Kelimeler arşivinde; içinde "not" olan, toplam 151 tane kelime bulunuyor. İçerisinde not bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu not ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında not olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
MONOTONLAŞTIRMAK
AMİNOTRANSFERAZ, DERMOSFENOTİKUM, ENDOKRİNOTERAPİ, MONOTONLAŞTIRMA, ULTRASONOTERAPİ
İMMÜNOTOLERANS, NANOTEKNOLOJİK, RÖNTGENOTERAPİ
MONOTONLAŞMAK, NANOTEKNOLOJİ, GREYONOTOKSİN, İMMUNOTHERAPİ, OĞLAMANOTLAĞI, ORGANOTROPİZM, PAMUKLIYANOTU, RİNOTRAKEİTİS, VAKSİNOTERAPİ
HİPNOTİZMALI, MONOTONLAŞMA, ADRENOTROPİK, AKSONOTMEZİS, ALUMİNOTERMİ, ANTİHİPNOTİK, ANTROPONOTİK, HİPNOTİZMACI, İMMÜNOTERAPİ, MEKANOTERAPİ, NOTLANDIRMAK
ASTRONOTLUK, FONOTELGRAF, AMMONOTELİK, EĞRİLCENOTU, FENOTİYAZİN, NOTLANDIRMA, ORGANOTİPİK, SÜPÜRGENOTU, TİMPANOTOMİ, YAPIŞKANOTU
HİPNOTİZMA, MONOTONLUK, ARHENOTOKİ, GALVANOTİP, İHNOTAKSON, KANOTURMAĞ, MENOTROPİN, MONOTRİKÖZ, MONOTROFİK, MONOTROPİK, NOTOPODYUM, RUMENOTOMİ, SOLUCANOTU, STERNOTOMİ, VERMİNOTİK, YEYUNOTOMİ
MANTİNOTA, MONOTEİST, MONOTEİZM, NOTALAMAK, ANOTOJENİ, DİSPNOTİK, HİPNOTİZE, MELANOTİK, MENOTAKSİ, METANOTUM, MEZONOTUM, MONOTERMİ, MONOTİPİK, MONOTOKOZ, NOTOEDRES, NOTOEDRİK, NOTOGENEZ, NOTOKORDA, NOTOMELUS, NOTURELLİ, OOGENOTOP, PANOTİTİS, POSTNOTUM, SİYANOTİK, SOĞLANOTU, STENOTERM, TARHANOTU, YILGINOTU
ASTRONOT, KANOTİYE, KOZMONOT, NOTALAMA, NOTERLİK, SIÇANOTU, STENOTİP, ANOTLAMA, BARUNOTU, DUMANOTU, GONOTEKA, KİNOTOMİ, KLONOTİP, KOVANOTU, MONOTRİK, MONOTROP, NOTASYON, NOTOKORD, NOTOMELİ, OĞLANOTU, ÖĞLANOTU, PANGINOT, PANGONOT, PANKANOT, PELİNOTU, PRONOTUM, RİNOTOMİ, STENOTİK, STENOTOP, TENOTOMİ, Devamını Oku »»
ARGONOT, BANKNOT, BLOKNOT, DRETNOT, LİNOTİP, MONOTİP, MONOTON, BURNOTU, FENOTİP, GENOTİP, GONOTİL, NOTİLUS, NOTOGEA, NOTUREL, TENOTOM, TETANOT, YIĞINOT
DİPNOT, SONNOT, BURNOT, NOTURA, PAUNOT, SİNOTİ, YÜNOTU
NOTAM, NOTER, ANOTİ, DİNOT, NOTAK, NOTUM
ANOT, NOTA, KNOT, NOTE
NOT
NOT
Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı. Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı. Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece.
AMİNOTRANSFERAZ
Transaminaz. Amino gruplarının alfa-amino asitlerden alfa-keto asitlere transferini katalize eden enzim, transaminaz.
İMMUNOTHERAPİ
Aşı tedavisi.
MONOTONLAŞTIRMAK
Monoton duruma getirmek.
ULTRASONOTERAPİ
Ultrasonla yapılan tedavi.
OĞLAMANOTLAĞI
Vaktinden evvel doğuran davarın yavrusu.
İMMÜNOTOLERANS
İmmünnolojik tolerans.
NANOTEKNOLOJİK
Nanoteknoloji ile ilgili.
ENDOKRİNOTERAPİ
Hormon tedavisi.
