Sonu EF ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ef" olan, toplam 83 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ef ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında ef olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ef olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

HAYRULHALEF

10 harfli kelimeler

GAYINDİREF, LORAKARBEF

9 harfli kelimeler

EKİNDEREF, TOSKELLEF

8 harfli kelimeler

GÜLŞEREF, KANDİREF, MAALESEF, MÜKELLEF, MÜŞERREF, GANDİREF

7 harfli kelimeler

MUARREF

6 harfli kelimeler

ZİNCEF, MELLEF, CEFCEF, CİRGEF, ÇERÇEF, ÇİRŞEF, EŞİREF, ÇİRKEF, ZENCEF, ŞELLEF, GERGEF, ŞİRKEF, RÖLYEF

5 harfli kelimeler

KASEF, GÖĞEF, GÜLEF, EYGEF, ZEDEF, GÜREF, HELEF, HOŞEF, YELEF, VEREF, KALEF, TEREF, MÜŞEF, KELEF, KULEF, TENEF, KÜLEF, SEREF, MELEF, SEBEF, MENEF, PİÇEF, SEDEF, GEZEF, ANCEF, CELEF, TELEF, ŞEREF, SELEF, EFTEF, Devamını Oku »»

4 harfli kelimeler

AŞEF, ESEF, AKEF, ALEF, EYEF, ECEF, EVEF, İĞEF, İYEF, EĞEF, EGEF

3 harfli kelimeler

KEF, DEF, LEF, BEF, ŞEF, SEF, TEF, CEF, MEF

2 harfli kelimeler

EF

Bazı kelimelerin anlamları

EF

Af. Hava. Uzama faktörleri.

MÜŞERREF

Onur verilerek yüceltilmiş.

KANDİREF

Sabanı boyunduruğa bağlayan "u"biçiminde kayış ya da eğri ağaç.

EKİNDEREF

Elbisenin yakasına dikilen parça.

MÜKELLEF

Yükümlü. Eksiksiz, özenli bir biçimde yapılmış. Vergi vermekle yükümlü olan kimse veya kuruluş.

HAYRULHALEF

Hayırlı çocuk, hayırlı evlat.

TOSKELLEF

Toskellef oyununda kullanılan tahta parçaları.

ZİNCEF

Giysinin iç dikişi. Kıyı. Çok zayıf, cılız.

GANDİREF

Kağnı arabasında, okla boyunduruğu birbirine bağlayan kayışı tutturan ağaç. Sabanı boyunduruğa bağlayan ağaç.

MELLEF

Merkez olarak kabul edilip toplanılan yer (çocuk oyunlarında).

MAALESEF

Üzülerek söylüyorum ki, ne yazık ki, maatteessüf.

LORAKARBEF

Aksetil esteri ikinci nesil sefalosporin grubu antibiyotik.

CEFCEF

Gösteriş, tantana.

GÜLŞEREF

Gül gibi ünlü olan.

GAYINDİREF

Sabanı boyunduruğa bağlayan ağaç ya da kayış halka.

MUARREF

Padişaha dua görevini gerçekleştiren kişi.

  -   -   -  

Anlamında EF bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde EF geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ALBÜM

Fotoğraf, pul vb.ni dizip saklamaya yarayan bir defter türü. Herhangi bir konu ile ilgili kısa açıklamalar verilerek resimler basılmış olan kitap. Uzunçalar.

AĞABEY

Büyük erkek kardeş, ağa, aka, ede, efe. Saygı ve sevgi göstermek üzere yaşça büyük olan erkeklere söylenen bir seslenme sözü.

AĞIRLIK

Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.

ANAÇ

Şefkatli, anne gibi davranan. Yemiş verecek durumdaki ağaç. Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan. Kurnaz. Başına buyruk. İri, kart. Deneyimli, bilgili.

AJANDA

Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter, andaç.

ALİCENAP

Cömert. Onurlu, şerefli. Onurlu, şerefli bir biçimde.

AMAÇ

Ulaşmak istenilen sonuç, maksat. Gaye. Hedef. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı görev, misyon.

AKTARMAK

Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. Alıntılamak. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. Tür değişikliği yapmak. Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek. İletmek, bildirmek.

ANLAMA

Anlamak işi, anlamaklık, derk, fehim, intikal, tefehhüm, vukuf. Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme.

ADRES

Bir kimsenin oturduğu yer, bulunak. Hedef gösterilen yer. Bir kimsenin sık olarak gittiği yer. Kurum ya da kuruluşun bulunduğu yer.

AGEL

Arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıkları, yünden örülmüş kalın çember bağ.

ALÇAKÇA

Oldukça alçak. (alça'kça) Alçak, aşağılık kimselere yaraşırcasına, sefihane.

AKAÇLAMA

Akaçlamak işi, tefcir, drenaj.

ALTIŞAR

Altı sayısının üleştirme sayı sıfatı. Her defasında altısı bir arada olan, her birine altı.

AĞIZLIK

Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.

ALO

Telefon konuşmasına başlarken kullanılan bir seslenme sözü. (alooo) Kendisine bakmasını veya kendisiyle ilgilenmesini istediği kişiye karşı söylenen seslenme sözü.

AKŞAMSEFASI

İki çeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki, gecesefası (Mirabilis jalapa).

AHİZE

Telefonda seslerin duyulduğu ve iletildiği parça.

ALTES

Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı. Bu unvanı taşıyan kimse.

ALTMIŞAR

Altmış sıfatının üleştirme sayı sıfatı. Her birine altmış, her defasında altmışı bir arada olan.