Kelimeler arşivi içinde; başında "hem" olan, toplam 197 adet kelime bulunmaktadır. hem ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu hem ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde hem olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
HEMATOPORFİRİNÜRİ
HEMANJİYOBLASTOM, HEMOGLOBİNOMETRE, HEMOGLOBİNOMETRİ, HEMOPERİKARDİYUM
HEMAGLÜTİNASYON, HEMANJİYOSARKOM, HEMATOSİTOBLAST, HEMOGLOBİNOPATİ, HEMOPNÖMOTORAKS
HEMADZORPSİYON, HEMANJİYOBLAST, HEMATOPERİKART, HEMATOPORFİRİN, HEMATOSİTOPENİ, HEMİHİPERTROFİ, HEMOFLAGELLATA, HEMOKROMATOZİS, HEMOPERİTONEUM
HEMATOPORFİRİ, HEMATOSİTOZİS, HEMİKRİPTOFİT, HEMİPARALİZİS, HEMOFAGOSİTOZ, HEMOGLOBİNEMİ, HEMOGLOBİNÜRİ, HEMOPERFÜZYON, HEMOSİDEROZİS, HEMOSİTOBLAST, HEMOSİTOMETRE, HEMOSİTOMETRİ
HEMAGLÜTİNİN, HEMATİDROZİS, HEMATOKSİLEN, HEMATOKSİLİN, HEMATOMİYELİ, HEMATOSEPSİS, HEMATOSİTÜRİ, HEMATOSPERMİ, HEMİDESMOZOM, HEMİHİDROZİS, HEMİPLANKTON, HEMİSELLÜLOZ, HEMİVERTEBRA, HEMOKROMATOZ, HEMOPERİKART, HEMOSİTOPOEZ
HEMARTROZİS, HEMATOFAJOZ, HEMATOJENİK, HEMATOJENOZ, HEMATOKEZYA, HEMATOLOJİK, HEMATOMETRA, HEMATOPOİEZ, HEMATOSKOPİ, HEMATOSTEON, HEMFİKİRLİK, HEMİPELAJİK, HEMİSELÜLAZ, HEMİSELÜLOZ, HEMİSFERYUM, HEMODİNAMİK, HEMODİYALİZ, HEMOERİTRİN, HEMOFİLİYAK, HEMOKUPREİN, HEMOMELASMA, HEMOPROTEİN, HEMOSİDERİN, HEMOSİYANİN, HEMŞEHRİLİK, HEMŞİREZADE
HEMANJİYOM, HEMATİDROZ, HEMATİNEMİ, HEMATİNÜRİ, HEMATOİDİN, HEMATOKRİT, HEMATOKROM, HEMATOLOJİ, HEMATOPOEZ, HEMATOSELİ, HEMATOŞEZİ, HEMENCECİK, HEMERALOPİ, HEMERİTRİN, HEMİAZİGOS, HEMİPAREZİ, HEMİPTERÖZ, HEMOFTALMİ, HEMOGLOBİN, HEMONKOZİS, HEMOPEKSİN, HEMOROİTLİ, HEMOROLOPİ, HEMOSPERMİ, HEMOSTATİK, HEMOTERAPİ, HEMOTORAKS, HEMŞERİLER, HEMŞİRELİK
HEMARTROZ, HEMATEMEZ, HEMATOFAJ, HEMATOJEN, HEMATOLOG, HEMATOSEL, HEMATOSİT, HEMİBRANŞ, HEMİNECİK, HEMİPENİS, HEMİPLEJİ, HEMOBİLYA, HEMOFİLUS, HEMOLAKTİ, HEMOLİTİK, HEMOLİZİN, HEMOMETRA, HEMOPLÖRA, HEMORAJİK, HEMOSİDAL, HEMŞİRMEK
HEMATORE, HEMATÜRİ, HEMAZOİN, HEMBELİK, HEMENCEK, HEMENCÜK, HEMETCİK, HEMETEŞE, HEMFİKİR, HEMHUDUT, HEMİMELİ, HEMOFİLİ, HEMOKİST, HEMOLENF, HEMOPATİ, HEMOPOEZ, HEMOPTİZ, HEMORAJİ, HEMOROİT, HEMOSTAZ, HEMOZOİN, HEMŞEHRİ, HEMZEMİN
