Kelimeler arşivi içinde; sonunda "cat" olan, toplam 16 adet kelime bulunmaktadır. Sonu cat ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında cat olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde cat olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
FİDYEİNECAT
MÜNDERECAT
MENSUCAT, MUALECAT
İHRACAT, MÜNACAT, MÜNECAT, MÜRACAT
AĞACAT
NECAT, RİCAT, HACAT, MACAT
İCAT, ACAT
CAT
CAT
Düşman. Bozuk para.
NECAT
Kurtuluş.
MACAT
Sakat, bir organı eksik olan.
FİDYEİNECAT
Fidye.
RİCAT
Vazgeçme. Gerileme, geri çekilme, geri kaçma.
İCAT
Buluş. Gerçekmiş gibi gösterme çabası.
AĞACAT
Tabut.
MÜNECAT
Arapça kökenli münâcât: münacat; Allaha yalvarma.
ACAT
Alet, aygıt: Acatsız iş olmaz. Ev eşyası.
MUALECAT
İlaçlar.
MÜNACAT
Yakarış. Divan edebiyatında Tanrı'yı öven şiir türü veya şiirin bir bölümü.
HACAT
Arapça kökenli hâcet: Alet edevat. Hacet, alet.
MENSUCAT
Dokumalar.
İHRACAT
Bir ülkenin ürettiği malları başka bir ülkeye veya ülkelere satması, dış satım.
MÜNDERECAT
İçindekiler.
MÜRACAT
Müracaat.
Bu bölümde tanımı içerisinde CAT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
FELFELEK
Bir tür küçük kelebek. Hurmagillerden, kestane büyüklüğündeki yemişi şerit düşürücü nitelik taşıyan Asya bitkisi (Areca catechu).
İHRACATÇI
İhracat işleriyle uğraşan kimse, dış satımcı, ihraççı.
KOCATMA
Kocatmak işi.
KURTULUŞ
Bir şeyden, bir yerden kurtulma, felah, halas, necat, selamet. Bağımsızlık.
ÇALMAK
Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak. Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak. Benzemek, andırmak. Bozmak, zarar vermek. Üzerine sürmek. Kumaşın bir parçasını kesmek. Vurarak ya da sürterek ses çıkartmak. Ses çıkarmak, ses vermek. Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak. Süpürmek, temizlemek. Atmak, çarpmak, vurmak. Madeni oymak, kalemle işlemek.
İCATÇILIK
İcatçı olma durumu.
İHRAÇÇI
İhracatçı. Hisse senedi, tahvil vb. kıymetli kâğıtları dış piyasaya satmaya yetkili kuruluş.
İCATÇI
İcat eden, bulan kimse, kâşif, bulucu.
KATALPA
İki çeneklilerden, yaprakları çok iri ve kalp biçiminde, çiçekli bir süs bitkisi (Bignonia catalpa).
ARACI
Ara bulucu. Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador. İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta. İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği.
ÇEKİLMEK
Çekme işi yapılmak. Tartılmak. Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek. Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek. Geri gitmek, ricat etmek. Katılmamak, vazgeçmek. Azalmak. Uzaklaşmak, araya mesafe koymak. Kendini geriye veya bir yana çekmek. Yok olmak. Parça hâlindeki et kıyma biçimine getirilmek. Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak.
ÇEKİLME
Çekilmek işi. Yerin yükselmesiyle bu yeri örten deniz sularının gerilemesi, basma karşıtı. Bir boksörün veya güreşçinin herhangi bir sebeple karşılaşmayı bırakması. Savaşta, bir ordunun veya bir birliğin düşmandan ayrılmak için yaptığı davranış, ricat. Bir görevden, bir işten kendi isteği ile ayrılma, istifa.
FİDYE
Tutsak edilen veya rehin alınan bir kimsenin serbest bırakılması için istenen para, kurtulmalık, fidyeinecat.
AMİR
Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse, mir. Buyuran, buyurucu. Satıcı veya ihracatçının gönderdiği malların bedelini almak üzere gerekli belgeleri göstererek bankaya başvuran kimse.
İHRACATÇILIK
İhracatçının yaptığı iş, dış satımcılık.
GERİLEME
Gerilemek işi. Gelişimin daha erken dönemlerine geri dönme. Geri çekilme, ricat. Sonuçlardan ilkelere, etkilerden sebeplere ve birleşiklerden yalınçlara doğru usa vurma işlemi. Kavrama yeteneğinin giderek zayıflaması durumu. Bir dokunun, bir organın değişim geçirmemesi veya bir yapının basitleşmesi.
İÇİNDEKİLER
Bir kitabın, derginin baş veya sonuna konulan, konu başlıklarını sayfa numaralarıyla gösteren liste, fihrist. Bir kitap, dergi, gazete, mektup vb.nin içinde bulunan konular veya kapsadığı şeyler, münderecat.
MERKANTİLİZM
Ülkenin refahını sahip olduğu altın, gümüş vb. değerli madenlere bağlayan, ülkedeki değerli maden yataklarının işletilmesine önem veren ve ihracatı artırıp ithalatı azaltmaya çalışan iktisat öğretisi.
BULUŞ
Bulma işi. İlk defa yeni bir şey yaratma, icat. Konu, duygu, düşünce ve hayalde başkalarının etkisinden sıyrılarak bunların işlenişinde yeni bir yol tutma. Bilinen bilgilerden yararlanarak daha önce bilinmeyen yeni bir bulguya ulaşma veya yöntem geliştirme, icat.
BULMAK
Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak. Cezaya uğramak. Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek. Bir şeyi elde etmek. İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak. Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek. Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak. İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek. Hatırlamak. Sağlamak, temin etmek. Seçmek. Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak.