MUS ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "mus" olan, toplam 121 adet kelime bulunmaktadır. mus ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu mus ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde mus olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

16 harfli kelimeler

MUSTAFAKEMALPAŞA

15 harfli kelimeler

MUSABEYLİBOĞAZI

14 harfli kelimeler

MUSALARYENİKÖY

13 harfli kelimeler

MUSDAFAÇİÇEĞİ, MUSTAFAÇELEBİ

12 harfli kelimeler

MUSADANIŞMAN, MUSTAFABEYLİ

11 harfli kelimeler

MUSAHHİHLİK, MUSASOFULAR, MUSİKİŞİNAS, MUSLİHİDDİN, MUSLUKÇULUK, MUSTAFAKUŞU, MUSTAFAPAŞA

10 harfli kelimeler

MUSAHACILI, MUSAHİPLİK, MUSAPINARI, MUSKACILIK, MUSKİDOZİS, MUSKULARİS, MUSTAFABEY, MUSTAFACIK, MUSTAFAKÖY, MUSTAFALAR

9 harfli kelimeler

MUSABEYLİ, MUSANDERE, MUSANDIRA, MUSEVİLİK, MUSLİHANE, MUSLUGÜME, MUSLUKLAR, MUSLUKSUZ, MUSTAFALI, MUSTANLAR, MUSTURNAZ

8 harfli kelimeler

MUSABABA, MUSACALI, MUSADAĞI, MUSADDAK, MUSADDIK, MUSAHABE, MUSAHHİH, MUSAHOCA, MUSAKOLU, MUSALLAR, MUSALLAT, MUSAMAHA, MUSAMMAT, MUSANNİF, MUSAŞEYH, MUSAUSTA, MUSAVVER, MUSCİDAE, MUSKARİN, MUSKULAR, MUSKULUS, MUSLUBEY, MUSLUKÇU, MUSLUKLU, MUSTARİP, MUSTATİL, MUSURMAN

7 harfli kelimeler

MUSAAĞA, MUSABEY, MUSAFAT, MUSAFFA, MUSAFİR, MUSAHİP, MUSAKKA, MUSAKÖY, MUSALAR, MUSALLA, MUSALLİ, MUSANNA, MUSAÖZÜ, MUSCİNA, MUSÇALI, MUSEYIF, MUSİBET, MUSİKAR, MUSİLAJ, MUSİMOL, MUSKACI, MUSKULİ, MUSLİHE, MUSLUCA, MUSMARA, MUSTAAH, MUSTAFA, MUSULAR, MUSULCA, MUSULLU

6 harfli kelimeler

MUSACA, MUSALI, MUSEVİ, MUSHAF, MUSİKİ, MUSLAH, MUSLAK, MUSLİH, MUSLİN, MUSLUK, MUSMUL, MUSTAK, MUSTUR

5 harfli kelimeler

MUSAF, MUSAP, MUSCA, MUSDA, MUSIR, MUSİN, MUSKA, MUSLU, MUSMA, MUSON, MUSOS, MUSTA, MUSUL, MUSUR

4 harfli kelimeler

MUSA

3 harfli kelimeler

MUS

Bazı kelimelerin anlamları

MUS

Kan emici bir sinek, büvelek. Çift parmaklılar (Artiodactyla) takımının, geyikgiller (Cervidae) familyasından, sırtında hörgücü olan, burnu büyük ve uzun, erkeklerinde bulunan boynuzlar enli ve dallı olan, Kuzey Amerika ormanlarında yaşayan bir memeli türü. (Alces americana) Çift-parmaklılar (Artiodactyla) takımının geyikgiller (Cervidae) familyasından bir memeli türü. Avrupa, musundan büyüktür. Sırtında hörgüçü vardır. Burnu büyük ve uzun olur. Erkekde bulunan boynuzlar enli ve dallıdır. Kuzey Amerika ormanlarında yaşar.

MUSALARYENİKÖY

Manisa şehri, Turgutlu ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

MUSAHACILI

Kayseri ili, Yeşilhisar ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

MUSTAFAÇELEBİ

Çorum şehrinde, Cemilbey bucağına bağlı bir yer.

MUSLİHİDDİN

Dini iyileştiren, düzelten, ıslah eden.

MUSTAFABEYLİ

Adana şehri, Ceyhan belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Kayseri ili, Yahyalı ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

MUSTAFAKUŞU

Çalıkuşu.

