Sonu GİYİM ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "giyim" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu giyim ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında giyim olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde giyim olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

GİYİM

Giyme işi. Giyme biçimi. Giysi.

  -   -   -  

Anlamında GİYİM bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde GİYİM geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BUTİK

Giyim ve süs eşyası satılan dükkân.

DEKOLTE

Açık giyim. Açık giyimli.

KAPİTONE

İçi pamuk veya yün vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik veya giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş. Bu kumaştan yapılmış veya bu biçimde dikilmiş.

KILIKSIZ

Giyimi düzgün olmayan, sünepe, kıyafetsiz, süfli. Giyimi düzgün olmayan, sünepe, süfli bir biçimde.

KOLEKSİYON

Öğrenme, yarar sağlama veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve özelliklerine göre sınıflara ayrılmış nesnelerin bütünü, derlem. Modaevlerinin giyimdeki yenilikleri tanıtmak için düzenlediği defilelerde gösterilen modellerin bütünü.

GİYSİ

Her türlü giyim eşyası, giyecek, elbise, kıyafet, esvap, libas, urba.

DÜTTÜRÜ

Dar ve kısa giysi. Açık saçık, tuhaf ve hafif giyimli (kadın).

DEFİLE

Giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösteri, giyim gösterisi.

BORDÜR

Kaldırımların kenarlarında bulunan taşlar. Cilt kapağındaki kalın çizgiler. Genellikle giyim kuşam malzemesindeki kenar süsü. Banyo, tuvalet, mutfak vb. ıslak zeminlerde duvar döşemeleri arasına konan motifli bir fayans türü.

LÜKS

Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat. Aydınlatma ölçü birimi. Aşırı, fazla. Hava basınçlı bir tür petrol lambası, lüks lambası. Gösterişli, şatafatlı. Gereksinim dışı olan.

GİYDİRİCİ

Stüdyolarda oyuncuların giyimine yardım eden kimse, gardıropçu. Oyuncuların giysilerini giydiren kimse, gardıropçu.

AMPİR

Fransa'da ortaya çıkıp daha sonra Avrupa'ya yayılmış olan yapı, mobilya, giyim vb.ne ait bir üslup.

KONFEKSİYONCU

Hazır giyim eşyası yapan veya satan kimse.

ÇUL

Genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma. Tekke mensuplarının büründüğü örtü. Kıldan veya yünden yapılmış hayvan örtüsü. Giyim, giysi.

BONMARŞE

İçinde her türlü giyim, süs eşyası oyuncak vb. satılan büyük mağaza.

KIYAK

Benzerlerinden üstün olan, çok güzel, mükemmel. Kıyıcı, zalim, gaddar. Hoşgörü, ayrıcalık tanıma. Güzel, biçimli, yakışıklı, düzgün giyimli.

KONFEKSİYON

Hazır giyim eşyası. Hazır giyim eşyası diken sanayi kolu.

DONATMAK

Birinin giyimini sağlamak. Süslemek. Sövmek. Azarlamak. Bir şeyin iş görebilmesi için gereken nesneleri, gereçleri katmak, teçhiz etmek.

PASAKLI

Giyimine veya eşyanın temizliğine, düzenine önem vermeyen (kimse), çapaçul.

ABULLABUT

Kaba saba ve anlayışsız (kimse). Biçimsiz ve kötü giyinen, giyimine özen göstermeyen (kimse).