Kelimeler arşivi içinde; başında "şere" olan, toplam 33 adet kelime bulunmaktadır. şere ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu şere ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde şere olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
ŞEREFLENDİRİLMEK
ŞEREFLİKOÇHİSAR, ŞEREFLENDİRİLME
ŞEREFLENDİRMEK, ŞEREFLİDAVUTLU
ŞEREFLİGÖKÖZÜ, ŞEREFLENDİRME
ŞEREFSUNGUR, ŞEREFSİZLİK, ŞEREFLENMEK
ŞEREFLİLİK, ŞEREMETLER, ŞEREFLENME
ŞEREKERİM, ŞEREFOĞLU, ŞEREMETLİ
ŞEREFSİZ, ŞEREFYAP, ŞEREFLER, ŞEREFNUR, ŞEREFNAZ, ŞEREFKÖY, ŞEREFİYE, ŞEREFHAN
ŞEREMET, ŞEREVLE, ŞEREVAZ, ŞEREFLİ, ŞEREFİN
ŞERE
Yara, yanık izi.
ŞEREFLENME
Şereflenmek işi, onurlanma, teşerrüf.
ŞEREFLENDİRMEK
Kendisine saygı duyulan bir kimse, bir yere gelerek oradakileri mutlu etmek, onurlandırmak.
ŞEREFLENMEK
Onurlanmak, teşerrüf etmek.
ŞEREFLENDİRME
Şereflendirmek işi, onurlandırma.
ŞEREFLİGÖKÖZÜ
Ankara şehrinde, Haymana ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
ŞEREFOĞLU
Kahramanmaraş ilinde, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Yozgat kenti, Şefaatli ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
ŞEREMETLER
Balıkesir ili, Kepsut ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
ŞEREFLİKOÇHİSAR
Ankara iline bağlı ilçelerden biri.
ŞEREKERİM
Eğilimli.
ŞEREFSİZLİK
Şerefsiz olma, şerefini koruyamama durumu, onursuzluk.
ŞEREFLİLİK
Şerefli olma durumu.
ŞEREFLENDİRİLMEK
Şereflendirme işi yapılmak.
ŞEREFSUNGUR
Kocaeli ilinde, Akçaova nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.
ŞEREFLİDAVUTLU
Ankara ilinde, Şereflikoçhisar ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
ŞEREFLENDİRİLME
Şereflendirilmek durumu.
Bu bölümde tanımı içerisinde ŞERE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ELLEŞMEK
Elle dokunmak. El sıkarak selamlaşmak. Birine dokunacak söz söylemek. Elle itişerek şakalaşmak. Alışverişte, alanla satan birbirlerinin ellerini tutup sıkarak uzlaşmak. Birbirinin elini sıkarak güç denemesi yapmak. Ağır bir yükü kaldırmak için birkaç kişi birden tutmak. Yardımlaşmak.
BÖCEK
Eklem bacaklıların, altı bacaklı, çoğu kanatlı ve vücutları baş, göğüs, karın olarak eklemlerden oluşmuş hayvan sınıfı, haşere. Istakoza benzer, uzunluğu 30-40 santimetre kadar olan, sarı renkli, kısa kıskaçlı, yenilen bir deniz hayvanı. Kelebek, kurt ve tırtılın dışında kalan küçük hayvancıklar.
ALMAŞ
İki veya daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, münavebe. Birinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu sistem.
ÇEVİRME
Çevirmek işi, tedvir. Çevrilmiş, tercüme edilmiş. Uzaktan dolaşıp düşmanın yan gerilerine düşerek onu istemediği bir durumda dövüşmek zorunda bırakma, sarma, muhasara. Kuzu, oğlak vb. hayvanların şişte, kor üzerinde çevrilerek pişirilmişi. Dikenlerden, ağaç dallarından yapılmış duvar. Bir müzik parçasındaki aralığın veya bir cümle parçasının tiz sesini pese, pes sesini tize dönüştürmek işi.
BİLİR
"Anlar, sayar, yapar" anlamları ile adlarla birleşerek birleşik sıfat kuran bir söz.
BLASTULA
Yumurta hücresi oğulcuk olurken morulanın gelişerek içi boş yuvarlak biçime girmesi durumu, morula.
ALİCENAP
Cömert. Onurlu, şerefli. Onurlu, şerefli bir biçimde.
EKSELANS
Bakanlık ve elçilikten başlayarak cumhurbaşkanlığına kadar yükselen, yüksek makam sahibi yabancılara verilen şeref unvanı. Bu unvanı taşıyan kimse.
DİL
Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı. Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası. Sorguya çekilmek için yakalanan tutsak. Gönül, yürek. Büyükbaş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili. Kıstak. Belli mesleklere özgü dil. Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak. Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi. Düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı. Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli bölümleri. Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen halatı istenilen yöne çevirmeye yarayan, çevresi oluklu, küçük döner tekerlek. Düşmanın durumunu öğrenmek için sorguya çekilmek amacıyla ele geçirilen tutsak. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan, zeban. Anahtar.
ÇANGIRDAMAK
Düşerek veya birbirine çarparak gürültü çıkarmak.
DİTİRAMP
Eski Yunanların Dionysos şerefine okudukları tören şarkısı. Lirik şiir.
AĞBENEK
Ağ görünüşünde olan, arpa yapraklarına yerleşerek oldukça önemli zararlara yol açan, açık veya koyu kahverengi asklı mantar. Bu mantarın yol açtığı ekin hastalığı.
ALTES
Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı. Bu unvanı taşıyan kimse.
DÖNÜŞÜMCÜLÜK
Yaşayan türlerin yalın biçimlerden karmaşık biçimlere doğru gelişerek ortaya çıktığını -öne süren- öğreti, transformizm.
DÖNÜŞÜMLÜ
Değişen, sıra ile olan. Değişerek, sıra ile.
ASTSUBAY
Silahlı Kuvvetler Yasası'na göre astsubay meslek yüksekokullarında yetişerek Silahlı Kuvvetlere katılan astsubay çavuştan astsubay kıdemli başçavuşa kadar rütbesi olan asker, gedikli.
ERCİK
Çiçek tozu üreten ve on tanesi çeşitli biçimde birleşerek erkek organı meydana getiren çiçek kısmı.
BİREYLEŞME
Türle ilgili bir örnek olarak bireyde gerçekleşmesi. Bütünün parçalarından birisinin gelişerek belirgin ve bağımsız bir duruma gelmesi. Bağımsız kişiliğe varan gelişme süreci.
ESTERLEŞME
Oksijenli asitlerle alkollerin birleşerek ester oluşturması.
BİLEŞİK
Birleşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep. Kimyasal tepkimeler sonucu iki veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan bağımsız fiziksel, kimyasal nitelikler gösteren (madde). Ses ve görüntünün birlikte yer aldığı film parçası.