Kelimeler arşivi içinde; başında "sü" olan, toplam 1137 adet kelime bulunmaktadır. sü ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu sü ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde sü olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
SÜPERFOLİKÜLASYON
SÜMÜKLEĞENBÖCEĞİ, SÜPERFEKONDASYON, SÜPERMARKETÇİLİK, SÜREĞENLEŞTİRMEK, SÜREKLİLEŞTİRMEK
SÜBLİMLEŞTİRMEK, SÜLEYMANHACILAR, SÜLFADİMETOKSİN, SÜLFAMETOKSAZOL, SÜMÜKLEENHÖCEĞİ, SÜPERENFEKSİYON, SÜREĞENLEŞTİRME, SÜREKLİLEŞTİRME, SÜRÜKLENEBİLMEK, SÜRÜKLEYEBİLMEK
SÜBLİMLEŞTİRME, SÜLEYMANBEYLER, SÜLEYMANFAKILI, SÜLEYMANHÜYÜĞÜ, SÜPERİKONOSKOP, SÜPEROVULASYON, SÜRATLENDİRMEK, SÜRDÜRÜMLENMEK, SÜRÜKLENDİRMEK, SÜRÜKLENEBİLME, SÜRÜKLEYEBİLME, SÜRÜKLEYİCİLİK, SÜTLEĞENGİLLER
SÜKSİNİLKOLİN, SÜLEYMANKÜMET, SÜLEYMANOBASI, SÜLEYMANUŞAĞI, SÜLFAGUANİDİN, SÜLFONAMİDLER, SÜLÜKLÜPANCAR, SÜMMETTEDARİK, SÜMÜKLÜBALIĞI, SÜMÜKLÜBÖYCÜK, SÜMÜKLÜGENGAZ, SÜNDÜREBİLMEK, SÜPERFETASYON, SÜPERFÖTASYON, SÜPERMARKETÇİ, SÜPERMOTİLİTE, SÜPERTANSİYON, SÜRATLENDİRME, SÜRDÜREBİLMEK, SÜRDÜRÜMCÜLÜK, SÜRDÜRÜMLEMEK, SÜRDÜRÜMLENME, SÜREĞENLEŞMEK, SÜRNATÜRALİST, SÜRNATÜRALİZM, SÜRÜKLENDİRME, SÜRÜNDÜRÜLMEK, SÜSLEYEBİLMEK, SÜSLÜBÖCEKLER
SÜBLİMLEŞMEK, SÜLEĞEGABAĞI, SÜLEYMANHACI, SÜLFADİMİDİN, SÜLFADİYAZİN, SÜLFADİYAZOL, SÜLFAMERAZİN, SÜLFANİLAMİD, SÜLFÜRİMETRE, SÜLLERTOKLAR, SÜMDÜKLENMEK, SÜMSÜKGİLLER, SÜMSÜKLENMEK, SÜMSÜKLEŞMEK, SÜMTÜKLENMEK, SÜMÜKLÜBÖCEK, SÜMÜKLÜBÖYCÜ, SÜNDÜKLENMEK, SÜNDÜREBİLME, SÜNGERLENMEK, SÜNGERLEŞMEK, SÜNNETSİZLİK, SÜNNETYENİCE, SÜPERORTİKON, SÜPÜRGECİLİK, SÜPÜRÜVERMEK, SÜRDÜREBİLME, SÜRDÜRÜMLEME, SÜREDEŞÇİLİK, SÜREĞENLEŞME, Devamını Oku »»
SÜBEYLİDERE, SÜBLİMASYON, SÜBLİMLEŞME, SÜBVANSİYON, SÜBYANCILIK, SÜFLİLEŞMEK, SÜLEYMANBEY, SÜLEYMANCIK, SÜLEYMANİYE, SÜLEYMANKÖY, SÜLEYMANLAR, SÜLEYMENCİK, SÜLFADOKSİN, SÜLFATLANMA, SÜLFATLAŞMA, SÜLFÜRLEMEK, SÜLÜKGİLLER, SÜLÜNGİLLER, SÜMBÜLTEBER, SÜMEKLENMEK, SÜMENLENMEK, SÜMEROLOJİK, SÜMEŞTİRMEK, SÜMSEKLEMEK, SÜMSÜKLEMEK, SÜMSÜKLEŞME, SÜMSÜNLEMEK, SÜMÜKLÜBÖCÜ, SÜMÜKLÜGOGU, SÜMÜRCENMEK, Devamını Oku »»
SÜDDÜBİYAN, SÜDÜKLEMEK, SÜFLİLEŞME, SÜLEMANCIK, SÜLEMENCİK, SÜLEYMANLI, SÜLFATLAMA, SÜLFİTLEME, SÜLFÜRLEME, SÜLÜDEYNEK, SÜLÜKÇÜLÜK, SÜLÜKLEMEK, SÜLÜKLÜGÖL, SÜMBÜLTEPE, SÜMEROLOJİ, SÜMEYMEDEN, SÜMKÜRTMEK, SÜMMAHİDAŞ, SÜMSELEMEK, SÜMSÜRÜKLÜ, SÜMÜKLEĞEN, SÜMÜLCEMEK, SÜNDÜRÜLME, SÜNETLEMEK, SÜNGERİMSİ, SÜNGÜBAYIR, SÜNGÜHIYAR, SÜNGÜLEMEK, SÜNGÜLENME, SÜNGÜLEŞME, Devamını Oku »»
SÜDEÇALAN, SÜDLÜSARI, SÜDÜBOZUK, SÜGÜLEMEK, SÜĞDÜRMEK, SÜĞÜLEMEK, SÜKSÜNCEK, SÜKSÜSYON, SÜKTORLAR, SÜKUNETLE, SÜKUNETLİ, SÜKUTİLİK, SÜLDÜRMEN, SÜLENBENT, SÜLEYMENİ, SÜLLÜMSÜP, SÜLMANCIK, SÜLÜMENLİ, SÜLÜNBİKE, SÜLÜNKAYA, SÜMBÜLVEŞ, SÜMCÜKLÜK, SÜMDÜKLÜK, SÜMELEMEK, SÜMEROLOG, SÜMİYEDEN, SÜMKÜRMEK, SÜMKÜRTME, SÜMLÜMTOY, SÜMSÜKLÜK, Devamını Oku »»
SÜBANEKE, SÜBEREĞE, SÜBEREĞİ, SÜBLİMAT, SÜBTİLİN, SÜBVANSE, SÜBYANCI, SÜDASYON, SÜDATORİ, SÜDDÜYEN, SÜDLÜVAN, SÜDREMEK, SÜFLİLİK, SÜĞÜLLİK, SÜĞÜLMEK, SÜĞÜMSÜZ, SÜHANDAN, SÜKÜMSÜZ, SÜLDÜĞEN, SÜLEHLİK, SÜLEKLER, SÜLEMENİ, SÜLENMEK, SÜLEPENE, SÜLETMEK, SÜLEYMAN, SÜLEYMEN, SÜLFAMİT, SÜLFÜRİK, SÜLPEŞİK, Devamını Oku »»
SÜBEKLİ, SÜBLİME, SÜBLÜĞÜ, SÜBÜRKÜ, SÜCÜLLÜ, SÜCÜMEK, SÜDEMEN, SÜDREME, SÜDÜMEK, SÜDÜMEN, SÜERDEM, SÜERDEN, SÜERGİN, SÜERKAN, SÜERSAN, SÜĞECEK, SÜĞÜNTÜ, SÜĞÜNÜK, SÜHEYLA, SÜHÜLET, SÜHÜNET, SÜKEMEK, SÜKUNET, SÜKUTCA, SÜLECEM, SÜLECİK, SÜLEĞEN, SÜLELER, SÜLEMAN, SÜLEMEK, Devamını Oku »»
SÜBAŞI, SÜBERE, SÜBÜKE, SÜBÜRE, SÜBYAN, SÜCÜYH, SÜDANA, SÜDAŞI, SÜDLEC, SÜDÜZÜ, SÜEREN, SÜĞDÜN, SÜĞĞÜN, SÜĞLAM, SÜĞLEM, SÜĞLİM, SÜĞLÜÇ, SÜĞLÜM, SÜĞLÜN, SÜĞMEK, SÜĞMEN, SÜĞNÜK, SÜĞRET, SÜĞSÜK, SÜĞSÜN, SÜĞŞEK, SÜHEYL, SÜKGEM, SÜKKAM, SÜKKEM, Devamını Oku »»
SÜALP, SÜBAY, SÜBEK, SÜBUT, SÜBÜR, SÜBYE, SÜCCE, SÜCLU, SÜCUH, SÜCUT, SÜCÜD, SÜCÜK, SÜDAŞ, SÜDCÜ, SÜDLİ, SÜDÜK, SÜEDA, SÜFEK, SÜFER, SÜFLİ, SÜFLÜ, SÜFÜN, SÜFÜR, SÜGÜT, SÜĞEN, SÜĞME, SÜĞÜK, SÜĞÜM, SÜĞÜN, SÜĞÜR, Devamını Oku »»
SÜBE, SÜBÜ, SÜCE, SÜCİ, SÜCÜ, SÜDE, SÜEL, SÜEN, SÜER, SÜET, SÜGÜ, SÜĞE, SÜĞÜ, SÜHA, SÜİK, SÜİT, SÜJE, SÜKE, SÜKÜ, SÜLA, SÜLB, SÜLE, SÜLF, SÜLÜ, SÜME, SÜNE, SÜNK, SÜNÜ, SÜRE, SÜRİ, Devamını Oku »»
SÜÇ, SÜD, SÜM, SÜR, SÜS, SÜT
SÜ
SÜ
Su. Asker, çeri, leşker. Güç, kuvvet. Asker, ordu.
SÜLEYMANHACILAR
Çankırı ili, Belören bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
SÜLFAMETOKSAZOL
Ağız yoluyla alınmasından sonra sindirim kanalında oldukça yavaş emilen ve daha yavaş atılan, özellikle sindirim kanalı ve idrar yolları enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan sülfonamid türevi bir ilaç.
SÜPERMARKETÇİLİK
Süpermarketçinin işi veya mesleği.
SÜMÜKLEENHÖCEĞİ
Kabuksuz salyangoz, sümüklüböcek.
SÜRÜKLENEBİLMEK
Sürüklenme imkânı veya olasılığı bulunmak.
SÜPERENFEKSİYON
Birincil bir enfeksiyon varken, bunun yanında ikinci bir enfeksiyonun oluşması.
SÜLFADİMETOKSİN
Vücuda alınmasından sonra hızla emilen ve plazma proteinlerine fazla bağlanmasından dolayı geç atılan depo sülfonamidlerden biri.
SÜREĞENLEŞTİRME
Süreğenleştirmek durumu, müzminleştirme.
SÜREĞENLEŞTİRMEK
Süreğen duruma getirmek, müzminleştirmek.
SÜMÜKLEĞENBÖCEĞİ
Salyangoz.
SÜPERFOLİKÜLASYON
Dışarıdan gonagotropik hormon uygulamasıyla çok sayıda folikülün gelişmesinin uyarılması.
SÜPERFEKONDASYON
Aynı kızgınlık döneminde oositlerin farklı erkeklerin spermatozoitleriyle döllenmesi.
SÜREKLİLEŞTİRMEK
Sürekli duruma getirmek.
SÜREKLİLEŞTİRME
Süreklileştirmek işi.
SÜBLİMLEŞTİRMEK
Bir cismi katı durumdan doğrudan doğruya gaz duruma dönüştürmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde SÜ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ABONMAN
Bir satıcı veya kamu kuruluşu ile alıcılar arasında yapılmış olan anlaşma, sürdürüm. Abone olma durumunu gösteren belge. Kent içinde ulaşımı sağlayan otobüslerde para yerine geçen bilet veya kart.
ADAY
Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse. Bir iş için yetiştirilmekte, eğitilmekte olan kimse, namzet.
ACISIZ
Tadı acı olmayan. Üzüntüsü, sıkıntısı olmayan, kedersiz. Ağrı, sızı duyulmayan.
ACEMBORUSU
Canlı kırmızı renkli çiçek açan, uzun boylu bir tür süs bitkisi (Bignonia radicams).
ACYO
Herhangi bir paranın gerçek değeriyle sürüm değeri arasında veya bir ticaret senedinin üzerinde yazılı miktar ile indirimden sonraki tutarı arasında doğan fark. Bankaların senetli kredi işlemlerinde yaptıkları tahsilat. Bir ticaret senedinin yenilenmesinde alınan komisyon.
AÇKI
Bir cismin yüzeyi üzerinde sert bir madde veya bir araç sürterek onu düzleştirip parlatma, perdah. Her türlü açma aracı. Anahtar. Demircilikte delik büyütmekte kullanılan araç.
ADCILIK
Kavramların gerçek varlıklar olduğunu kabul eden, kavram gerçekliğine karşıt olarak tümel kavramların yalnızca nesnelerin adları olduğunu ileri süren görüş, isimcilik, nominalizm.
ACİZ
Gücü bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük. Beceriksizlik. Kişinin ve kuruluşun borcunu vaktinde ödeyememesi durumu.
AÇIKLIK
Açık olma durumu, aleniyet. Uzaklık, mesafe. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu. Boş ve geniş yer, meydanlık. Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh. Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik.
AÇIK
Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Örtüsüz, çıplak. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Çalışır durumda olan. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Boş. Belirgin bir biçimde. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Belli bir yerin biraz uzağı. Engelsiz, serbest. Aralığı çok. Kolay anlaşılır, vazıh. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen.
ABANOZLAŞMAK
Ağaç gibi maddeler suda uzun süre kalarak kararmak. Güneşte uzun süre kalarak kararmak, matlaşmak, sertleşmek.
AFYONLAMAK
Afyon vererek uyuşturmak, uyutmak. Birini telkin yoluyla doğru düşünmesini önleyerek zararlı bir yola sürüklemek.
ACENTE
Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse. Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse. Banka şubesi. Vapur ortaklığı.
ABRAŞ
Alaca benekli. Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan (bitki yaprağı). Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık. Ters, kaba, görgüsüz (kimse). Deseni ve atkısı bozuk halı. Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık. Çarpık, eğri, düzgün olmayan. Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan (kimse).
ABAZAN
Uzun süre cinsel ilişkide bulunmayan (erkek). Karnı aç olan (kimse).
AFYON
Olgunlaşmamış haşhaş kapsüllerine yapılmış olan çiziklerden sızan, güçlü bir zehir olmakla birlikte içinde morfin, kodein vb. uyuşturucular bulunan madde.
ABAKÜS
Sayı boncuğu. Sütun başlığının üstüne yatay olarak konan ve kenarlarından biraz dışarı taşan taş blok.
ABONE
Süreli yayınları, parasını önceden ödeyerek alma işi. Bir şeyi sürekli olarak kullanmak için hizmeti verenle sözleşme yapan kimse, sürdürümcü. Bir yere gitmeyi alışkanlık hâline getiren (kimse).
AGANTA
Yısa veya laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir.
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.