZİS, SERODİYAGNOZİS, ERİTRODEKSTRİN, AKRODERMATİTİS, ELEKTRODİNAMİK, AFRODİZİOMANYA, ELEKTRODİYALİZ
MİKRODİFÜZYON, TETRODOTOKSİN, HİDRODİÜREZİS, REPRODÜKSİYON, HETERODUBLEKS, HETERODİNAMİK, HETERODİMERİK
JİRODAKTİLOZ, GASTRODERMAL, GASTRODERMİS, PRODÜKTÖRLÜK, EKTRODAKTİLİ, GASTRODİSCUS, PRODÜKTİVİTE, MİKRODAKTİLİ, GYRODACTYLUS, AKRODEKSTRİN, HERMAFRODİZM, HİDRODİNAMİK
PERODAKTİLİ, PRODÜKSİYON, ERİTRODERMA, VİTRODENTİN, STEARODERMİ, REPRODÜKTİF, SKLERODERMA, RODANOMETRİ, SİDERODERMA, AERODİNAMİK, ÜRODİALİZİS
BRODİFAKOM, PLÖRODEZİS, RODEOCULUK, PETRODOLAR, ÜRETRODİNİ, RODENTİSİT, MİKRODALGA, MİKRODONTİ, ERİTRODERM, AFRODİZYAK, SKLERODERM, GASTRODİNİ, HETERODOKS, RODOKROZİT, HETERODONT
RODENSİYA, SAKRODİNİ, DİPERODON, PRODUKTUS, PRODROMAL, SPİRODELA, PLÖRODİNİ, GERODERMA, KSERODERM, KOPRODEUM, PRODÜKTÖR
TİRODİZM, RODOPSİN
ÜRODİNİ, ÜRODEUM, URODEUM, PARODOS, RODİZİT, PRODROM, ABRODİL, RODEOCU
PARODİ, URODEL, HARODA, RODYUM
RODOL, RODİT, RODAJ, RODEO
RODO, RODA
ROD
ROD
Yunanca kırmızı anlamına gelen bir ön ek.
KONDRODİSTROFİ
Kondrodistrofiya.
HERMAFRODİSMUS
İki cinslilik.
GASTRODİSCOİDES
Paramphistomatidae ailesinde bulunan birçok türü bağırsaklarda parazitlenen trematod cinsi, Gastrodiscus.
KONDRODİSTROFİYA
Kıkırdağın normal dışı gelişimiyle belirgin bozukluk, kondrodistrofi.
PİLORODUODENİTİS
Pilorus ve onikiparmak bağırsak mukozasının yangısı.
NÖRODERMATİTİS
Hayvanlarda sinir bozukluğundan kaynaklanan, kendilerinin oluşturduğu tırmalama, ısırma veya yalama gibi fiziksel darbe veya tahriş sonucu oluşan egzama benzeri deri yangısı.
GASTRODUODENİTİS
Mide ve onikiparmak bağırsağı yangısı.
GASTRODİSKİYOZİS
Gastrodiscoides hominis'in neden olduğu enfeksiyon.
KONDRODİSPLAZİ
Kalıtsal olarak belli sığır, koyun ve köpek ırklarında görülen, kıkırdağın enlemesine veya uzunlamasına büyümesindeki bozukluklara bağlı olarak oluşan, yerel veya genel, kemik veya iskelet bozukluğu.
ERİTRODERMATİTİS
Kızartılı deri yangısı.
AKARODERMATİTİS
Akarların neden olduğu deri yangısı.
HERMAFRODİTİZM
İki cinslilik.
KORODİDASKALOS
Antik Yunan tiyatrosunda koro eğitmeni. Bu aynı zamanda o dönemin tiyatrosunda ozanlara verilen sandı. Ozanlar kendi şiirlerini güzel söylemesi için koroyu çalıştırırlardı.
MİKRODİSEKSİYON
Mikroskop altında ince iğneler araciyle doku ve gözelere yapılan diseksiyon.
HİDRODİNAMOMETRE
Bir sıvının akış hızını ölçen alet.
Bu bölümde tanımı içerisinde ROD geçen kelimeler listesi verilmiştir.
KOSTÜM
Ceket, pantolon ve bazen de yelekten oluşan erkek takım giysisi. Sinema ve tiyatroda rol gereği giyilen kıyafetlerin genel adı. Çoğunlukla sokakta giyilmek için dikilmiş kadın giysisi.
ALIŞTIRMA
Alıştırmak işi. Vücudun gücünü ve dayanıklılığını artırmak için yapılmış olan uygulama, hazırlık çalışması, idman, egzersiz, antrenman. Bir beceriyi, bilgiyi kazanmak için yapılmış olan tekrar, temrin, talim, egzersiz. Bir araç motorundan tam verim elde edilebilmesi için ilk dönemlerinde yüksek devirde düşük hızda çalıştırılması, rodaj.
KANAT
Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ. Fırıldak biçiminde olan şeylerde kol. Meclis, parti vb. topluluklarda düşünce yönünden özellik gösteren taraflardan her biri. Balıklarda yüzgeç. Angıç. Yan, taraf. Futbol, hentbol vb. takım oyunlarında hücum hattının sağ ve sol bölümü. Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey. Kapı, pencere, dolap gibi dikine açılıp kapanan şeylerin kapağı. Savaş düzenindeki ordunun iki yanından her biri, cenah.
PRODÜKTÖRLÜK
Prodüktörün işi.
TRUP
Aynı tiyatroda çalışan oyuncular topluluğu.
FON
Belirli bir iş için gerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilen para, kaynak. Bir kuruluşun mali kaynaklarının tümünün göstergesi. Sinemada, tiyatroda oyuncuların arkasındaki resim, fotoğraf veya çeşitli plastik ögelerden oluşan dekor, görüntü. Bir kumaşın alt dokusu. İç mimaride üstüne başka şeyler eklenen bölüm. Bir tabloda, üzerinde konunun işlendiği boya katı.
TRÜK
Sinema veya tiyatroda teknik ustalıkla yapılmış olan gösteri.
MELODRAM
Yunan trajedilerinde koro başı ile bir oyuncu arasında geçen şarkılı diyalog. Çağdaş tiyatroda, duygusal ve acıklı olaylara dayalı bir oyun türü. Oyuncuların müzik eşliğinde sahneye girip çıktıkları bir oyun türü. Acıklı, dokunaklı.
KUYRUKLULAR
Omurgalı hayvanlardan, amfibyumlar sınıfının, vücut ve kuyrukları uzun, bacakları zayıf, birçok semender türünü içine alan bir alt takımı, urodel.
ALLEGRETTO
Allegrodan biraz daha ağır bir biçimde (çalınarak).
ÇOĞALTMA
Çoğaltmak işi, teksir, fazlalaştırma, ziyadeleştirme. Bir sanat eserinin aslına uygun olarak yapılmış olan taklidi, reprodüksiyon.
GÖSTERİ
İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun. Bir şeyi tanıtmak amacıyla yapılmış olan sunum, demonstrasyon, demo. Birinin, bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat. Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi. Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerin yer aldığı eğlence, şov. Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş.
RODEOCU
Rodeo yapan kimse.
ÜRETKENLİK
Üretken olma durumu. Verilen emeğe ve yapılmış olan masrafa oranla üretilen miktar, ürün verme gücü, prodüktivite.
YAPIM
Yapma işi, inşa, imal, konstrüksiyon. Bir filmin çevrilmesi veya bir radyo, televizyon programının hazırlanması için gerekli çalışmaların tümü ve bu çalışmaların ürünü, prodüksiyon. Özümleme. Ham maddeyi el veya makine ile işleyerek mal üretme, imal.
ŞAKŞAKÇI
Bir kimseyi veya onun yaptığı her şeyi doğru bularak öven ve başkalarına da kabul ettirmeye çalışan kimse, alkışçı, zilli bebek. Para karşılığında alkış tutan kimse, goygoycu. Özellikle tiyatroda oyunu alkışlamak için parayla tutulan kimse.
KARADUL
Sokması büyük acı veren, iri, esmer, zehirli örümcek (Latrodectus mactans).
ÜRETİCİ
Üretimle uğraşan kimse, yetiştirici, müstahsil, prodüktör, tüketici karşıtı. Üretim sağlayan.
RODEOCULUK
Rodeocu olma durumu.
PARADİ
Bir tiyatroda en üst balkon.