Kelimeler arşivi içinde; başında "pusu" olan, toplam 21 adet kelime bulunmaktadır. pusu ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu pusu ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde pusu olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
PUSURAKLANMAK
PUSULANMAK
PUSULACIK, PUSULAMAK, PUSULASIZ
PUSUDERE, PUSUNMAK, PUSUKMAK, PUSULALI, PUSULAMA, PUSULMAK
PUSURUK, PUSURAK, PUSULUK, PUSUCAK
PUSULU, PUSULA, PUSUNÇ, PUSUCU
PUSUK
PUSU
PUSU
Birine saldırmak için saklanarak beklenilen yer.
PUSULUK
Pusu kurulan yer.
PUSUDERE
Erzurum şehrinde, Pasinler belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
PUSULAMA
Pusulamak işi.
PUSULMAK
Çok yağan yağmur nedeniyle otlar çürümek, bozulmak. Korkudan sinmek, saklanmak, büzülmek, ses çıkarmamak.
PUSUKMAK
Korkudan sinmek, saklanmak, büzülmek, ses çıkarmamak.
PUSULALI
Pusulası olan.
PUSULASIZ
Pusulası olmayan.
PUSULANMAK
Sinip saklanmak.
PUSULAMAK
Pusu konumuna veya durumuna getirmek.
PUSURAKLANMAK
Hava kararmak, bulutlanmak, sislenmek.
PUSUCAK
Serçeden az büyük, tek gezen, boz renkli bir çeşit tarlakuşu.
PUSULACIK
Üstüne hatırlanması gereken notlar yazılan, kendinden yapışkanı olan küçük kâğıt.
PUSUNMAK
Bir yere sığınmak : Yağmurdan damın altına pusundu.
PUSURUK
Bulutlu, puslu, yağışlı (hava için).
PUSURAK
Ağaçların ince dalları.
Bu bölümde tanımı içerisinde PUSU geçen kelimeler listesi verilmiştir.
GUME
Avcıların pusu yeri. Ahır.
EFSİN
Avcıların avlarına görünmemek için çalı çırpıdan yapılan gizlenecek yer, pusu.
TAPULU
Tapusu olan. Emri altında, maiyetinde.
FATURA
Satılan bir malın cinsini, miktarını ve fiyatını bildirmek için satıcının alıcıya verdiği hesap pusulası.
SANDIK
İçine çeşitli şeyler konulan, tahtadan yapılmış, kapaklı ev eşyası. Kamu kesiminde çalışan personelin kendi durumunda düşük faiz ve taksitler hâlinde geri ödemek üzere borç para aldığı birim. Meyve, sebze koymaya yarayan, tahta veya plastikten yapılmış, dört köşe kap. Mahalle tulumbacılarının omuzda taşıdıkları sandık biçimi tulumba. Bir kurumda para alınıp verilen yer. Kamu kesiminde çalışan personelin sosyal güvenlik işlerini yürüten kuruluş. Yapılarda kum, çakıl vb. şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü aleti. Seçimlerde oy pusulalarının atıldığı kutu.
EFSÜN
Avcıların avlarına görünmemek için çalı çırpıdan yapılan gizlenecek yer, pusu.
KUTUPLANMAK
İki kutupta toplanmak. Pusula ibresi kutba doğru yönelmek.
BETİK
Yazılı olan şey, kitap, mektup, tezkere, pusula.
PUSUCU
Pusu kuran veya pusuya yatan kimse.
HESAP
Aritmetik. Bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge. Alacaklı ya da borçlu olma durumu. Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon. Oranlama, tahmin. Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü. Matematiksel işlem. Tutum, durum, anlayış.
KAĞIT
Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak. Bu yapraktan yapılmış. Yazılı kâğıt yaprağı, pusula, tezkere. Yazılı sınav kâğıdı. İskambil kâğıdı. Belge ve doküman. Menkul kıymetler borsasında işlem gören tahvil, hisse senedi gibi mali değeri olan senet. Menkul kıymetler. 9. hlk. Kâğıt para. Yazı yazmak, baskı yapmak, bir şey ambalajlamak gibi amaçlarda kullanılabilen, hamur durumuna getirilmiş bitkisel liflerden yapılan kuru ve ince yaprak.
KIBLENÜMA
Kıble yönünü göstermek için, bulunulan yere göre özel işareti olan pusula.
TAPUSUZ
Tapusu olmayan.
YÖNBUL
Her türlü arazide harita ve pusula yardımıyla katılımcıların denetim noktalarını bulmaya çalıştıkları bir doğa sporu, oryantiring.
HAMİLİKART
Tavsiye edildiği üzerinde yazılı olan kartı, pusulayı taşıyan kimse.
KERTERİZ
Bir yerin nerede bulunduğunu pusula ile ölçme. Balıkçıların denizde sığlıkları belirlemek için kullandıkları işaretlerin bütünü.
ÖNEZE
Avcıların av beklemek için taş yığınlarından yaptıkları pusu, evsin. Sürek avında pusuda av bekleyen avcı.
AVSUN
Sihir, büyü, afsun. Üfürük, nefes: Bizim Alinin başı pek ağrıyor, hocaya avsunlattık da geliyoruz. Hoca ve şeyhlerin afsunlamakta kullandıkları bir madde. Telkin, tesir. Hastaları iyileştirmek için suya dökülen eritilmiş kurşun. Vücutta beliren kabartılar. Tavşan, kuş gibi hayvanları vurmak için kurulan pusu. Efsun. Efsun, büğü.
TEZKERE
Pusula. Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt. Askerlik görevinin bittiğini bildiren belge.
KADRAN
Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam veya başka işaretler bulunan düzlem. Ölçek.