Kelimeler arşivi içinde; sonunda "evin" olan, toplam 18 adet kelime bulunmaktadır. Sonu evin ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında evin olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde evin olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
SİNAPTOBREVİN
YURTSEVİN, TÜRKSEVİN
ATASEVİN, GÜLSEVİN, NURSEVİN
AYSEVİN, ÜNSEVİN, ERSEVİN, GÜREVİN, ÖZDEVİN
ALEVİN
NEVİN, SEVİN, LEVİN, GEVİN, DEVİN
EVİN
EVİN
Bir şeyin içindeki öz, lüp. Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe.
NEVİN
Yeni, çok yeni.
GÜLSEVİN
"Gülü, gül gibi güzel olanı sevin" anlamnda kullanılan bir isim".
ÜNSEVİN
"Ünlü olmayı, tanınmayı sevin" anlamında kullanılan bir isim".
SİNAPTOBREVİN
Sinaptik keseciği alfa SNAP, gama SNAP, NSF ve SNAP 25 proteinlerinden oluşan bir kompleks ile akson ucundaki plazma zarında bulunan sintaksin proteinine bağlayan protein.
YURTSEVİN
"Ülkenizi sevin" anlamında kullanılan bir isim".
ERSEVİN
"İnsanları sevin" anlamında kullanılan bir isim".
GÜREVİN
Kuvvetli, dinç.
ATASEVİN
"Atalarınını seviniz" anlamında kullanılan bir isim".
LEVİN
Renk: yetmiş iki levin çalmak. Renk, boya.
TÜRKSEVİN
Kahramanmaraş şehri, Afşin belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
ÖZDEVİN
Bir sürecin, özdevimli araçlar kullanılarak gerçekleştirilmesi.
ALEVİN
Balıklarda yumurtadan yeni çıkmış, vitellus keseli larva. Besin keseli larva.
AYSEVİN
"Ay gibi güzel olaları sevin" anlamında kullanılan bir isim".
NURSEVİN
"Aydınlığı, ışığı, parlaklığı sevin" anlamında kullanılan bir isim".
SEVİN
"Sevinç duy, hep neşeli ve sevinçli ol" anlamında kullanılan bir isim".
Bu bölümde tanımı içerisinde EVİN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AZLOLUNMAK
Görevinden alınmak, görevinden çıkarılmak.
BONSERVİS
Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge.
BAŞODA
Geleneksel Türk evinde özellikle konukların ağırlandığı büyük ve özenli bir biçimde döşenmiş oda.
AKSESUAR
Bir aletin, bir makinenin işlevine katılmayan ancak kendine özgü ayrı bir yararı bulunan alet, araç veya nesne. Konunun gerektirdiği ölçüde kullanılan, bir sahne içinde yer alan veya oyuncunun dekor gereği kullandığı çeşitli eşya. Giysiyi bütünleyen çanta, kemer, şapka, eldiven, mücevher vb. eşya.
AĞIRLAŞMAK
Ağır duruma gelmek. Sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak. Güçleşmek, zorlaşmak. Gökyüzü bulutlu ve karanlık, iç karartıcı bir hâl almak. Ağırbaşlı olmak. Yavaşlamak. Yiyecek bozulmaya yüz tutmak. Gebe kadın doğurması yaklaşmak. Hasta tehlikeli duruma gelmek, fenalaşmak. Organ görevini yapamaz duruma gelmek.
BASILI
Basılarak yerleştirilmiş. Basımevinde basılmış (kâğıt, kitap vb.), matbu.
ARMAĞAN
Birini sevindirmek, mutlu etmek, onurlandırmak, kutlamak için veya anı olarak verilen şey, hediye, dürü. Bağış, ihsan. Bir bilim adamının emek verdiği dalda onu anmak için hazırlanan bilimsel eser. Ödül.
BOZUK
Bozulmuş olan. Kızgın, sıkıntılı. Madenî para, bozuk para. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ). Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık.
BAĞIŞIK
Herhangi bir ödevin veya yükümlülüğün dışında kalan, muaf. Bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla direnç kazanmış olan.
BAYRAM
Millî veya dinî bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler. Özel olarak kutlanan gün. Sevinç, neşe.
BAKICI
Bakma işiyle görevlendirilen kimse. Bir şeyi satın almayı düşünmeden yalnızca bakarak ilgilenen kimse. Falcı. Yabancı ülkede bir aile yanında kalarak eğitimini sürdüren ve aynı zamanda o evin çocuklarına bakan kimse. Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse. Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık görevi yapan kimse.
ARAMA
Aramak işi, taharri. Sanığın yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılmış olan araştırma işlemi.
ASESBAŞI
Yeniçeri Ocağındaki askerî görevinin yanı sıra, başkentin düzenini korumakla da yükümlü olan yirmi sekizinci ortanın çorbacıbaşısı.
AY
Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme veya sevinç anlatan bir söz. Dünya'nın uydusu olan gök cismi, kamer, mah, meh. Yılın on iki bölümünden her biri. Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre. Bir ayın herhangi bir gününden ertesi ayın aynı gününe kadar geçen veya yaklaşık otuz gün olarak kabul edilen süre.
BAŞDİZGİCİ
Bir basımevindeki dizgicilerin başı, başmürettip, sermürettip.
AĞLAMAK
Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek. Sızlanmak, yakınmak. Bir duruma üzülmek. Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak.
ARALIK
Ara. Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre. Yarı açık, tam kapanmamış. Uygun, elverişli durum, fırsat. Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel. İki nota arasındaki perde uzaklığı. Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas. Tuvalet. Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor. Iğdır iline bağlı ilçelerden biri. Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık. Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk. Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık.
AZLETMEK
Bir kişiyi görevinden almak, uzaklaştırmak.
BOYLAM
Yeryüzündeki herhangi bir noktanın meridyen çemberiyle başlangıç olarak alınan Greenwich gözlemevinin meridyen çemberi arasındaki açı değeri, tul, tul derecesi, meridyen.
ASALET
Soyluluk. Yazıda veya sözde bayağı söz ve deyim bulunmaması durumu. Asillik. Bir görevi yüklenmiş olma, o görevin sahibi olma, vekillik karşıtı.