MUSADANIŞMAN

Erzurum şehrinde, Aşkale belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

MUSLUKÇULUK

Muslukçunun yaptığı iş. Abdest almak için ceketini çıkaranların para veya değerli şeylerini çalarak yapılmış olan hırsızlık.

MUSTAFAKEMALPAŞA

Bursa iline bağlı ilçelerden biri.

MUSABEYLİBOĞAZI

Yozgat şehri, Musabeyli bucağına bağlı bir yer.

MUSASOFULAR

Bolu ili, Seben belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

MUSİKİŞİNAS

Müzikle uğraşan.

MUSTAFAPAŞA

Nevşehir şehrinde, Ürgüp ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

MUSDAFAÇİÇEĞİ

Su kıyılarında, çayırlarda yetişen, parlak yapraklı, sarı renkli çiçek.

MUSAHHİHLİK

Musahhih olma durumu. Düzelticilik.

  -   -   -  

Anlamında MUS bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde MUS geçen kelimeler listesi verilmiştir.

DOĞRU

Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. Yakın, yakınlarında. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde. Gerçek, hakikat. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun. Gerçek, yalan olmayan. Karşı yönünce. İki nokta arasındaki en kısa çizgi.

İFFET

Cinsel konularda ahlak kurallarına bağlılık, sililik. Namus.

ARDILMAK

Birisinin sırtına asılmak. Sataşmak, çatmak. Musallat olmak, asılmak, takılmak.

GELİNCİK

Yazın kırlarda, özellikle ekin tarlalarında yetişen, kırmızı ve otsu bitki, gün gülü (Papaver rhoeas). Yılancık, arpacık, çıban vb. Mezgitgillerden, yılan balığına benzer, eti sevilen bir balık (Mustela tricirrata). Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan (Mustela nivalis).

DEFNEYAPRAĞI

Kemikli balıklar takımının, hanigiller familyasından lüferin küçük boylularına verilen özel bir ad (Pomatomus saltatrix).

EVİYE

Mutfakta musluk altında bulaşık yıkamaya yarayan tekne.

DRAHOMA

Hristiyan ve Musevilerde gelinin damada verdiği para veya mal.

BURMA

Burmak işi. Burularak yapılmış altın bilezik. Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış. Eğrilmek için bükülmüş yün. Musluk. Yaşken burularak kurutulan ot. Kuru incir. Hadım etme, iğdiş etme. Sarığıburma.

ARLI

Namuslu, utangaç, sıkılgan.

DİKDÖRTGEN

Açıları dik olan paralel kenar, mustatil. Bu biçimde olan.

ARIZ

Sonradan ortaya çıkan. Bulaşmış, musallat olmuş.

DELİKANLI

Çocukluk çağından çıkmış genç erkek. Gençlere bir seslenme sözü. Sözünün eri, dürüst, namuslu (kimse).

DÜZELTİCİLİK

Düzelticinin yaptığı iş, musahhihlik.

ENGİNAR

Birleşikgillerden çok yıllık, dikenli bitki (Cynara scolymus). Bu bitkinin sebze olarak tüketilen, iri, yuvarlak, yeşil çiçeği.

EKSİKSİZ

Eksiği olmayan, tam, tamam. Tam olarak. İyi, namuslu, temiz.

ALKARISI

Lohusalara musallat olarak onları boğduğuna inanılan görüntü, çarşamba karısı.

ÇEŞME

Genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılan, borularla gelen suyun bir oluktan veya musluktan aktığı, yalaklı su hazinesi veya yapısı, pınar. İzmir iline bağlı ilçelerden biri.

BAĞLAMAK

Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak. Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak. Düğümlemek. Uyulması zorunlu olmak. Eklemek, bir araya getirmek, birleştirmek. Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak. Anlaşma yapmak. Sona erdirmek, bitirmek, tamamlamak. Gönlünü kazanmak. Geçişi engellemek. Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek. Birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek. Yaraya ilaç koyup bezle sarmak. Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak. Denk yapmak, paket yapmak.

DÜZELTİCİ

Basılmak üzere dizilmekte olan bir eserin provalarını düzeltme ile görevli kimse, düzeltmen, musahhih.

FARE

Sıçangillerden, küçük vücutlu, kemirgen, memeli hayvan (Mus). Düz bir yüzey üzerinde yuvarlanan bir top aracılığıyla imlecin hareketini sağlayan elektronik araç.