Kelimeler arşivi içinde; başında "moz" olan, toplam 26 adet kelime bulunmaktadır. moz ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu moz ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde moz olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
MOZUBUYDURAN
MOZAİKÇİLİK
MOZURDAMAK, MOZAMBİKLİ
MOZULAMAK, MOZAKANAT, MOZERELLA
MOZAİKÇİ
MOZALAH, MOZALAK, MOZALAN, MOZAYIH, MOZEDER
MOZZİK, MOZOLE, MOZAİK
MOZGA, MOZİH, MOZİK, MOZAK, MOZUK, MOZAH
MOZİ, MOZU, MOZA
MOZ
MOZ
Eşekarısı. Karasinek, öküz sineği. Hayvanların kanını emen bir çeşit sinek. Hayvanları sokan bir arı. Büyük at sineği, arı.
MOZAKANAT
Kağnıların yan taraflarına konan küçük ağaç kanatlar. (İlyaslı Uşak).
MOZALAH
Çam kozalağı.
MOZALAN
Öğle zamanı koyunların barındıkları çukurlar. Hayvanların kanını emen bir çeşit sinek.
MOZEDER
Arıların kolay gelebileceği ağaç.
MOZAİKÇİLİK
Mozaikçinin yaptığı iş.
MOZOLE
Anıt mezar.
MOZURDAMAK
Homurdanmak, öfkeyle söylenmek.
MOZERELLA
İnek sütünden yapılan, küçük, yağlı, yuvarlak biçimde kızartılarak da yenilen bir peynir türü.
MOZAİKÇİ
Mozaik yapan veya satan kimse. Yapılarda mozaik işlerini düzenleyen kimse.
MOZAMBİKLİ
Mozambik halkından olan kimse.
MOZALAK
Olgunlaşmamış, eğri büğrü meyve. Ham, olmamış (meyve için). Domuz yavrusu. Çocuk. Çam kozası. Meşe ağacının meyvesi, palamut. Tanesi alınmış mısır koçanı. Meyvelerin eğri büğrü, ufak ve buruşuk olanları. Elma, armut ve benzerleri Yemişlerin yenilmeyip atılan çekirdekli yeri. Çam kozalağı.
MOZAYIH
Fransızca kökenli mosaique: mozaik; çimento ve mermer kırıntısı karışımı.
MOZZİK
Küçük, genç öküz (Erzincan Merkez). Yaban armudu.
MOZUBUYDURAN
Güneybatıdan esen soğuk yel.
MOZULAMAK
Yavrusunu gören inek böğürmek.
Bu bölümde tanımı içerisinde MOZ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
DİPLOİT
İki kromozom takımı taşıyan hücre veya organizma.
KÜPEŞTE
Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk, parapet. Duvarların üzerine, balkon veya pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılmış olan dolgu set, parapet.
KALITIM
Çevre etkileriyle köklü olarak değiştirilemeyen özelliklerin, döllenme sırasında, dişi ve erkeğin kromozomları aracılığıyla bir kuşaktan ötekine geçmesi, soya çekim, irs, irsiyet, veraset.
GENOM
Gametlerde bulunan kromozomlar.
AKROMATİN
Hücre çekirdeği içindeki ince iplikçiklerden yapılmış, kromatin ile boyanmamış kromozomları oluşturan bölüm.
SÜPÜRGELİK
Süpürge yapmaya elverişli olan çalı, bitki vb. Yapıların içinde, duvarların döşemeyle birleştiği yerde tabandan 10-15 santimetre yüksek, dışarıya çıkıntılı ağaç, mermer veya mozaik kuşak.
KROMATİK
Renkser. Kromozomlarla ilgili. Yarım tonlardan oluşan (ses dizisi).
ANAPLAZMODASTAT
Hayvanlarda anaplazmozisin kontrolünde kullanılan kimyasal maddelerden herhangi biri.
TARAKLAMA
Taraklamak işi. Bağ bahçe işlerinde taşları tarakla toplama, ayıklama. Ağaç gemilerde kaplamaların zedelenmesi durumunda, içeriye su girmemesi için omuzluktan su düzeyine kadar ıskarmozlar arasına uyumlu olarak yerleştirilen, ağaçtan yapılmış olan pekiştirme. Taşçı tarağı ile yapılan.
KROMATİT
Bir kromozomun uzunlamasına iki yarısından her biri.
GEÇİŞME
Geçişmek işi. Yarı geçirgen bir çeperin iki yanına yerleştirilmiş, derişikliği farklı iki sıvıdan oluşan yer değiştirme olayı, hulul, ozmoz. Moleküllerin kinetik enerjileri sebebiyle çok yoğun bir bölgeden az yoğun bir bölgeye hareketleri, difüzyon.
AMFİSTOMOZİS
Paramfistomozis.
HAPLOİT
Olgun bir üreme hücresinde bulunan kromozom takımı.
GEÇİŞİM
Geçişme işi, tedahül. Belirli bir işi yapma yeterliliğinin ilişkili veya bağlantılı başka bir işi yapma sonucunda artması, intikal. Yarı geçirgen bir zarla birbirinden ayrılmış iki sıvının karşılıklı geçerek birbirine karışması, hulul, ozmoz.
AMNİYOSENTEZ
Hamileliğin ilk aylarında fetüsün bulunduğu amniyon sıvısından alınan örneklerde, kromozom ve biyokimyasal analizler yapılarak, doğacak çocuğun hem cinsiyetinin hem de genlere bağlı kusurların belirlenmesi metodu. Transabdominal yolla uzun bir kanül kullanarak amniyon kesesinden amniyon sıvısı örneği alma işlemi.
DEĞİŞİNİM
Genlerde veya kromozomlarda oluşan hasara bağlı olarak ortaya çıkan ve sonraki kuşağa aktarılabilen kalıcı hücresel değişiklik, mutasyon.
AMFİDİPLOİT
Her biri farklı türden gelen iki kromozom takımı taşıyan tetraploit organizma. Allotetraploit.
YAKAMOZLANMAK
Denizde yakamozlar oluşmak.
YAKAMOZLANMA
Yakamozlanmak işi.
AKSOPODYUM
Diğer psödopodlara benzemeyen, ince ve kalıcı dallanma göstermeyen ve anastomoz yapmayan, ince bir dış tabakayla sıvı sitoplazma, eksen ve iplikçiklerden oluşan Radiolaria ve Heliozoa türlerinde bulunan hareketi sağlayan yapılar.