HEMALİS, HEMATİN, HEMATİT, HEMATOM, HEMAYAR, HEMAYİL, HEMCİNS, HEMDERT, HEMECÜK, HEMEÇİK, HEMEÇÜK, HEMEMET, HEMENCE, HEMENÇE, HEMİCİK, HEMİCÜK, HEMİDEK, HEMODAK, HEMOFİL, HEMOFİZ, HEMOLİZ, HEMOPTÖ, HEMOSİT, HEMOSÖL, HEMŞİRE
HEMATİ, HEMDEM, HEMDES, HEMEŞE, HEMHAL, HEMORE, HEMSİZ, HEMŞİN
HEMAL, HEMAN, HEMBE, HEMEN, HEMİK, HEMİL, HEMİN, HEMİR, HEMİT, HEMPA, HEMTA, HEMZE
HEMA, HEMD, HEME, HEMİ, HEMO
HEM
HEM
Bir kimseyi uyarmak, bir şeyi açıklamak veya anlamı güçlendirmek için "özellikle, zaten, bir de, şurası da var ki" anlamlarında kullanılan bir söz. Açıklayıcı nitelikte olan ikinci cümleyi birinciye bağlayan bir söz.
HEMANJİYOSARKOM
Kan damarı endotel hücrelerinden köken alan, uzun ve küt biçimli anaplastik endotelle döşeli damar boşluklarından oluşan ve elektron mikroskobik olarak Weibel-Palade cisimcikleri içeren, sıklıkla metastaz yapan, damarların yırtılması sonucu kanamalara ve ölüme neden olabilen, özellikle yaşlı Alman kurt köpeklerinde sıklıkla görülen kötücül tümör, anjiyosarkom, kötücül hemangoendotelyom.
HEMANJİYOBLAST
Mezodermden kaynaklanan, damarların oluşumunu sağlayan embriyonik hücre.
HEMOGLOBİNOPATİ
Kalıtsal bozukluklardan dolayı anormal polipeptit zincirlerinden oluşan, orak hücre anemisi, hemolitik anemi ve talasemiye neden olan anormal tipteki hemoglobinlerin varlığı. Hemoglobin C, E, I, J, S, ve benzerleri yüzlerce tipi vardır.
HEMANJİYOBLASTOM
Beyinde özellikle meninks kılcal damarlarındaki anjiyoblastlardan köken alan damar tümörü.
HEMOPERİKARDİYUM
Kalp kesesi içerisinde, yangıya bağlı olmaksızın, pıhtılaşmış hâlde kan toplanması, hemoperikart, hematoperikart.
HEMATOSİTOPENİ
Kan hücresel elemanlarının azalması.
HEMOGLOBİNOMETRE
Kandaki hemoglobin miktarını belirlemek için kullanılan bir alet.
HEMATOPORFİRİNÜRİ
Eritropoetik protoporfiri.
HEMATOPERİKART
Hemoperikardiyum.
HEMOGLOBİNOMETRİ
Kandaki hemoglobin miktarının belirlenmesi işlemi.
HEMOPNÖMOTORAKS
Göğüs boşluğunda kan ve hava toplanması.
HEMATOPORFİRİN
Hemoglobinin parçalanmasıyla oluşan, demir içermeyen ve dokularda erimiş veya granüller hâlinde bulunan, koyu kırmızı renkte pigment.
HEMATOSİTOBLAST
Retiküler bağ dokudaki ilkel retikulum hücrelerinden oluşan ve kan hücrelerinin asıl kökenleri olan oldukça büyük ilkel kan hücreleri, hemositoblast.
