Kelimeler arşivi içinde; sonunda "eya" olan, toplam 19 adet kelime bulunmaktadır. Sonu eya ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında eya olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde eya olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
KESİTDEYA
TATAVEYA
ZÜLBEYA, EMELEYA, FOŞGEYA, ŞAFLEYA, MANÇEYA, SİKSEYA
ÇİNEYA, KAVEYA, MANEYA
KEYA, TEYA, REYA, NEYA, VEYA, HEYA, BEYA
EYA
EYA
Bana bak, beni dinle anlamında. Öyle ise, madem ki anlamında. Yapma gübre. Kaburga kemiği. Böyle mi, doğru mu ?. Ed. eğer.
REYA
Arapça kökenli reâyâ: reaya; tebaa; millet; ulus.
SİKSEYA
Yoncaya benzeyen, asalak bir çeşit bitki.
KESİTDEYA
Birdenbire (kalkmak, bir işe davranmak için).
KAVEYA
Roma tiyatro yapısında seyircilerin oturduğu bölüm. bk. teyatron.
MANÇEYA
Taze mısır bitkisinin koçanı ile birlikte küçük parçalara bölünüp kurutulduktan sonra öğütülmüş durumu.
ZÜLBEYA
Küçük erik.
NEYA
Ne.
TEYA
1.İşte : Tey a bu çocuk! 2.Sözde, sanki.
ÇİNEYA
Kuş ve kümes hayvanlarının gübresi.
FOŞGEYA
Ermeni Ayvaz'ı Vanlı şivesi ile konuşurken her tümceye bir foşgeya, ekler. Karagöz oyunu tiplerinden biri olan Ayvaz, Doğu illerinden geldiği için Vanlı Ermeni şivesi ile konuşur ve her tümceye bir "foşgeya" ekler.
ŞAFLEYA
Salyalı.
KEYA
Kaya.
MANEYA
Ocaklarda, baca içlerinde biriken kurum.
TATAVEYA
Boşuna, rasgele : Tabancasını tataveya attı.
EMELEYA
Antik Yunan tiyatrosunda tragedya içindeki ağır danslar.
Bu bölümde tanımı içerisinde EYA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ABACI
Aba yapan ya da satan kimse. Asalak. Bedavacı. Abadan giyecek yapan veya satan kimse.
ABANMAK
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.
ACABA
Şüphe, kuşku. (a'caba:) Merak, kararsızlık veya kuşku anlatan bir söz, acep.
ABRAŞ
Alaca benekli. Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı). Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık. Ters, kaba, görgüsüz (kimse). Deseni ve atkısı bozuk halı. Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık. Çarpık, eğri, düzgün olmayan. Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan (kimse).
ABARTI
Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa.
ABORDA
Bir deniz teknesinin başka bir tekneye, bir iskeleye veya bir rıhtıma yanını vererek yanaşması.
ABBAS
"Yola çıkacak veya ölümü yaklaşan kimse" anlamlarındaki Abbas yolcu deyiminde geçen bir söz.
ACEMLEŞMEK
Kültür ve medeniyet bakımından İran halkını örnek almak veya etkisi altında kalmak.
ABAJURCU
Abajur yapan veya satan kimse.
ABANİ
Genellikle sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapımında kullanılan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakışlar bulunan ipek kumaş. Bu kumaştan yapılmış.
ACENTE
Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.
ACIMA
Acımak durumu. Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet.
ABLİ
Yatay serenlerin ucuna bağlı bulunan ve bunları sağa, sola veya ortaya çevirmek için yararlanılan halat veya palanga.
ACILAŞTIRMA
Acılaştırmak işi veya durumu.
ABANDIRMAK
Bir kimsenin bir yere veya bir kimseye yaslanmasını sağlamak. Bir hayvanı yere çöktürmek.
ABLA
Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II).
ABAŞO
Gemiyi baştan veya kıçtan halatla karaya bağlama. Altta, aşağıda bulunan, alttaki.
ABONMAN
Bir satıcı veya kamu kuruluşu ile alıcılar arasında yapılmış olan anlaşma, sürdürüm. Abone olma durumunu gösteren belge. Kent içinde ulaşımı sağlayan otobüslerde para yerine geçen bilet veya kart.
ABAJUR
Işığı bir yere toplamak, doğrudan doğruya gözlere vurmasını önlemek için kullanılan, kâğıt, kumaş, maden veya renkli camdan yapılmış lamba siperi. Genellikle üzeri siperli masa lambası veya ayaklı lamba.
ABARTMAK
Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek. Bir iş, bir davranış vb.nde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak.