ÇARPIK ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "çarpık" olan, toplam 9 adet kelime bulunmaktadır. çarpık ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu çarpık ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde çarpık olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

17 harfli kelimeler

ÇARPIKLAŞTIRILMAK

16 harfli kelimeler

ÇARPIKLAŞTIRILMA

15 harfli kelimeler

ÇARPIKLAŞTIRMAK

14 harfli kelimeler

ÇARPIKLAŞTIRMA

12 harfli kelimeler

ÇARPIKLAŞMAK

11 harfli kelimeler

ÇARPIKLAŞMA

9 harfli kelimeler

ÇARPIKLIK

8 harfli kelimeler

ÇARPIKÇA

6 harfli kelimeler

ÇARPIK

Bazı kelimelerin anlamları

ÇARPIK

Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı. Gerektiği gibi olmayan, düzgün olmayan. Aksi, ters, huysuz bir biçimde. Kötü.

ÇARPIKLAŞMAK

Çarpık duruma gelmek.

ÇARPIKLIK

Çarpık olma durumu, eğrilik.

ÇARPIKLAŞTIRILMA

Çarpıklaştırılmak işi.

ÇARPIKÇA

Biraz çarpık.

ÇARPIKLAŞTIRILMAK

Çarpık duruma getirilmek.

ÇARPIKLAŞTIRMA

Çarpıklaştırmak işi.

ÇARPIKLAŞMA

Çarpıklaşmak işi.

ÇARPIKLAŞTIRMAK

Çarpık duruma getirmek.

  -   -   -  

Anlamında ÇARPIK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ÇARPIK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

BAYDAH

Paytak yürüyen, bacakları çarpık olan. Bayrak.

YUMRU

Yuvarlak, şişkin şey. Şişkin, kabarık, yuvarlak biçimli. Genellikle derinin içine gömülü, yuvarlak ve sert oluşum, nod. Sap, kök veya dallarda bulunan, yedek besin taşıyan şişkin madde. Eğri büğrü, çarpık, yamru yumru.

BASTIBACAK

Bacakları kısa veya çarpık (kimse). Yaramaz, haylaz (çocuk).

AYDAŞ

Zayıf, cılız. Bacakları çarpık. Yaşına girmemiş çocuk. Aynı ay içinde doğan çocuklar. Anormal doğan çocuk. Şaşı. Gelişmeyen, cılız bebek. Sakat, çirkin kimse.

ABRAŞ

Alaca benekli. Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı). Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık. Ters, kaba, görgüsüz (kimse). Deseni ve atkısı bozuk halı. Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık. Çarpık, eğri, düzgün olmayan. Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan (kimse).

BASDİBACAK

Paytak yürüyen, bacakları çarpık olan.

EĞRİ

Doğru veya düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık, münhani, doğru karşıtı. Bir olayın şiddetindeki azalış ve çoğalışları gösteren çizgi. Yatay veya düşey olmayan, bütünüyle bir yana eğilmiş bulunan, eğik, mail. Yay gibi kavislenmiş, eğmeçli, mukavves. Doğru veya düz olmayan çizgi, yüzey. Yanlış bir biçimde.

ÇARPILMAK

Çarpma işine konu olmak. Çarpık duruma gelmek. Bir yankesici tarafından eşyaları el çabukluğuyla çalınmak, soyulmak. Bir şeye ederinden fazla para ödemek. Aldatılmak. Çekiciliğine kapılmak, etkilenmek.

ANKİLUS

Eğri, bükük, çarpık, kavisli.

PAYTAK

Çarpık, eğri bacaklı. Satranç oyununda piyade taşı.

DOĞRU

Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. Yakın, yakınlarında. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde. Gerçek, hakikat. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun. Gerçek, yalan olmayan. Karşı yönünce. İki nokta arasındaki en kısa çizgi.

BADAK

Kısa boylu, ufak yapılı, cüce, bodur, tıknaz. Paytak yürüyen, bacakları çarpık olan: Badağın biri hendeği atlayamadı. Tek husyeli hayvan, iyi burulmamış, dişisine yanaşamayan hayvan. Husye, erkeklik bezi. Orta büyüklükte manda yavrusu, yeni doğmuş manda yavrusu. Fıtık. Dermansız, takatsız, çevik olmayan. Duygusuz, vurdumduymaz. İki çocuk kardeşlik olmak için serçe parmaklarıyla tutuşma. Bir şeyi uzatmak için yapılan ek, ilâve. Yeni kurutulan üzüm arasında kalan yaş taneler. Bardak. Merdiven, merdiven basamağı. Akran, eş, denk. Çelme, güreşte bacak atma. Toprak testi, küçük testi. İyi enenmemiş, erkeklik bezi tek olan hayvan. Erkeklik bezi. Kısa boylu. Niğde ilinde, Kemerhisar bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

YAMPİRİ

Eğri büğrü, yan yan ve çarpık giden.

LAMELİF

Dolambaçlı. Eğri büğrü, çarpık.

VURUK

Çarpık, çarpılmış.

AYRIK

Ayrılmış. Ayrık otu. Düzgün ve uygun olmayan, çarpık. Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna. Kural dışı.

YILIK

Çarpık, eğri (ağız). Şaşı (göz).

ARKIRI

Düz, çamursuz yol. Çarpık, çapraz, aykırı.

ÇARPITMAK

Çarpık duruma getirmek. Yanlışa ve kötü duruma götürmek. Gerçek anlamından saptırmak.

ÇALIK

Çarpık. Yüzünde çıban veya yara yeri olan. Yan yan giden. Koyunlarda çiçek hastalığı. Çalgın. Verev kesilmiş. Adı defterden silinmiş. Doğal olmaktan uzaklaşmış, kendi renginden olmayan. Çıban yeri.