HEMAGLÜTİNASYON
Eritrositlerin çöktürülmesi. Kimi bakteriler veya virüslerin yüzeylerinde bulunan hemaglütinin proteinleri sayesinde, bu mikroorganizmaların uygun alyuvar hücreleri yüzeyine bağlanması ve alyuvarları çöktürmesi. Yanlış kan aktarımlarında antikorların alyuvar yüzeyindeki antijenlere bağlanması sonucu alyuvarların bir araya toplanarak kümeler oluşturması gibi alyuvar kümeleşmesine verilen ad.
HEMADZORPSİYON
Eritrositlerin başka hücrelerin yüzeyine yapışması, tutunması. Alyuvarların başka hücrelerin yüzeyine yapışması, tutunması.
Bu bölümde tanımı içerisinde HEM geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ATLAMAK
Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak. Yanılmak, aldanmak. Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek bir biçimde kendini bırakmak. İnmek. Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek. Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek. Bir işe sonucunu düşünmeden hemen girişmek. Binmek. Sınıfı okumadan geçmek.
BASTIRMAK
Basma işini yaptırmak. Gidermek. Zararlı bir olayı önlemek. Hemen söylemek. Baskı yapmak, üzerine iyice düşmek. Durdurmak. Üstünlüğünü göstermek. Bir kumaşın kenarını kıvırıp dikmek. Birdenbire gerçekleşmek ve pek çok etki göstermek. Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak. Ansızın birinin yanına gitmek.
ARKEOPTERİKS
Hem kuş hem sürüngen özellikleri gösteren bir hayvan fosili.
AZIKLIK
Azık olarak ayrılan veya hazırlanan yiyecekler. Hemen yemek üzere, harman zamanından önce biçilip savrulan ekin. Azık koymaya yarayan kap veya torba.
ARACI
Ara bulucu. Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador. İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta. İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği.
BAŞHEMŞİRE
Sağlık kuruluşlarında hemşirelik hizmetlerinin en üst düzeyde sunulması için hizmetlerin düzenlenmesinden, yürütülmesinden, denetlenmesinden sorumlu yönetici hemşire.
AKKELEBEK
Hemen bütün meyve ağaçları için tomurcuk düşmanı sayılan, iri ak kanatları kalın, kara damarlı bir kelebek (Aporia crataegi).
BASURLU
Basuru olan, hemoroitli.
AZGIN
Azmış olan, azılı. Çok yaramaz (çocuk). Çabuk iltihaplanan, yarası hemen kapanmayan (ten). Coşmuş, taşmış. Cinsel istekleri aşırı olan. Gözü hiçbir şeyden yılmayan.
ASINTI
Bir işi hemen yapmayıp bekleterek geri bırakma, tehir, tavik. Sırnaşan, tebelleş olan kimse. Birini tedirgin edecek kadar üzerine düşme.
AKTİNOLOJİ
Güneş ışınlarının hem insan hem de bütün canlılar üzerinde etkisini inceleyen bilim dalı.
ACİL
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel.
BALSAMLI
Balsam içeren, antiseptik ve besleyici özelliği olan (ilaç, merhem vb.).
ARKADAŞ
Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri, bacanak, eş, yâren, yoldaş. Bir ortamda birlikte bulunanlardan her biri, hempa, refik.
BAMYA
Ebegümecigillerden, sıcak ve ılıman yerlerde yetişen bir bitki (Hibiscus esculentus). Bu bitkinin hem taze hem kurutularak yenilen ürünü.
ASLANPENÇESİ
Gülgillerden, sarı, beyaz çiçekli bir yabani bitki (Alchemilla). Şirpençe.
BAĞIRGAN
Bağırıp çağıran, tepkisini hemen ve sert bir biçimde dışa vuran.
AKABİNDE
Arkasından, hemen arkadan, ardından, hemen ardından.
ARDINCA
Hemen arkasından, hemen ardından, arkası sıra, ardı sıra, peşinden, peşi sıra, takiben.
BASUR
Kalın bağırsağın alt bölümünde ve anüste toplardamarların genişlemesiyle oluşan varis, hemoroit.