Kelimeler arşivi içinde; sonunda "eskide" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu eskide ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında eskide olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde eskide olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
ESKİDE
ESKİDE
Eskiden, önceleri.
Bu bölümde tanımı içerisinde ESKİDE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
GÖRENEK
Bir şeyi eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı, âdet.
GELENEK
Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane, tradisyon.
GÜLLE
Eskiden som taş veya demirden, yuvarlak bir biçimde yapılırken, günümüzde çelikten silindir biçiminde, bir ucu sivri olarak yapılmış olan top mermisi. Atletizm yarışmalarında atılan, pirinç veya pirinçten daha sert bir maddeden yapılan, erkekler için 7,257, kadınlar için 4 kilogram olan madenî küre.
ASLANKUYRUĞU
Ballıbabagillerden, eskiden hekimlikte terletici olarak kullanılan bir bitki, yer pırasası (Leonurus).
SUT
Eskiden bazı bitkilerden, bugün sodyum klorürden elde edilen sodyum karbonatın ticaretteki adı.
EVVELİ
Önceki. Eskiden.
OTANTİK
Eskiden beri mevcut olan özelliklerini taşıyan.
KUŞEKMEĞİ
Turpgillerden, çorak yerlerde yetişen, beyaz veya mor çiçekli, eskiden hekimlikte kullanılmış olan otçul bir bitki, çobandağarcığı (Thlaspi).
ZAMANINDA
Eskiden. Tam vaktinde.
EVVELDEN
Önceden, eskiden, evvelce.
ÇORAK
Verimli olmayan (toprak). Verimsiz, kısır. Toprak damlara çekilen, su geçirmeyen killi toprak. Bazı toprakların yüzünde beyaz bir katman durumunda toplanan ve eskiden barut yapmakta kullanılan potaslı, sutlu tuz. Acı (su).
VAZGEÇMEK
Kendi hakkı saydığı bir şeyi artık istemez olmak. Niyetten ya da karardan dönmek, caymak. Eskiden beri yapmakta olduğu bir şeyi artık yapmaz olmak.
BAYRI
Çok eski zamanda var olmuş veya eskiden beri var olan, kadim.
MUKADDEMA
Önce, evvelce, eskiden.
ÇİVİT
Eskiden çivit otundan, bugün yapay yollarla elde edilen, mavi renkli, sarılığını gidermek için çamaşırın son suyuna karıştırılan toz boya.
FİTİL
Lambada, kandilde ve mumda yağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlü biçimlerde bükülmüş veya dokunmuş pamuktan yapılmış olan genellikle yağ çekici madde. 0,0125 gram olan ağırlık ölçü birimi. Yollu bir biçimde dokunmuş kumaş. Derin yaraların tedavisinde, yara içine salınan steril gazlı bez şeridi. Elli kâğıtla oynanan ve en az sayısı olanın kazanması kuralına dayanan bir iskambil oyunu. Eskiden topları ve şimdi lağımları ateşlemekte kullanılan kaytan biçiminde tutuşturucu madde. Kumaşın altına kaytan biçiminde bükülmüş bir şey koyup üstten dikerek yapılmış olan kabartma yol. Anüse konulan donmuş yağ kıvamında ve koni biçiminde ilaç. Koltuk, sandalye vb. oturulan eşyanın yapımında dikiş veya çivileri gizlemekte kullanılan şerit.
EVVELCE
Önceden, eskiden.
SAPARNA
Eskiden kökü hekimlikte kullanılmış olan, zambakgillerden, yeşilimsi çiçekli, dikenli ve tırmanıcı, çok yıllık bir bitki (Smilax).
DUKA
Dük unvanının eskiden kullanılan biçimi. Bir tür Venedik altın akçesi.
FELEMENK
Bugünkü Hollanda, Belçika ve Kuzeydoğu Fransa'ya eskiden verilen ad.