KUNT ile başlayan kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; başında "kunt" olan, toplam 7 adet kelime bulunmaktadır. kunt ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ayrıca sonu kunt ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde kunt olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

KUNT

Ağır, kalın, dayanıklı ve sağlam.

KUNTURA

Karasakız üzümü.

KUNTUK

Aşırı derecede cinsel istek.

KUNTUKMAK

Aşırı derecede cinsel istek duymak.

KUNTİ

Tabaka.

KUNTAK

Dipçik.

KUNTIÇ

Kuluçka tavuk.

  -   -   -  

Anlamında KUNT bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KUNT geçen kelimeler listesi verilmiştir.

OHUNTU

Düğün çağrısı. Düğün, çağrısı ile birlikte gönderilen armağan. Okuyuculara verilen bahşiş. Düğüne çağrı. Okuntu, düğün ve nişan hediyesi. Davetiye.

DÜRÜ

Dürülmüş şey. Armağan, hediye. Çeyiz. Düğüne çağrılanlara düğün sahibi tarafından verilen armağan. Bel denilen tarım aracı. Hediye. Düğün hediyesi. Gelinlerin damat ve akrabalarına, damatların da gelin ve akrabalarına verdikleri hediyeler. Gelinin çeyizi. Düğüne davet edilenlere düğün sahibi ve gelin tarafından verilen hediyeler. Evlenecek kızın işlenmek ve dikilmek üzere arkadaşlarına verdiği parçalar. Düğüne çağrılacaklara kumaş, koyun, koç, çevre göndererek yapılan çağrı. Gelin edilecek kız için istenilen mendil, fincan ve benzerleri şeyler. Çamaşır. 1. Gelin olacak kızın elbiselerinin kesilip biçilme günü. 1. Düğüne çağrılan kimseler. Çapa şeklinde çatal bel. Paket. Tırpanla ekin biçen adamın bir gidişte biçtiği yer. Kız evinden erkek evine gönderilen armağan. Gelinin damadın yakınları için getirdiği hediyelik çeyiz. 1.Düğünlerde okuntu (davetiye) ile birlikte gönderilen fanila, havlu ve benzerleri hediyeler. Gelin tarafının erkek tarafına verdiği hediye.

SOKUNTU

Dağ arasındaki girinti, çıkmaz sokak. Pazarlık yapanlardan başka birinin artırdığı para: Ahmet gelüp de beş lira sokuntuyu sokmasaydı altı yüz otuz liraya aldı idim.

OKUMAK

Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek. Bir şeyin anlamını çözmek. Değerlendirmek. Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak. Sesli olarak söylemek. Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek. Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek. Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek. Sövmek, küfretmek. Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek.