Kelimeler arşivi içinde; sonunda "kibi" olan, toplam 2 adet kelime bulunmaktadır. Sonu kibi ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında kibi olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde kibi olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
KİBİ
Gibi. Gibi, bk. kimi, kimin, kimin.
TERKİBİ
Tamlama ile ilgili.
Bu bölümde tanımı içerisinde KİBİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BURUNLU
Herhangi bir biçimde burnu olan. Kendini beğenmiş, kibirli. Çıkıntısı olan.
BÜYÜKLENMEK
Kendini büyük göstermek, büyüklük taslamak, kibirlenmek, heyheylenmek.
FİRAVUN
Eski Mısır hükümdarlarına verilen unvan. Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse. İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir oyun türü.
DALMA
Dalmak işi. Güreşçinin ayaktayken birden eğilerek rakibinin bacaklarını kapması.
ABANMAK
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.
BÜYÜKLENME
Büyüklenme işi, kibir, heyheylenme.
BANKO
İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh. Talih oyunlarında ortada toplanan paranın hepsine oynandığını anlatan bir söz. Talih oyunlarında, oyunu yönetenin ortaya koyduğu para. Talih oyunlarında oyunu yöneten kimse. Su altı tepeliği. Kesinlikle.
BUDAMAK
Daha çok ürün almak veya düzgün bir biçim vermek amacıyla ağaç, asma vb.nin dallarını kesmek, kısaltmak. Bir şeyi eksiltmek, azaltmak. Güreşte rakibinin ayaklarını bir ayak oyunu veya vuruşu ile yerden kesmek. Yeni filiz sürmesi için bir bitkinin dallarını kesmek.
BOHÇALAMAK
Bir şeyi bohça içine koyup sarmak. Ayakları havada bağdaş kurar gibi toplayarak denize veya havuza atlamak. Güreşte rakibin kol ve ayaklarını üst üste getirerek kımıldayamaz durumda alttan kavrayıp kucaklamak.
DALMAK
Suyun içine bütün vücuduyla ve hızla girmek. Bir yerin içine girmek. Başka bir şeyle uğraşamayacak veya başka bir şeyi düşünemeyecek biçimde kendini bir şeye kaptırmak. Kendini bilmez duruma gelmek, kendinden geçmek. Uyumak. Güreşte rakibinin belden aşağı bir yerini aniden tutmak.
ÇAPRAZ
Eğik olarak birbiriyle kesişen. Eğik bir biçimde. Karşı tarafın yanı. İki taraflı, karşılıklı. Güreşte rakibin koltuk altından kol geçirip sarma oyunu. Kopça, düğme. Bir tür olta iğnesi.
BURUN
Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü. Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü. Kibir, büyüklenme.
GROGİ
Boksta rakibinin yumruklarıyla çok sarsılmış ancak hâlâ ayakta durabilen boksör. Sendelemiş.
BÖBÜR
Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan (Hyrax syriensis). Böbürlenme, kibir.
ÇIRPMAK
Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek. Bir şeyin ucundan bir parça kesmek. Sulu yiyecekleri hızla ve sürekli olarak çatal, kaşık vb. ile karıştırmak. Güreşte rakibinin kollarını beli hizasında sımsıkı kavrayarak minderde kendi üzerinden sağa ve sola sırtüstü savurmak. İki şeyi birbirine çarpmak. Çalmak, hırsızlık etmek.
GURUR
Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir. Kurum, çalım. Övünme.
FİRAVUNLUK
Firavun olma durumu. Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse olma durumu. Firavunun görevi.
FODUL
Üstünlük taslayan, kibirlenen.
BENLİK
Bir kimsenin öz varlığı, kişiliği, onu kendisi yapan şey, kendilik, şahsiyet. Kendi kişiliğine önem verme, kişiliğini üstün görme, kibir, gurur.
BENBENCİ
Kendini çok öven, hep kendinden söz eden, kibirli, gururlu.