İYEM ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "iyem" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. iyem ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu iyem ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde iyem olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

İYEM

Güzellik.

  -   -   -  

Anlamında İYEM bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde İYEM geçen kelimeler listesi verilmiştir.

STAFİLOKOKKOZİS

Kene piyemisi. Kanatlılarda stafilokokkozis.

POLİARTRİTİS

Birden fazla eklemin birlikte yangısı. Göbek kordonu enfeksiyonu, bakteriyemi ve eklem gelişiminin tamamlanmamış olması gibi nedenlerle ve daha çok genç hayvanlarda görülür.

MELİODOZİS

Öncelikle kemiricilerde, daha az olarak da at, sığır, koyun, keçi, domuz, köpek, kedi ve insanlarda Pseudomonas pseudomallei (Malleomyces pseudomallei, Malleomyces whitmori) tarafından oluşturulan piyemi ve sonrasında birçok organda ortası kazeifiye granülomların, apseleşmelerin, akciğer ve eklemlerde yangılarının oluşumuyla belirgin hastalık, yalancı ruam, Whitmore hastalığı.

HİYOVERTEBROTOMİ

Atlarda hava keselerinin empiyemi, konkrementleri, tympanitis ve tümoral olgularında hava keselerinin (saccus aeropharus) operatif yöntemle açılması.

PİYEMİK

Piyemiyle ilgili olan. Piyemi gösteren.

TEMCİMAN

Her şeyi tam, konforlu : Temcimansız yemek yiyemem.

BAKTEREMİ

Bakterilerin veya bakteri toksinlerinin dolaşım sistemine geçmesiyle oluşan ateş ve titremenin eşlik ettiği klinik tablo, bakteriyemi.

PSÖDOTÜBERKÜLOZ

Yersinia pseudotuberculosis'in, mezenteriyal lenf yumrularında, akciğerlerde, dalak ve karaciğerde oluşturduğu peynirleşme nekrozu ve embolik apselerle, toksemi, ateş ve yüksek ölüm oranıyla belirgin evcil türlerde, laboratuvar ve hayvanat bahçesi hayvanlarında tek tük olgular hâlinde görülen bakteri enfeksiyonu, yersiniozis. Koyunlarda piyemik karaciğer yangısı olarak da adlandırılır.

UMSUNUK

Özenilen şeyin ele geçmemesinden dolayı lohusada meme, erkekte üreme organında olan şişlik, acı. Canı isteyip yiyemiyen kimse.

GEŞLİMİNE

Parasız, karşılıksız: Ali dayı tarlasını işliyemediğinden akrabasına geşlimine verdi.

BUDUNBİLİM

Özellikle ilkel diye nitelenen budunların, ama son otuz kırk yıldan beri ilkel diyemeyeceğimiz toplumların özdeksel ve tinsel kültür öğelerini dizgeli bir biçimde açıklayan; türlü kültürler arasında karşılaştırmalar yapan, insanlığın kültür tarihini açıklamaya çalışan, kültürel göçleri ve kültürün genel gelişme yasalarını araştıran bilim. İnsanı konu edinen, özellikle ilkel toplumları ve onların özdeksel ve tinsel kültür değerlerini inceleyen, kültürler arası ilişkiler üzerinde düzenli araştırmalar yapan ve kültürün genel gelişme yasalarını saptamaya çalışan bilim. Kültürleri bütün boyutları içinde saptayarak bunların kaynak, gelişim, değişim ve tüm öteki sorunlarını birtakım sonuç, kural ya da yasaların yardımıyla çözmeğe çalışan bilim dalı. bk. halkbilim. Yeryüzünde yaşıyan insan topluluklarının ya da toplumlarının özdeksel ve tinsel ekinlerini karşılaştırmalı olarak, birbirleriyle ilişkileri içinde inceleyerek ekinin genel oluşum ve gelişim yasalarını araştıran bilim dalı.

ERİKLEMEK

Çeşitli meyve ve çerez yiyip tıkanarak bir şey yiyemeyecek hale gelmek.

KINIKMAK

Bir işe istekle başlamak, bir şey yapmak isteği göstermek. Bir şeye aşırı derecede düşkün olmak, tutkun olmak. Usanmak, fazla doymak, bıkmak. Benimsemek : Durmuş bu öküzü kınıktı. Bilmediğini iyice öğrenmek. Alışmak : Önceleri bal yiyemiyordum, şimdi kınıktım. Yaban hayvanını kendine alıştırmak : Bir tilki yakaladım, kendime güç kınıktırdım. Açgözlülük etmek. Acıkmak : Bugün senin karnının kınığı artıyor. Ağaçları aşılamak. Kıskanmak. Sevinmek. Kanmak, doymak, alışmak. İştahlanmak. Kanıkmak, kanıksamak.

GİRCİN

Bir parçacık: Ata bir gircin ot verdi. Hayvanın yiyemediği kalın saman. Ekmek.

YİYEMEMEK

Yiyememek.

ARAZİYE

Toprak, arazi. Alan, tarla, bahçe: Yimi dölüm arâziyem vâ. Arazi.

ANSINMAK

Vurmaya niyet etmek, korkutmak kasdiyle vuracakmış gibi yapmak. İşleri oluruna bırakmak. Söz söylemek isterken söyliyememek, tutulup kalmak.

TIKANMAK

Tıkama işine konu olmak. Soluk alamamak, soluğu kesilmek. İştahı kalmayıp yemek yiyememek.

SUKAÇIĞI

1.Bityeniği, kuşku verici bir durum : Onun soyunda bir sukaçığı var ama, bilinemez, insan bir şey diyemez ki. 2.Kötüye kullanma : Bu işte sukaçığı olmasın.