Kelimeler arşivi içinde; sonunda "car" olan, toplam 48 adet kelime bulunmaktadır. Sonu car ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında car olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde car olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
SÜLÜKLÜPANCAR
YABANİPANCAR
YAĞLIMANCAR
KARAMANCAR, KÜÇÜKNACAR
TOPPANCAR, CİCCAVCAR
ILGINCAR, AKPANCAR
İSTİCAR, KARACAR
HANCAR, HAVCAR, HEVCAR, KAVCAR, KILCAR, MANCAR, NECCAR, SANCAR, SECCAR, SINCAR, SULCAR, UMUCAR, PANCAR, TÜCCAR, ERACAR, CİVCAR, CINCAR, CIMCAR, CERCAR, CARCAR, GAVCAR, CANCAR
AHCAR, MACAR, ANCAR, AVCAR, PACAR, OSCAR, CİCAR, KACAR, HOCAR, GACAR
OCAR, İCAR, UCAR, ACAR
CAR
CAR
Çağrı, tellal ile duyurma. Tehlike durumu. İlan. Kadınların örtündükleri çarşaf, zar (III).
HAVCAR
Bozuk, çürük meyve. Ardıç kabuğu.
CİCCAVCAR
Kuyu etrafında dönerek oynanan çocuk oyunu.
İSTİCAR
Kira ile tutma, kiralama.
ILGINCAR
Kuş kirazı.
HANCAR
Kama.
TOPPANCAR
Lahana.
SÜLÜKLÜPANCAR
Pazı, orum, makulatum.
HEVCAR
Tabaklıkta kullanılmış olan somak yaprağının tortusu.
KAVCAR
Ağaç rendelenirken çıkan talaş. Ardıç ağacının kabuğu. Darı kabuğu. 30-40 cm. uzunluğunda, kemik saplı çalı, budak kesmeye yarayan bıçak. Kıvılcımla tutuşabilen nesne, kav.
YAĞLIMANCAR
Yemeği yapılan bir ot.
KÜÇÜKNACAR
Kahramanmaraş ili, merkez ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
KARACAR
Ekin saplarını taşırken kağnı ya da arabalarda okla, köpler arasına konulan parmaklık.
KARAMANCAR
Kara lahana.
AKPANCAR
Ispanak gibi yenilen lezzetli, yabani bir ot.
YABANİPANCAR
Tazeyken kavrulup yemek yapılan bir bitki.
Bu bölümde tanımı içerisinde CAR geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AGORA
Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı.
ACENTE
Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.
ATILGAN
Çekinip korkmadan kendini tehlike veya güçlüklere atan, acar. Girişken.
AKAĞAÇ
Gürgengillerin, kerestesinden yararlanılan beyaz kabuklu bir türü (Zelkova carpinifolia).
AKTİF
Etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal. Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü. Etkili. Çalışan, çalışmasını sürdüren. Etken.
ARDİYE
Evlerde kullanılmayan, saklanması gereken eşyaların konulduğu bölüm. Böyle bir yerde saklanılan eşya için ödenen ücret. Genellikle ticaret eşyasının saklandığı yer, depo.
ARMATÖR
Ticaret gemisi sahibi.
ACARLAŞMA
Acarlaşmak durumu.
AVAL
Ticari senetlerde, ödemeden sorumlu olanların ödememesi durumunda üçüncü bir kişinin alacaklılara senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvence. Saflığı sersemlik derecesine varan (kimse).
ALKOL
Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol. Her türlü alkollü içki.
ANGARYA
Bir kimseye veya bir topluluğa zorla, ücret vermeden yaptırılan iş, yüklenti. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine yaptığı zorunlu ücretsiz hizmet. Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılmış olan iş. Savaş durumundaki bir devletin, kendi sularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması. Olağanüstü durumlarda veya sıkıyönetimde devletin vatandaşlara ait taşıtlara el koyması. Bir kişiye görevi dışında yaptırılan iş.
AKIŞKANLIK
Akışkan olma durumu. Para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü, likidite. Kolaylıkla paraya çevrilebilme özelliği fazla olan varlıklar, likidite.
ACEMİ
Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen. Saraya yeni alınmış cariye. İşinde, mesleğinde yeni olan, toy. Bir yere, bir şeye yabancı olan.
ACARA
Acar.
AZATLI
Azat edilmiş cariye veya köle.
ACYO
Herhangi bir paranın gerçek değeriyle sürüm değeri arasında veya bir ticaret senedinin üzerinde yazılı miktar ile indirimden sonraki tutarı arasında doğan fark. Bankaların senetli kredi işlemlerinde yaptıkları tahsilat. Bir ticaret senedinin yenilenmesinde alınan komisyon.
ACAR
Atılgan. Güçlü ve becerikli, çevik, enerjik. Yeni. Güneybatı Kafkasya'nın Türkiye sınırına yakın bölgesinde yaşayan bir halk, Acara.
ANTREPO
Gümrüklere gelen ticari eşyanın konulduğu, korunduğu yer.
ACARLIK
Acar olma durumu.
ACARLAŞMAK
Acar duruma gelmek.