Kelimeler arşivinde; içinde "gor" olan, toplam 145 tane kelime bulunuyor. İçerisinde gor bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu gor ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında gor olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
SİGORTALANMAK, SİGORTASIZLIK, SİGORTALATMAK
SİGORTACILIK, SİGORTALAMAK, SİGORTALANMA, SİGORTALILIK, GONGORACILIK, GORLEŞTİRMEK, SİGORTALATMA
SİGORTALAMA, FARENGORAJİ, GORUMLANMAK, LARENGORAJİ, MENİNGORAJİ, PARAGORDİUS
FRİGORİFİK, SİGORTASIZ, GAŞGORUDAN, GORAKLAMAK, GORHALAMAK, GORHTIRMAK, GORHUNÇLUH, GORNAPİŞİK, GORTLANGOZ, GORULDAMAK, HAGARAGORT, KATEGORİZE
AGORAFOBİ, ALGORİTMA, KATEGORİK, SİGORTACI, SİGORTALI, GORALAMAK, GORDİACEA, GORDÜKSÜZ, GORECEKEN, GORESİMEK, GORGANMAK, GORLANGOZ, GORLANMAK, GORLAŞMAK, GORLENGÖP, GORSEDMEK, GORSETMEK, GORTTAVUK
ALEGORİK, KATEGORİ, GORANLIK, GORANNIK, GORASMAK, GORDINAT, GORENMEK, GORETMEK, GORHULUH, GORLAMAK, GORUKMAK, GORUNMAK, GORUTMAK, GORÜKMEK, GORÜŞMEK, HELENGOR, MIRASGOR
ALEGORİ, SİGORTA, GOGOROZ, GORAÇAN, GORALAK, GORANİK, GORCOLO, GORDELA, GORDİUS, GOREMAK, GORENEK, GOREŞEN, GORHMAH, GORHMAK, GORHULİ, GORKATA, GORKMAK, GORTLAN, GORTULU, GORUCAK, GORUHCU, GORUNGA, GORÜMCE
ANGORA, LEGORN, TURGOR, DİZGOR, GORABA, GORADA, GORANA, GORAVA, GORDOŞ, GOREBİ, GOREME, GORGOR, GORGUT, GORHAN, GORKEM, GORLAM, GORMAK, GORMEK, GORNEŞ, GORSAK, GORSAN, GORTAR, GORTUK, GORTUL, GORUCU, GORUMA
AGORA, DİGOR, GORİL, GORAF, GORAK, GORAN, GORAP, GORDA, GORDU, GOREL, GOREV, GOREZ, GORHİ, GORHU, GORİŞ, GORKU, GORPE, GORSA, GORUH, GORUK, GORUM, GORUT, GORÜM, OSGOR, RİGOR, ZAGOR
GORA, GORE, GORİ, GORK, GORT, GORU
GOR
GOR
Kor, köz. Odun yığını. Kurum, is. Mezar. Duvar örülürken üst üste dizilen taş sırası. Sıra: Bir gor daha goy bakalım. Hayvanların boyunlarına takılan küçük yuvarlak zil. Kadınların alınlarına taktıkları bir düzine altın. Bir kimsenin cenazesini kaldırmakta kullanılacak para: Gorluk param vardır. Cehennem çukuru, mezar: cehennem gor. Ölü mezar. Kadınların alınlarına taktıkları bir dizi altın. Sıra, saf, dizi. Ateş. Kor. Odun yığını. (Yeşilköy Gelendost Isparta).
SİGORTALILIK
Sigortalı olma durumu.
GONGORACILIK
Onyedinci yüzyıl başlarında Gongora adlı İspanyol şairinin kullandığı özenticiliğe verilen ad. Buna kültürsücülük de denir.
MENİNGORAJİ
Beyin zarı kanaması.
SİGORTASIZLIK
Sigortasız olma durumu.
SİGORTALANMA
Sigortalanmak işi.
GORLEŞTİRMEK
Alıştırmak.
SİGORTALAMA
Sigortalamak işi.
