Sonu ZORLUK ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "zorluk" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu zorluk ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında zorluk olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde zorluk olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

ZORLUK

Sıkıntı veya güçlükle yapılma durumu, zor olma, güçlük, zahmet.

  -   -   -  

Anlamında ZORLUK bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ZORLUK geçen kelimeler listesi verilmiştir.

GÜÇLÜK

Zorluk. Engel, pürüz. Ağır ve yorucu emek, zahmet, meşakkat.

KARINCALANMAK

Bir yere, bir şey üzerine karınca üşüşmek. Vücudun bir yerindeki uyuşukluktan sonra, kan dolaşımının başlamasıyla o yerde karıncalar dolaşır gibi bir izlenim uyanmak. Metal yüzeylerde pas yüzünden yer yer ufak delikler oluşmak. Verici veya alıcıdaki bozukluk sebebiyle televizyonda görüntü bozulmak. Aşırı zihin yorgunluğundan dolayı bir şeyi, bir durumu kavramada zorluk çekmek. Tüfek namlusunun içi paslanmak, çürümeye başlamak.

SÖKMEK

Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak ya da gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak. Rüzgâr, sel, akarsu, bir şeyi yerinden çıkarmak, götürmek. Geçmek, etki yapmak. Geçip gitmeye engel olan zorlukları atlatmak. Ayırmak, uzaklaştırmak, vazgeçirmek. Okuyabilme becerisini kazanmak. Balgam vb.nin çıkması, akması kolaylaşmak. Örülmüş, dikilmiş şeyin, örgüsünü veya dikişini ayırmak. Karışık bir yazıyı okumak. Kurulmuş bir şeyi parçalarına ayırmak. Gelmeye başlamak veya çıkagelmek.

MÜŞKÜL

Güç, zor, çetin. Engel, güçlük, zorluk.

LÜPPEDEK

Yumuşak, küçük bir şeyi birdenbire yutmak için. Kolayca, zorluksuz: Lüppedek çizdi resmimi.

CİYNAZ

Her işte zorluk çıkaran adam.

MÜŞKÜLAT

Güçlük, güçlükler, zorluklar.

GÜÇ

Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat. Sınırsız, mutlak nitelik. Bir toprağın verimlilik yeteneği. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse. Birim zamanda yapılmış olan iş. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler topluluğu. Zorlukla. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli.

CUHHADAN

Zorluk çekmeden (yutmak hakkında).

EMBELİ

Zorluk, güçlük.

ERBAŞAT

Sertlik, zorluk bakımından üstün olan kimse.

ÇEMKİNME

Az otlu yerlerde hayvanların zorlukla otlaması.

BASKIN

Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme. Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen, başat, hâkim, dominant. Sertlik, zorluk bakımından üstün. Su basması, sel. Ansızın çıkagelme. Kısa süreli, beklenmedik saldırı.

KÜLFET

Sıkıntı, zorluk. Büyük masraf.

MICIRIK

Beceriksiz, sünepe. Zorluk çıkartan kişi. Kavgacı. Bir işi bozmak için ileri sürülen neden. Bir işteki karışıklık, düzensizlik. Düzen, dolap: Bu işte bir mıcırık var. Kavga nedeni. Kıvılcım. Çok ezilmiş. Çok cıvık, çok sulu. Dokuma tezgâhında ipliğin hareketini sağlayan makara.

PİŞMEK

Ateşte, fırında, kaynar suda veya yağda ısı etkisiyle yenilebilir duruma gelmek. Meyve olgun duruma gelmek. Bunalacak kadar sıcaklık duymak. İşe alışıp beceri ve ustalık kazanmak, zorlukları göğüslemek. Pişik oluşmak. Bir konuyu iyice öğrenmek. Herhangi bir iş için konuşup hazırlanmak. Isıtma sonucu belirli bir kullanıma uygun duruma gelmek.

GÜÇBEĞENİR

Her şeyden hoşlanmayan, zorlukla karar veren, müşkülpesent.

BİHALLAN

Zorlukla, güçlükle.

HIRTLAMAK

Oyunu kaybeden mızıkçılık etmek. Hortlamak. Bir işi zorlukla çözmek, yapmak. Vücudu yıpratacak kadar çok çalışmak. Çok kalabalık olmak.

SUSATMAK

Susamasına yol açmak, susuz bırakmak. Zorluk, güçlük çıkarmak.