ILIN ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "ılın" olan, toplam 17 adet kelime bulunmaktadır. ılın ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu ılın ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde ılın olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

10 harfli kelimeler

ILINDIRMAK

9 harfli kelimeler

ILINLANIM, ILINDIRMA

8 harfli kelimeler

ILINLAMA

7 harfli kelimeler

ILINCAH, ILINMAK, ILINKAÇ, ILINGAÇ, ILINÇAK, ILINÇAH, ILINCIK, ILINCAK

6 harfli kelimeler

ILINGI, ILINIZ, ILINMA, ILINTI

4 harfli kelimeler

ILIN

Bazı kelimelerin anlamları

ILIN

Kıvıl yükü olmayan. Ekşit ya da baz olmayan. Artı ve eksi yükü olmayan, yansız.

ILINLANIM

Bir üçlü yükselteç çevriminde üst-üşek kafes sığasının etkisini önlemek için bir dengeleyici sığaç kullanma. Elektriksel yük dengesi yitmiş olan bir dizgede dengeyi kurma.

ILINCIK

Önelciklerle birlikte çekinleri oluşturan, kıvıl yüksüz, dönüsü 1 /2 olan ana tanecik. Durgun kütlesi sıfır olan ve ışık hızı ile ilerleyen dayanıklı, ılın temel parçacık.

ILINGI

Paçavra.

ILINMA

Ilınmak işi.

ILINGAÇ

Küçük çocuk salıncağı.

ILINMAK

Ilık duruma gelmek, ılımak.

ILINCAH

Küçük çocuk salıncağı. Salıncak.

ILINIZ

Pinti.

ILINÇAK

Küçük çocuk salıncağı.

ILINKAÇ

Küçük çocuk salıncağı.

ILINDIRMA

Ilındırmak işi.

ILINDIRMAK

Ilık duruma getirmek.

ILINLAMA

Ekşitle bazı karıştırıp, ekşitliği ve bazlığı giderme (pH = 7 yapma). Toplam kıvıl yükü sıfır yapma işlemi.

ILINCAK

Küçük çocuk salıncağı. Ilık (su). Salıncak. Elâzığ ili, Gözeli nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

ILINÇAH

Küçük çocuk salıncağı.

  -   -   -  

Anlamında ILIN bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ILIN geçen kelimeler listesi verilmiştir.

HAC

Genellikle tek tanrılı dinlerde kutsal olarak tanınan yerlerin, o dinden olanlarca yılın belli aylarında ziyaret edilmesi. İslam'ın beş şartından biri olan, Müslümanlarca zilhicce ayında Mekke'de yapılmış olan Kâbe'yi ziyaret ve tavaf ibadeti.

ELEKLİK

Keçi kılından veya at yelesinden yapılmış iplikle dokunan ve sanayide bazı sıvıları süzmekte kullanılan özel dokuma türü.

ERTESİ

Bir günün, haftanın, ayın, mevsimin, yılın ardından gelen (gün, hafta, ay, mevsim, yıl), ferdası.

EKİM

Ekme işi. Yılın onuncu ayı, teşrinievvel.

FARİL

Balık ağlarının alt ve üst yanlarına geçirilen keçi kılından yapılmış ip.

ARALIK

Ara. Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre. Yarı açık, tam kapanmamış. Uygun, elverişli durum, fırsat. Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel. İki nota arasındaki perde uzaklığı. Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas. Tuvalet. Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor. Iğdır iline bağlı ilçelerden biri. Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık. Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk. Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık.

BÖCEK

Eklem bacaklıların, altı bacaklı, çoğu kanatlı ve vücutları baş, göğüs, karın olarak eklemlerden oluşmuş hayvan sınıfı, haşere. Istakoza benzer, uzunluğu 30-40 santimetre kadar olan, sarı renkli, kısa kıskaçlı, yenilen bir deniz hayvanı. Kelebek, kurt ve tırtılın dışında kalan küçük hayvancıklar.

BELİRTİLİ

Belirtisi olan. Belirtilmiş olan, belirli kılınan.

DOLDURMAK

Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek. Ses, koku yayılıp kaplamak. Belirli bir süreyi kaplamak, almak. Bildirge, çizelge, fiş vb. basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak. Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek. Yaşını, yılını bitirmek. Ateşli silahların içine mermi sürmek. Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek. Canlılık kazandırmak.

EYLÜL

Yılın dokuzuncu ayı.

ANGORA

Ankara keçisinin kılından veya tavşanının tüyünden elde edilen iplikle dokunan (giysi).

AĞUSTOS

Yılın sekizinci ayı.

DON

Giysi. Vücudun belden aşağısına giyilen uzun veya kısa iç giysisi, külot. At kılının rengi. Hava sıcaklığının sıfırdan aşağı düşmesiyle suların buz tutması.

BIÇKIN

Külhanbeyi, kabadayı. Korkusuz, gözü pek, yürekli, cesur. 1988 yılında çekilen bir Kemal Sunal filmi.

GELECEKÇİLİK

İtalyan şairi Marinetti'nin 1909 yılında yayımladığı bildiri ile ortaya çıkan, yeni hayatı övme, geleneksel edebî kuralları yıkma amacını güden ve Dadacılık, gerçeküstücülük vb. akımlara öncülük etmiş olan edebiyat çığırı, fütüristlik, fütürizm.

EKİN

Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum. Kültür, hars.

DRETNOT

XX. yüzyılın başlarında kullanılan bir zırhlı tipi.

AMBAR

Genellikle tahıl saklanan yer. Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer. Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık.

AY

Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme veya sevinç anlatan bir söz. Dünya'nın uydusu olan gök cismi, kamer, mah, meh. Yılın on iki bölümünden her biri. Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre. Bir ayın herhangi bir gününden ertesi ayın aynı gününe kadar geçen veya yaklaşık otuz gün olarak kabul edilen süre.

FORMALİTE

Yerine getirilmesi kanunca zorunlu kılınan işlem. Önem verilmediği hâlde bir zorunluluğa bağlı olarak yapılmış olan biçimsel davranış.