Kelimeler arşivi içinde; başında "mine" olan, toplam 26 adet kelime bulunmaktadır. mine ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu mine ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde mine olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
MİNERALLEŞTİRMEK, MİNERALLEŞTİRİCİ
MİNERALLEŞTİRME
MİNERALİZASYON
MİNERALBİLİM, MİNERALLEŞME
MİNEROLOJİK
MİNEROLOJİ, MİNERALSİZ
MİNECİLİK, MİNEHÜYÜK, MİNEROLOG, MİNELEMEK, MİNERALLİ
MİNEZLİK, MİNEVSİZ, MİNELEME
MİNERAL, MİNEKOP, MİNECİK, MİNESİZ
MİNELİ, MİNECİ
MİNEK, MİNET
MİNE
MİNE
Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı. İnce ve parlak nakış. Dişlerin taç kısmını kaplayan beyaz ve sert doku. Saat kadranı.
MİNERALLİ
İçinde mineral bulunan. İçinde mineralleşmiş tabakalar ve cevherler bulunan (kaya veya arazi parçası).
MİNERALBİLİM
Mineral ve kristallerle, onların fiziksel ve kimyasal özelliklerini inceleyen bilim.
MİNEHÜYÜK
Kahramanmaraş şehri, Türkoğlu belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.
MİNERALLEŞTİRMEK
Bir metali mineral duruma getirmek. İçinde mineral maddeler eritilerek suyu, maden suyu niteliğine getirmek.
MİNECİLİK
Minecinin yaptığı iş.
MİNEROLOJİK
Mineral bilimsel. Maden bilimsel.
MİNELEMEK
Mine ile süslemek.
MİNERALLEŞTİRME
Mineralleştirmek işi.
MİNEZLİK
Bal ve pekmez küpü.
MİNERALLEŞME
Bazı bakteriler tarafından organik maddenin, kendilerini oluşturan inorganik maddelere parçalanması. Solunumla çıkarılan karbondioksitin çevreye dönmesinden sonra karbona ayrışması. Mineralizasyon.
MİNERALİZASYON
Organik bileşiklerin mineral maddelere dönüşmesi.
MİNERALSİZ
İçinde mineral bulunmayan.
MİNEROLOJİ
Mineral bilimi.
MİNERALLEŞTİRİCİ
Bir madenle birleşerek onu mineral duruma dönüştüren madde.
MİNEROLOG
Mineral bilimci.
Bu bölümde tanımı içerisinde MİNE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BİLİMCİ
Bilgin. Bilginin temeli olarak yalnız bilim yöntemine önem veren, ilimci.
ALGORİTMA
Orta Çağda ondalık sayı sistemine göre, son zamanlarda ise iyi tanımlanmış kuralların ve işlemlerin adım adım uygulanmasıyla bir sorunun giderilmesi veya sonuca en hızlı biçimde ulaşılması işlemi, Harezmi yolu.
BERDELACUZ
Halk takvimine göre 11-17 Mart arasında görülen kocakarı soğuğu.
BLOKAJ
Bloke etme işi. Bir şeyin hareketine engel olma, hareketini durdurma. Sivri taşların toprak zemine dikine çakılarak üzerine beton dökülmesiyle yapılmış olan dolgu. Bankacılıkta bir varlığın yetkili otoritelerin izni olmadan sahibi tarafından kullanılamaması durumu.
AYIT
Mine çiçeğigillerden, Akdeniz çevresinde yetişen, mavi, beyaz veya menekşe renginde çiçekler açan, 1-2 metre boyunda bir ağaççık, hayıt (Vitex agnus-castus).
ÇAKIŞMAK
Birbirine geçip kenetlenmek, takılmak. Doğru, açı, yüzey vb. geometrik biçimler üst üste konulduklarında birbirini bütünüyle örterek eşit olmak. Aynı zaman dilimine denk gelmek. Söz yarışı etmek.
ÇANDI
Çivisiz, birbirine geçirilme yöntemine göre kesilmiş hazır kereste. Tahta kapak ya da tavan.
BOYLAMAK
İstemeyerek bir yere gitme durumunda kalmak. Düşmek. Boy ve hacmine göre ayırmak. Yükselmek, çıkmak.
AYDINLIK
Bir yeri aydınlatan güç, ışık. Kolay anlaşılacak derecede açık olan, vazıh. Kötülükten uzak, temiz, saf. Bir yapının ortasına gelen oda ve öbür bölümlerin ışık alması için damın ortasından zemine kadar açılan boşluk. Işık alan.
BEŞİK
Bebekleri yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta veya demirden yapılmış sallanır bir tür küçük karyola. Yüzüstü yatışta, geriye bükülü ayak bileklerini ellerle kavrayarak karın üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma. Bir şeyin doğup geliştiği yer. Ambalajlanacak malın biçimine uygun olarak alta konulan parça veya parçaların tümü.
DAĞCIL
Dağ şartlarına ve iklimine göre yetiştirilen (bitki).
ABULLABUT
Kaba saba ve anlayışsız (kimse). Biçimsiz ve kötü giyinen, giyimine özen göstermeyen (kimse).
BİRLER
Ondalık sayı sistemine göre yazılan bir tam sayıda sağdan sola doğru ilk sayının bulunduğu basamak.
BARİT
Renksiz veya beyaz, sarı, gri renklerde olabilen, sondaz, dolgu vb. alanlarda kullanılan bir mineral, baritin, baryum sülfat Ba(OH)2.
ÇEKİLMEK
Çekme işi yapılmak. Tartılmak. Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek. Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek. Geri gitmek, ricat etmek. Katılmamak, vazgeçmek. Azalmak. Uzaklaşmak, araya mesafe koymak. Kendini geriye veya bir yana çekmek. Yok olmak. Parça hâlindeki et kıyma biçimine getirilmek. Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak.
BASINÇ
Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik.
ASETATLI
Birleşimine asetat karıştırılmış.
ASBEST
Tremolitin bozulmasından oluşan, lifli, kırılmadan bükülebilen ve ateşte niteliği değişmeyen bir mineral, taş pamuğu, kaya lifi.
BAĞIMLI
Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi. Bir kimseye veya şeye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan. Sigara, uyuşturucu madde vb. kötü alışkanlıklara aşırı derecede düşkün, müptela.
BAZA
Mobilyanın uzunluğunca konulan dar ayak. Dolap gövdesinin zemine düzgün oturmasına yarayan çerçeve şeklindeki kaide. Yatağın yerden yüksek olmasını sağlayan veya sandık olarak kullanılan boş bölmesi.