ORGANOTROPİZM
Parazitlerin çeşitli gelişim everelerini geçirmek için uygun olan belirli organları tercih etmesi. Parazitlerin çeşitli gelişim evrelerinin ileri gelişimleri için uygun olan belirli organları tercih etmesi.
MONOTONLAŞMAK
Monoton duruma gelmek.
RÖNTGENOTERAPİ
Röntgen tedavisi, radyoterapi, röntgenizasyon.
GREYONOTOKSİN
Andrometodoksin.
DERMOSFENOTİKUM
Balıklarda yan çizgi sisteminin baştaki kanallarını taşıyan ve baş kaslarını koruyan kemiklerin altıncısı.
NANOTEKNOLOJİ
Maddenin atomik veya moleküler boyutta işlenerek mikroskobik boyutta ürünlerin üretilmesi yöntemi.
MONOTONLAŞTIRMA
Monotonlaştırmak işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde NOT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ÇAKIŞTIRMAK
Çakışma işini yaptırmak. Porte üzerindeki notalara söz ögesinin bölümlerini yerleştirmek. İçki içip keyfetmek.
BAĞ
Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne. Meyve bahçesi. Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası. Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm. Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti. Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılmış olan yay biçimindeki işaret. İlgi, ilişki, rabıta. Bağlam, deste, demet. Sargı.
ARIZA
Aksama, aksaklık, bozulma. Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekar işaretlerinin ortak adı. Engebe.
ARSENİK
Atom numarası 33, atom ağırlığı 74,91, yoğunluğu 5,7 olan, atmosfer basıncı altında 450 °C'de süblimleşen, maden filizlerinde çok yaygın bulunan, metal görünümünde basit element, sıçanotu, zırnık (simgesi As).
ÇIKARMAK
Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak. Sonunu getirmek. Hatırlamak. Bulmak, ortaya koymak. Yapmak, üretmek. Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak. Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak. Boşaltmak. Sunmak. Göstermek. Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek. Gidermek. Fotoğraf çektirmek. Resim yapmak. Söylemek. Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek. İlgisini keserek uzaklaştırmak. Sağlamak, elde etmek. Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek. Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak. Gibi göstermek, bir davranış yüklemek. Yayımlamak. Yollamak, göndermek.
AJANDA
Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter, andaç.
BİRLİK
Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen. Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması. Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet. Bir arada olma durumu, vahdet. Bölünmezliği içeren yalın bütün. En büyük değerdeki nota, dört dörtlük. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek.
DİMİNUENDO
Müzik parçasının başında ">" işaretiyle gösterilen nota terimi. (diminue'ndo) Sesi gittikçe azaltarak (söylemek, çalmak).
AYIRTMAN
Sınavlarda, soruların hazırlanmasından notların verilmesine kadar bütün değerlendirme çalışmalarına katılan görevli, mümeyyiz.
ANDIÇ
Uyarı veya hatırlatmak için yazılan not.
DİZEM
Bir dizede, bir notada vurgu, uzunluk veya ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde tekrarlanmasından doğan ses uygunluğu, tartım, ritim.
ACEM
Klasik Türk müziğinde mi notasına yakın bir perde. İran ülkesi. İranlı.
BLOKNOT
Yaprakları kolayca çıkartılabilecek bir biçimde yapılmış not defteri.
BEMOL
Bir sesin yarım ton kalınlaştırılacağını gösteren nota işareti. Böylece kalınlaştırılmış ses.
ARMONİKA
Yan yana sıralanmış deliklerden her biri üflendiğinde ayrı notada sesler çıkaran küçük ağız çalgısı, mızıka, armonik. Akordiyon.
BEKAR
Diyezli veya bemollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti.
ARALIK
Ara. Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre. Yarı açık, tam kapanmamış. Uygun, elverişli durum, fırsat. Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel. İki nota arasındaki perde uzaklığı. Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas. Tuvalet. Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor. Iğdır iline bağlı ilçelerden biri. Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık. Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk. Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık.
ANAHTAR
Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı, miftah, dil. Kurgu. Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol. Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak. Herhangi bir olayda belirleyici olan. İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör. Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç. Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret. Vesile, araç, vasıta.
ÇARPMA
Çarpmak işi. Kuyu çengeli biçiminde beş kollu büyük olta iğnesi. Dört işlemden biri, çarpmak işlemi, darp. Alaturka müzikte temel notaların arasına sıkıştırılmış ve usulü bozmayan, tek perdelik küçük fazlalık.
DİYEZ
Bir sesin yarım ton inceltileceğini gösteren nota işareti. Yarım ton inceltilmiş (ses).