Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ark" olan, toplam 23 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ark ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında ark olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ark olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
KANAMANGARK, GARAMANGARK
TEKNOPARK
SÖNOSARK, LUNAPARK, PERİSARK, ENDOSARK
UZUNARK, POLİARK, OTOPARK
HIZARK
KUARK, ÖZARK
CARK, ŞARK, PARK, HARK, KARK, MARK, GARK, FARK, ÇARK
ARK
ARK
İçinden su akıtmak için toprak kazılarak yapılmış olan açık oluk, arık, dren, karık.
LUNAPARK
Türlü eğlence ve oyun kuruluşları bulunan alan.
ÖZARK
Özü temiz kimse.
CARK
Lavabo, banyo.
KUARK
Proton ve nötronların temel yapı taşı olan farklı spinli elemanter parçacık.
PERİSARK
Koloni oluşturan hidrozoonlarda bireyleri birbirine bağlayan ortak dokunun kitinli dış örtüsü.
SÖNOSARK
Mercan kolonilerinde, bütün koloniyi dıştan saran ince örtü. Mercan kolonilerinde, bütün koloniyi dıştan saran örtü.
TEKNOPARK
Bir veya birden fazla üniversite veya araştırma merkezinin bünyesinde bilgiye ve ileri teknolojilere dayalı sanayi firmalarının kurulup gelişmesini özendirmek amacıyla tasarlanan, içinde yer alan firmalara yüksek nitelikli çalışma alanları sunan, teknoloji aktarımını kolaylaştıran, iş idaresi konularında destek sağlayan ve ayrıca vergi teşvikleriyle cazibe merkezi haline getirilen yapılanma.
GARAMANGARK
Bol bol, çok miktarda: İşte alın, garamangark yeyin artık.
ENDOSARK
Protozoonlarda sitoplâzmanın iç tabakası. Protozoonlarda stoplazmanın iç tabakası.
UZUNARK
Erzurum kenti, Pasinler belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
KANAMANGARK
Doyuncaya kadar, bol bol.
ŞARK
Doğu. Doğu.
HIZARK
Yonga.
POLİARK
Dikotil bitkilerde, köklerin protoksilem kollarının sayısına göre sınıflandırılmasında, kol sayısı çok olduğunda verilen ad.
OTOPARK
Taşıtların trafik bakımından uygun olan ve belli bir süre bırakıldıkları açık veya kapalı yer, park yeri, park.
Bu bölümde tanımı içerisinde ARK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ALO
Telefon konuşmasına başlarken kullanılan bir seslenme sözü. (alooo) Kendisine bakmasını veya kendisiyle ilgilenmesini istediği kişiye karşı söylenen seslenme sözü.
ANAERKİL
Anaerki temeline dayanan, maderşahi, matriarkal.
ANTİKA
Tarihsel bir döneme ait olan. Mendil, örtü, yatak çarşafı vb. bezlerin kenarlarına paralel ipliklerden bir bölümü çekilip dikey olanların ikisi, üçü bir arada tire ile sarılarak yapılmış olan diş diş süs, sıçandişi. Genele, olağana, geleneğe aykırı, acayip, tuhaf, çarliston marka. Eski çağlardan kalma eser. Antik.
AMFİTEATR
Dinleyicilerin oturduğu, sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen salon, amfi. Yunan ve Roma'da açık hava tiyatrosu. Basamak basamak yükselen yer biçimi.
ACYO
Herhangi bir paranın gerçek değeriyle sürüm değeri arasında veya bir ticaret senedinin üzerinde yazılı miktar ile indirimden sonraki tutarı arasında doğan fark. Bankaların senetli kredi işlemlerinde yaptıkları tahsilat. Bir ticaret senedinin yenilenmesinde alınan komisyon.
ADAMSIZ
Adam olmadan. Güvenecek kimsesi olmayan, dayanağı bulunmayan, arkasız. Erkeksiz, kocasız.
ARASIZ
Sürekli olarak, arkası kesilmeden, ara vermeden, müstemirren, vira.
ALIŞKANLIK
Bir şeye alışmış olma durumu, alışkınlık, alışmışlık, alışkı, itiyat, huy, meleke, ünsiyet, yordam. İç ve dış etkilerle hep aynı biçimde gerçekleşmesi sonucu beliren şartlanmış davranış. Yakınlık, arkadaşlık, ünsiyet.
ARAPSAÇI
Küçük, yuvarlak ve çok sık yeşil yaprakları olan, uzadıkça aşağı doğru sarkan bir tür süs bitkisi. Çözümlenemeyecek kadar karışık durum. Bir yerleşim planında genel olarak yeşil alanları belirtmek üzere girişik, eğri çizgilerle yapılmış olan bir tür tarama biçimi.
AĞ
İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke. Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Çaprazlama örgü ile yapılmış olan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık. Tuzak. Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file.
ADAPTÖR
Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı. Aygıtın kullanabileceği düzeye göre elektrik akımını ayarlayan alet, uyarlayıcı.
ALTERNATİF
Seçenek. Karşı. Dalgalı. Değişik, farklı. Almaşık.
AKABİNDE
Arkasından, hemen arkadan, ardından, hemen ardından.
AĞIZ
Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.
AĞIT
Ölenin iyi niteliklerini, ölümünden duyulan acıyı dile getiren söz veya ezgi. Gelinin arkasından niteliklerini anlatan söz veya ezgi. Ölen bir kimsenin gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini, arkada bıraktıklarının acılarını, büyük felaketlerin acılı etkilerini dile getiren söz veya okunan ezgi, yazılan yazı, sagu, mersiye.
AKIN
Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması. Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul vb. amaçlarla toplu olarak yapılmış olan baskın. Gol atmak veya sayı yapmak amacıyla karşı takımın sahasına doğru genellikle topluca girişilen hücum. Kazak ve Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad.
AĞIL
Evcil küçükbaş hayvanların barındığı çit veya duvarla çevrili yer, arkaç. Hale. Bazı görüntülerdeki çok ışıklı cisimleri çevreleyen ışıklı teker.
AĞMAK
Sarkmak, aşağıya inmek. Yük vb. şeyler bir yana eğilmek. Yükselmek, yukarı doğru çıkmak.
AKAÇ
Bir yerde birikip kalan sıvıları, bir işlem sonunda geriye kalan artıkları, gereksiz nesneleri dışarıya akıtmak için kullanılan boru vb. araç. Yer altı su oluğu. Kanal, ark, su yolu.
AMFİ
Amfiteatr. Sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen büyük derslik.