Kelimeler arşivi içinde; başında "sıy" olan, toplam 99 adet kelime bulunmaktadır. sıy ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu sıy ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde sıy olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
SIYIRMADİKENİ, SIYIRMADEMİRİ, SIYIRGIDEMİRİ, SIYIRGALLAMAK, SIYIRDIMOLUĞU, SIYRILABİLMEK
SIYIRIVERMEK, SIYIRDIMOLUK, SIYRIKDIRMAK, SIYIRABİLMEK, SIYRILABİLME
SIYIRTLAMAK, SIYKALLAMAK, SIYIRIVERME, SIYIRABİLME
SIYIRDAMAK
SIYRILCAK, SIYIRTMAÇ, SIYIRTMAK, SIYİRTMEK, SIYKIRMAK, SIYARTMAK, SIYRINMAK, SIYPINCAK, SIYBINMAK, SIYIRGICI, SIYPINMAK, SIYPITMAK, SIYRANCIK, SIYRINÇAK, SIYRINCAK, SIYRINCAH, SIYRIKMAK, SIYRINCAĞ, SIYRIMCAK, SIYRILMAK
SIYIRTMA, SIYRILIŞ, SIYURMUK, SIYRUNDI, SIYRILMA, SIYRINTI, SIYLIHAN, SIYLIKIZ, SIYPAMAK, SIYPINAK, SIYRINDI, SIYIRMIH, SIYINMAK, SIYIPMAK, SIYIRDAK, SIYIRDIM, SIYIRGAÇ, SIYIRKAÇ, SIYIRMUK, SIYIRMAK
SIYRIĞI, SIYACAK, SIYANET, SIYIGÇİ, SIYIRMA, SIYIRKU, SIYIRGA, SIYPMAK, SIYIRUK, SIYIRGI, SIYIRĞA, SIYIRĞI, SIYIRIK, SIYIRKI, SIYIRIM, SIYIRIŞ, SIYITMA
SIYPIN, SIYSIZ, SIYRUK, SIYKIL, SIYDIM, SIYGIÇ, SIYHAL, SIYHIL, SIYLAM, SIYPAK, SIYNAK, SIYLAN, SIYRIK, SIYMAK, SIYRIH, SIYMAÇ
SIYGI, SIYAH, SIYAT, SIYMA, SIYGA, SIYĞA, SIYLI, SIYIĞ, SIYIK
SIY
SIY
Armağan.
SIYIRGIDEMİRİ
Kalıp alma sırasında biriken kumu temizlemekte kullanılan demir çubuk. (Bursa).
SIYIRABİLMEK
Sıyırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
SIYIRGALLAMAK
Elle siler gibi boylu boyunca sıvazlamak, sıyırmak.
SIYIRIVERME
Sıyıvermek işi.
SIYIRMADEMİRİ
Dabakların, deride kalmış etli kısımları kazımakta kullandıkları araç. (Maraş).
SIYIRDIMOLUK
Değirmen çarkına suyun gitmesini sağlayan tahta ya da saçtan oluk.
SIYIRABİLME
Sıyırabilmek işi.
SIYKALLAMAK
Parlatmak, düzeltmek, cilalamak : Usta şu çamurun yüzünü sıykalla bakayım.
SIYIRDIMOLUĞU
Değirmen çarkına suyun gitmesini sağlayan tahta ya da saçtan oluk. Suyu değirmene ulaştıran oluk. (Köprü Şarkikaraağa, Körküler Yalvaç Isparta; Mudurnu Bolu).
SIYIRMADİKENİ
Devedikeni.
SIYRILABİLME
Sıyrılabilmek işi.
SIYIRIVERMEK
Ansızın veya çabucak sıyırmak.
SIYRILABİLMEK
Sıyrılma imkânı veya olasılığı bulunmak.
SIYIRTLAMAK
Arktan geçen suyun düzgün akmasını sağlamak için engelleri gidermek, kıyılamak.
SIYRIKDIRMAK
(üzerinden) kaldırmak, ayırmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde SIY geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AÇMAK
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.
AKÇÖPLEME
Zambakgillerden, yapraklarının uzun, geniş olması, çiçeklerinin güzelliği dolayısıyla bahçe çiçekleri arasına giren zehirli bir bitki cinsi (Veratrum album).
AĞAÇKAKAN
Serçegillerden, gagasıyla ağaçları oyabilen ve ağaç kurtlarını yiyerek beslenen, uzun gagalı kuş (Picus).
ALACALANMAK
Alaca bir duruma gelmek. Herhangi bir heyecan dolayısıyla benzi kızarıp bozarmak, renkten renge girmek. Eriyen karlar arasından yer yer toprak görünmek.
ANTRİKOT
Sığırın iki kürek kemiği arasından ve pirzolalık yerinden çıkartılan, kemiğinden sıyrılmış et dilimi.
AYNŞTAYNYUM
Atom sayısı 99 olan, uranyumun sürekli ısınmasıyla veya termonükleer tepkimeler sırasında oluşan yapay element (simgesi Es).
AKSIRIK
Herhangi bir sebeple burun zarının gıcıklanması sonucu solunum kaslarının birdenbire kasılmasıyla ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşalması olayı, aksırma, hapşırma, hapşırık.
ATMAK
Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak. Örtmek. Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak. Bir yerden başka bir yere taşımak. Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak. Söylemek. Bir kimsenin ilişiğini kesmek. Uzatmak. Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak. Yapılmış kötü bir işi birine yüklemek. Yırtılmak. Bilmeden, kestirerek söylemek. Yalan ya da abartmalı söz söylemek. Yapışık olduğu yerden ayrılmak. Koymak. Bir şeyi yere doğru bırakmak. Geri bırakmak, ertelemek. Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak. Terk etmek. Değerini eksiltmek. Götürmek. Çıkarmak, dışarıya vermek. Top, tüfek vb. silahları patlatmak. İçki içmek. İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak. Rastgele bir kenara koymak. Kalp, nabız vurmak, çarpmak. Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek. Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak. Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak. Göndermek, yollamak. Çatlamak. Sille, tokat vurmak.
ALDANMAK
Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak. Hayal kırıklığına uğramak. Havanın birden ısınmasıyla zamansız açan çiçek, soğuk sebebiyle donmak. Bir hileye, bir yalana kanmak. Avunmak, oyalanmak.
BALOTAJ
Adaylardan hiçbirinin gerekli oyu sağlayamaması dolayısıyla seçimin sonuçsuz kalması.
AYRAN
Süt veya yoğurt yayıkta çalkalanarak yağı alındıktan sonra kalan sulu bölüm. Yoğurdun sulandırılıp çalkalanmasıyla yapılmış olan içecek.
ANKİLOZ
Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması.
AŞURE
Buğday, nohut vb. tanelerle kuru yemişlerin bir arada şekerle kaynatılmasıyla yapılmış olan bir tatlı türü, alaca aş.
ALKOL
Bira, şarap vb. sıvıların veya pancar, patates nişastasının şekere dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan glikoz çözeltilerin mayalaşmış özlerinin damıtılmasıyla elde edilen, kokulu, uçucu, yanıcı, renksiz sıvı, ispirto, etanol, etil alkol. Her türlü alkollü içki.
ATEŞ
Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç. Tutuşmuş olan cisim. Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma. Öfke, hırs, hınç. Tehlike, felaket. Coşkunluk. Büyük üzüntü, acı. Patlayıcı silahların atılması.
ACI
Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı. Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap. Keskin, şiddetli. Çarpıcı, göz alıcı (renk). Tadı bu nitelikte olan. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem.
AYRIM
Ayırma işi, tefrik. Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark. Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü. Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark. Alt bölüm. Ayrılma noktası.
ALGORİTMA
Orta Çağda ondalık sayı sistemine göre, son zamanlarda ise iyi tanımlanmış kuralların ve işlemlerin adım adım uygulanmasıyla bir sorunun giderilmesi veya sonuca en hızlı biçimde ulaşılması işlemi, Harezmi yolu.
ALÜVYON
Akarsuların taşıyıp yığdıkları balçık, kil vb. çok ince taneli şeylerin kum ve çakılla karışmasıyla oluşan yığın, lığ.
ARACILIĞIYLA
-le bağlantı kurularak, -nın yardımıyla, vasıtasıyla, eliyle, yoluyla, marifetiyle, tarafından.