İDDİA ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "iddia" olan, toplam 12 adet kelime bulunmaktadır. iddia ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu iddia ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde iddia olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

İDDİALAŞMAK, İDDİASIZLIK

10 harfli kelimeler

İDDİACILIK, İDDİALAŞMA, İDDİALILIK, İDDİASIZCA

9 harfli kelimeler

İDDİALICA, İDDİANAME

8 harfli kelimeler

İDDİASIZ

7 harfli kelimeler

İDDİACI, İDDİALI

5 harfli kelimeler

İDDİA

Bazı kelimelerin anlamları

İDDİA

Sav. Kendinde olmayan bir yeteneği, bir durumu varmış gibi gösterme.

İDDİALILIK

İddialı olma durumu.

İDDİASIZLIK

İddiasız olma durumu.

İDDİANAME

Savcılığın soruşturma sonunda elde ettiği kanıtları ve iddialarını içinde topladığı, mahkemede okunan yazı, savca.

İDDİALAŞMA

İddialaşmak işi.

İDDİALAŞMAK

Karşılıklı iddiaya girmek.

İDDİALI

Bir iddiası olan. Abartılı. Kendine çok güvenen.

İDDİASIZCA

İddiasız bir biçimde.

İDDİACILIK

İddiacı olma durumu.

İDDİACI

Dediğinde, iddiasında haksız da olsa direnen, inatçı (kimse). Kendinde olmayan bir yeteneği, bir durumu varmış gibi gösteren.

İDDİALICA

İddialı bir biçimde.

İDDİASIZ

Bir iddiası olmayan. Alçak gönüllü, mütevazı.

  -   -   -  

Anlamında İDDİA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde İDDİA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

SAV

İleri sürülerek savunulan düşünce, iddia, dava. Tanıtlanması gereken önerme, tez. Haber, söz. Atasözü.

SAVLAMAK

İddia etmek.

CİNCİ

Cin çağırma, onlarla konuşma vb. iddialarla geçimini sağlayan (kimse).

HAKLI

Hakka uygun, doğru, yerinde. Davası, iddiası, düşüncesi veya davranışı doğru ve adalete uygun olan (kimse).

TANITLAMA

Tanıtlamak işi, ispatlama. Öne sürülen bir iddianın doğruluğunu mantıksal yöntemle gösterme.

CERH

Yaralama. Bir düşünce, inanç veya iddiayı çürütme.

TANIKLAMAK

Bir iddiayı tanıkla desteklemek, tanık göstermek.

KARŞITLAMAK

Bir iddiaya zıt olarak başka bir iddia ileri sürmek.

ÇATIŞMAK

Birbirine çatmak ya da çatılmak. Kavga etmek. Karşılıklı vuruşmak. Deve ve köpek çiftleşmek. Söz, iddia veya davranış birbirini tutmamak, birbirini çelmek, mütenakız olmak.

MÜDDEA

İddia edilen.

ARGÜMAN

Kanıt. Tez, iddia, sav. Bir çıkış kümesinin değişkeni. Bir denklem, bir eşitsizlik veya bir gök cisminin hareketine ait herhangi bir elemanın bağlı bulunduğu belli bir değer. Bir cetvelde diğer bir sayıyı bulmak için yararlanılan sayı.

HAKSIZ

Hak ve adalete uygun olmayan. Davası, iddiası, davranışı, düşüncesi doğru ve yerinde olmayan (kimse).

ÇIKMAK

İçeriden dışarıya varmak, gitmek. Süresi dolduğunda ayrılmak. Gerçekleşmek. Yayılmak, duyulmak. Yerinden oynamak. Görünür ya da belli bir durumda bulunmak. Bir iddia ile ortalıkta görünmek. Belirmek, tanınmak. Meydana gelmek. Yayılmak. Niteliği sonradan anlaşılmak. Gelmek. Giderilmek, yok olmak. Yetkili birinin makamına iş için gitmek. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek. Artırmak, fiyatı yükseltmek. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. Mal olmak. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek. Büyük abdest bozmak. Karaya ayak basmak. Oyunda herhangi bir rolü oynamak. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek. Yükselmek, artmak. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak. Yetişecek ölçüde olmak. Harcamak zorunda kalmak. Eksilmek. Ay veya mevsim geçmek. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak. Binaya kat eklemek. Erişmek, görmek. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak. Sıyrılmak, ayrılmak. Olmak, bulunmak, var olmak. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek. Yapılmak, yürümek. Bitmek, büyümek, sürmek. Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek. Bir yere ulaşmak, varmak. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak. Piyasaya sürülmek. Oluşmak, olmak. Sesini yükseltmek. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek. Bulaşmak. Ay, Güneş görünmek. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak. Verilmek. Vermeye katlanmak. Flört etmek. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak. Unutmak. Yayımlanmak. Yeni yetişip satışa sunulmak.

ÇÜRÜTÜLMEK

Çürütme işine konu olmak. Doğru olarak ileri sürülen düşüncenin, davanın, iddianın yanlışlığı, gerçeklere dayanmadığı ortaya çıkarılmak.

BÜYÜ

Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, afsun, efsun, sihir, füsun, bağı. Karşı durulamaz güçlü etki.

DAYANAK

Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet. Destek, dayanak noktası. Bir gerçekliğin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunan şey, kendisine bir şey yüklenilen, bir varlığa destek olan, altta bulunan temel. Bir iddiayı güçlendirmeye yarayan tanıt.

BAHİS

Üzerinde konuşulan şey, konu. Bir kitabın bölümlerinden her biri. Görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü anlaşma.

SAVCA

İddianame.

HAK

Adalet. Kâğıttaki yazıyı kazıma, kazı. Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk, doğruluk. Verilmiş emekten doğan manevi yetki. Doğru, gerçek. Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç. Pay. Emek karşılığı ücret. Tanrı. Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma, kazı.

ÇÜRÜTMEK

Çürümesine sebep olmak. Eti bayatlatıp gevrek bir duruma getirmek. Doğru olarak ileri sürülen bir düşüncenin, bir davanın, bir iddianın yanlışlığını ortaya koymak.