Kelimeler arşivi içinde; sonunda "moz" olan, toplam 17 adet kelime bulunmaktadır. Sonu moz ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında moz olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde moz olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
ELEKTROOZMOZ
MAKROKOZMOZ, MİKROKOZMOZ
APİYOSOMOZ, MİKSOZOMOZ
ANASTOMOZ, FİLONEMOZ
ISKARMOZ, ISPAZMOZ, İSKARMOZ
ÇIRAMOZ, YAKAMOZ
EKİMOZ, HAMMOZ, PLÜMOZ
OZMOZ
MOZ
MOZ
Eşekarısı. Karasinek, öküz sineği. Hayvanların kanını emen bir çeşit sinek. Hayvanları sokan bir arı. Büyük at sineği, arı.
ANASTOMOZ
Arterlerin, venlerin, sinirlerin, yaprak damarlarının ve vücudun birçok bölgesindeki çok ince uç dallarının birleşerek ağ meydana getirmesi. Arterlerin, venlerin, sinirlerin ve vücudun birçok bölgesindeki kılcal damarların birleşerek ağ meydana getirmesi. Ağızlaşma, birleşme, anastomozis. Damar, sinir veya tendonlar gibi iki ayrık yapı arasında, ayrı uçları ağız ağıza getirip dikme, ağızlaştırma veya birleştirme.
ÇIRAMOZ
Balıkçıların, ateş balığı avlarken üzerinde çıra ve funda yaktıkları ızgara.
ISKARMOZ
Gemilerin kaburgalarını oluşturan eğri ağaçların adı. Kürek takmak için kayık ve sandalın yan kenarına dikine yerleştirilmiş ağaç çubuk. Vücudu yuvarlak, uzunca, pullu, burnu sivri, küçük palamut boyunda bir balık (Sphyraena sphyraena).
EKİMOZ
Herhangi bir darbeye maruz kalan dokulardaki kan damarlarının yırtılması sonucu deri altına kanın toplanmasıyla oluşan morluk, bere, çürük, ezik. Deri veya mukozalarda, yuvarlak veya düzensiz, mavi veya mor renkte, yama tarzında, yaklaşık bir el ayası büyüklüğündeki kanama alanı, ekimotik kanama.
APİYOSOMOZ
Apiosoma cinsine ait protozoonların balıklarda oluşturduğu bir hastalık.
ELEKTROOZMOZ
Yüklü taneciklerin, elektrik akımı ile zorlanarak yarı geçirgen zardan geçirilmesi olayı.
İSKARMOZ
Iskarmoz.
MAKROKOZMOZ
Evrende bulunan tüm ögelerin oluşturduğu bütün.
PLÜMOZ
Tüylü, tüye benzer.
FİLONEMOZ
Philonema cinsi nematotların neden olduğu hastalık.
YAKAMOZ
Denizde balıkların veya küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı. Biyolojik ışık üretme özelliğine sahip, akıntı ve rüzgârlarla sürüklenen ve bir şeye dokunduğunda ışık veren deniz hayvanı.
ISPAZMOZ
Aşırı titreme, kasılma.
MİKSOZOMOZ
Dönme hastalığı.
HAMMOZ
Deniz balığı.
MİKROKOZMOZ
Küçük bir evren olarak kabul edilen canlı organizmadaki tüm ögelerin oluşturduğu bütün.
Bu bölümde tanımı içerisinde MOZ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
KROMATİT
Bir kromozomun uzunlamasına iki yarısından her biri.
KROMATİK
Renkser. Kromozomlarla ilgili. Yarım tonlardan oluşan (ses dizisi).
TARAKLAMA
Taraklamak işi. Bağ bahçe işlerinde taşları tarakla toplama, ayıklama. Ağaç gemilerde kaplamaların zedelenmesi durumunda, içeriye su girmemesi için omuzluktan su düzeyine kadar ıskarmozlar arasına uyumlu olarak yerleştirilen, ağaçtan yapılmış olan pekiştirme. Taşçı tarağı ile yapılan.
AMFİDİPLOİT
Her biri farklı türden gelen iki kromozom takımı taşıyan tetraploit organizma. Allotetraploit.
AMFİSTOMOZİS
Paramfistomozis.
AKSOPODYUM
Diğer psödopodlara benzemeyen, ince ve kalıcı dallanma göstermeyen ve anastomoz yapmayan, ince bir dış tabakayla sıvı sitoplazma, eksen ve iplikçiklerden oluşan Radiolaria ve Heliozoa türlerinde bulunan hareketi sağlayan yapılar.
GEÇİŞİM
Geçişme işi, tedahül. Belirli bir işi yapma yeterliliğinin ilişkili veya bağlantılı başka bir işi yapma sonucunda artması, intikal. Yarı geçirgen bir zarla birbirinden ayrılmış iki sıvının karşılıklı geçerek birbirine karışması, hulul, ozmoz.
DEĞİŞİNİM
Genlerde veya kromozomlarda oluşan hasara bağlı olarak ortaya çıkan ve sonraki kuşağa aktarılabilen kalıcı hücresel değişiklik, mutasyon.
DİPLOİT
İki kromozom takımı taşıyan hücre veya organizma.
HAPLOİT
Olgun bir üreme hücresinde bulunan kromozom takımı.
MOZAİKÇİLİK
Mozaikçinin yaptığı iş.
GENOM
Gametlerde bulunan kromozomlar.
YAKAMOZLANMA
Yakamozlanmak işi.
AKROMATİN
Hücre çekirdeği içindeki ince iplikçiklerden yapılmış, kromatin ile boyanmamış kromozomları oluşturan bölüm.
MOZAİKÇİ
Mozaik yapan veya satan kimse. Yapılarda mozaik işlerini düzenleyen kimse.
KALITIM
Çevre etkileriyle köklü olarak değiştirilemeyen özelliklerin, döllenme sırasında, dişi ve erkeğin kromozomları aracılığıyla bir kuşaktan ötekine geçmesi, soya çekim, irs, irsiyet, veraset.
GEÇİŞME
Geçişmek işi. Yarı geçirgen bir çeperin iki yanına yerleştirilmiş, derişikliği farklı iki sıvıdan oluşan yer değiştirme olayı, hulul, ozmoz. Moleküllerin kinetik enerjileri sebebiyle çok yoğun bir bölgeden az yoğun bir bölgeye hareketleri, difüzyon.
YAKAMOZLANMAK
Denizde yakamozlar oluşmak.
KÜPEŞTE
Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk, parapet. Duvarların üzerine, balkon veya pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılmış olan dolgu set, parapet.
SÜPÜRGELİK
Süpürge yapmaya elverişli olan çalı, bitki vb. Yapıların içinde, duvarların döşemeyle birleştiği yerde tabandan 10-15 santimetre yüksek, dışarıya çıkıntılı ağaç, mermer veya mozaik kuşak.