PUSU ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "pusu" olan, toplam 21 adet kelime bulunmaktadır. pusu ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu pusu ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde pusu olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

13 harfli kelimeler

PUSURAKLANMAK

10 harfli kelimeler

PUSULANMAK

9 harfli kelimeler

PUSULACIK, PUSULAMAK, PUSULASIZ

8 harfli kelimeler

PUSUDERE, PUSUNMAK, PUSUKMAK, PUSULALI, PUSULAMA, PUSULMAK

7 harfli kelimeler

PUSURUK, PUSURAK, PUSULUK, PUSUCAK

6 harfli kelimeler

PUSULU, PUSULA, PUSUNÇ, PUSUCU

5 harfli kelimeler

PUSUK

4 harfli kelimeler

PUSU

Bazı kelimelerin anlamları

PUSU

Birine saldırmak için saklanarak beklenilen yer.

PUSULUK

Pusu kurulan yer.

PUSUDERE

Erzurum şehrinde, Pasinler belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

PUSULAMA

Pusulamak işi.

PUSULMAK

Çok yağan yağmur nedeniyle otlar çürümek, bozulmak. Korkudan sinmek, saklanmak, büzülmek, ses çıkarmamak.

PUSUKMAK

Korkudan sinmek, saklanmak, büzülmek, ses çıkarmamak.

PUSULALI

Pusulası olan.

PUSULASIZ

Pusulası olmayan.

PUSULANMAK

Sinip saklanmak.

PUSULAMAK

Pusu konumuna veya durumuna getirmek.

PUSURAKLANMAK

Hava kararmak, bulutlanmak, sislenmek.

PUSUCAK

Serçeden az büyük, tek gezen, boz renkli bir çeşit tarlakuşu.

PUSULACIK

Üstüne hatırlanması gereken notlar yazılan, kendinden yapışkanı olan küçük kâğıt.

PUSUNMAK

Bir yere sığınmak : Yağmurdan damın altına pusundu.

PUSURUK

Bulutlu, puslu, yağışlı (hava için).

PUSURAK

Ağaçların ince dalları.

  -   -   -  

Anlamında PUSU bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde PUSU geçen kelimeler listesi verilmiştir.

GUME

Avcıların pusu yeri. Ahır.

EFSİN

Avcıların avlarına görünmemek için çalı çırpıdan yapılan gizlenecek yer, pusu.

TAPULU

Tapusu olan. Emri altında, maiyetinde.

FATURA

Satılan bir malın cinsini, miktarını ve fiyatını bildirmek için satıcının alıcıya verdiği hesap pusulası.

SANDIK

İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası. Kamu kesiminde çalışan personelin kendi durumunda düşük faiz ve taksitler hâlinde geri ödemek üzere borç para aldığı birim. Meyve, sebze koymaya yarayan, tahta veya plastikten yapılmış, dört köşe kap. Mahalle tulumbacılarının omuzda taşıdıkları sandık biçimi tulumba. Bir kurumda para alınıp verilen yer. Kamu kesiminde çalışan personelin sosyal güvenlik işlerini yürüten kuruluş. Yapılarda kum, çakıl vb. şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü aleti. Seçimlerde oy pusulalarının atıldığı kutu.

EFSÜN

Avcıların avlarına görünmemek için çalı çırpıdan yapılan gizlenecek yer, pusu.

KUTUPLANMAK

İki kutupta toplanmak. Pusula ibresi kutba doğru yönelmek.

BETİK

Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula.

PUSUCU

Pusu kuran veya pusuya yatan kimse.

HESAP

Aritmetik. Bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge. Alacaklı ya da borçlu olma durumu. Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon. Oranlama, tahmin. Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü. Matematiksel işlem. Tutum, durum, anlayış.

KAĞIT

Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak. Bu yapraktan yapılmış. Yazılı kâğıt yaprağı, pusula, tezkere. Yazılı sınav kâğıdı. İskambil kâğıdı. Belge ve doküman. Menkul kıymetler borsasında işlem gören tahvil, hisse senedi gibi mali değeri olan senet. Menkul kıymetler. 9. hlk. Kâğıt para. Yazı yazmak, baskı yapmak, bir şey ambalajlamak gibi amaçlarda kullanılabilen, hamur durumuna getirilmiş bitkisel liflerden yapılan kuru ve ince yaprak.

KIBLENÜMA

Kıble yönünü göstermek için, bulunulan yere göre özel işareti olan pusula.

TAPUSUZ

Tapusu olmayan.

YÖNBUL

Her türlü arazide harita ve pusula yardımıyla katılımcıların denetim noktalarını bulmaya çalıştıkları bir doğa sporu, oryantiring.

HAMİLİKART

Tavsiye edildiği üzerinde yazılı olan kartı, pusulayı taşıyan kimse.

KERTERİZ

Bir yerin nerede bulunduğunu pusula ile ölçme. Balıkçıların denizde sığlıkları belirlemek için kullandıkları işaretlerin bütünü.

ÖNEZE

Avcıların av beklemek için taş yığınlarından yaptıkları pusu, evsin. Sürek avında pusuda av bekleyen avcı.

AVSUN

Sihir, büyü, afsun. Üfürük, nefes: Bizim Alinin başı pek ağrıyor, hocaya avsunlattık da geliyoruz. Hoca ve şeyhlerin afsunlamakta kullandıkları bir madde. Telkin, tesir. Hastaları iyileştirmek için suya dökülen eritilmiş kurşun. Vücutta beliren kabartılar. Tavşan, kuş gibi hayvanları vurmak için kurulan pusu. Efsun. Efsun, büğü.

TEZKERE

Pusula. Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt. Askerlik görevinin bittiğini bildiren belge.

KADRAN

Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam veya başka işaretler bulunan düzlem. Ölçek.