SİGORTALATMAK
Sigortalama işini yaptırmak.
GORUMLANMAK
Baca ve soba boruları is bağlamak.
LARENGORAJİ
Gırtlak kanaması, gırtlaktan kan gelmesi.
SİGORTALAMAK
Sigorta yapmak. Bir şeyi güven altına almak.
SİGORTALANMAK
Sigortalama işi yapılmak.
FARENGORAJİ
Yutak kanaması.
SİGORTALATMA
Sigortalatmak işi.
SİGORTACILIK
Sigortacının işi.
Bu bölümde tanımı içerisinde GOR geçen kelimeler listesi verilmiştir.
SİF
İthalatta bir malın bedeli, sigortası ve navlun giderleriyle birlikte olmak üzere maliyeti.
SINIF
Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri. Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü. Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler. Derslik. Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri. Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas.
REASÜRANS
İkili sigorta.
MİT
Geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi, mitos. Efsaneleşen kavram veya kişi.
DİSPEÇ
Bir ortak avaryada deniz kazasından sonra gemi, yük ve navlunla ilgili kimselerin uğradıkları zararların ve bunlar tarafından yapılmış olan masrafların nasıl, kimler tarafından ve ne oranda karşılanacağını belirlemek için yapılmış olan işlem. Deniz sigortası dilinde, ilgili tarafların ortak avaryada kendilerine düşen yükümlülükleri, paylarının önemi ölçüsünde ayrıntılı olarak belirten belge.
ADAMOTU
Patlıcangillerden, geniş yapraklı, mavi çiçekli, meyveleri sarı, çok yıllık bir bitki, kankurutan, adamkökü (Mandragora autumnalis).
PRİM
İşveren tarafından iş yapanı isteklendirip verimini artırmak veya sonuca daha kolay ve çabuk ulaşmasını sağlamak amacıyla verilen para. Sigorta kuruluşlarına bağlı olanların ödemek zorunda oldukları ücret. Pay senetlerinin asıl fiyatı ile piyasa fiyatı arasındaki artış.
AKTÜER
İstatistiklere dayanarak sigorta primlerini, risklerini hesaplayan kimse.
GÖRÜNÜŞ
Görünme işi. Bulunulan bir yerden görülebilen alan, görünüm, manzara. Gözün ilk bakışta veya zihnin dolaysız olarak algıladığı şey. Fiillerin belirttiği oluşların süresi, gelişmesi ve bitmesiyle ilgili bütün biçimleri kapsayan dil bilgisi kategorisi. Gerçeğe uymayan dış görüntü, zevahir.
AKTÜERYAL
Sigorta risklerine ve istatistiklere dayanan.
GORİL
Afrika'nın Ekvator bölgesinde ormanlarda yaşayan, iri ve güçlü bir tür maymun (Gorilla gorilla). Koruyucu.
AĞIRLIK
Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.
SİGORTALI
Sigorta edilmiş. Güven altına alınmış, sağlama bağlanmış. Sosyal sigorta kapsamına alınmış işçi.
KASKO
Taşıtların uğrayacakları kazadan doğacak zararların tamamının karşılanması için yapılmış olan sigorta türü.
BARATARYA
Kaptanın, tayfaların, gemi sahibine, armatöre veya sigorta ortaklığına bilerek verdikleri zarar.
SİGORTASIZ
Sigorta edilmemiş. Güvence altına alınmamış, sağlama bağlanmamış. Sosyal sigorta kapsamına alınmamış işçi.
SİGORTACI
Belirli bir prim karşılığında, sigortalıya veya bir tazminattan yararlanacağı belirtilmiş olan kimseye, zarara uğraması durumunda belli bir para veya gelir ödemeyi üstlenen kimse.
KOFRA
Bina girişlerinde elektrik şebeke hattını sigorta sistemi ile düzenleyen kutu.
POLİÇE
Belirli bir sürenin sonunda belirli bir parayı kendi adına veya bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya yazdığı bildiri. Sigorta senedi.
ALEGORİK
Alegori ile ilgili, yerinel.