İçinde KİBİ geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "kibi" olan, toplam 13 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kibi bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu kibi ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kibi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

KİBİRLENMEK, KİBİRSİZLİK, TERKİBİBENT

10 harfli kelimeler

KİBİRLENME, KİBİRLİLİK, KİBİRLENİŞ

8 harfli kelimeler

KİBİRSİZ, KİBİRLIG

7 harfli kelimeler

KİBİRLİ, TERKİBİ

5 harfli kelimeler

KİBİR, KİBİK

4 harfli kelimeler

KİBİ

Bazı kelimelerin anlamları

KİBİ

Gibi. Gibi, bk. kimi, kimin, kimin.

KİBİRSİZLİK

Kibirsiz olma durumu.

KİBİRLENİŞ

Kibirlenme işi.

KİBİK

Gibi.

KİBİRSİZ

Kendini büyük görmeyen, büyüklenmeyen.

KİBİRLİLİK

Kibirli olma durumu, mütekebbirlik.

KİBİR

Kendini beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik, gurur.

KİBİRLİ

Kendini büyük gören, büyüklenen, gururlu.

KİBİRLENME

Kibirlenmek işi.

KİBİRLENMEK

Kendini üstün görmek, büyüklenmek.

TERKİBİ

Tamlama ile ilgili.

KİBİRLIG

Kibirlenmek.

TERKİBİBENT

Divan edebiyatında uyakları başka başka olan birkaç bentten oluşan ve her bendin sonunda kafiyeleri aynı birer beyti bulunan manzume biçimi.

  -   -   -  

Anlamında KİBİ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KİBİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ÇAPRAZ

Eğik olarak birbiriyle kesişen. Eğik bir biçimde. Karşı tarafın yanı. İki taraflı, karşılıklı. Güreşte rakibin koltuk altından kol geçirip sarma oyunu. Kopça, düğme. Bir tür olta iğnesi.

BANKO

İş yerlerinde üzerine eşya koymaya elverişli, iş takibi için gelen kişiyle görevli arasına konulmuş tezgâh. Talih oyunlarında ortada toplanan paranın hepsine oynandığını anlatan bir söz. Talih oyunlarında, oyunu yönetenin ortaya koyduğu para. Talih oyunlarında oyunu yöneten kimse. Su altı tepeliği. Kesinlikle.

BÜYÜKLENME

Büyüklenme işi, kibir, heyheylenme.

FİRAVUN

Eski Mısır hükümdarlarına verilen unvan. Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse. İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir oyun türü.

GURUR

Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir. Kurum, çalım. Övünme.

FODUL

Üstünlük taslayan, kibirlenen.

BENBENCİ

Kendini çok öven, hep kendinden söz eden, kibirli, gururlu.

BUDAMAK

Daha çok ürün almak veya düzgün bir biçim vermek amacıyla ağaç, asma vb.nin dallarını kesmek, kısaltmak. Bir şeyi eksiltmek, azaltmak. Güreşte rakibinin ayaklarını bir ayak oyunu veya vuruşu ile yerden kesmek. Yeni filiz sürmesi için bir bitkinin dallarını kesmek.

BURUN

Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü. Karanın, özellikle yüksek ve dağlık kıyılarda, türlü biçimlerde denize uzanmış bölümü. Kibir, büyüklenme.

ÇIRPMAK

Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek. Bir şeyin ucundan bir parça kesmek. Sulu yiyecekleri hızla ve sürekli olarak çatal, kaşık vb. ile karıştırmak. Güreşte rakibinin kollarını beli hizasında sımsıkı kavrayarak minderde kendi üzerinden sağa ve sola sırtüstü savurmak. İki şeyi birbirine çarpmak. Çalmak, hırsızlık etmek.

DALMAK

Suyun içine bütün vücuduyla ve hızla girmek. Bir yerin içine girmek. Başka bir şeyle uğraşamayacak veya başka bir şeyi düşünemeyecek biçimde kendini bir şeye kaptırmak. Kendini bilmez duruma gelmek, kendinden geçmek. Uyumak. Güreşte rakibinin belden aşağı bir yerini aniden tutmak.

BOHÇALAMAK

Bir şeyi bohça içine koyup sarmak. Ayakları havada bağdaş kurar gibi toplayarak denize veya havuza atlamak. Güreşte rakibin kol ve ayaklarını üst üste getirerek kımıldayamaz durumda alttan kavrayıp kucaklamak.

DALMA

Dalmak işi. Güreşçinin ayaktayken birden eğilerek rakibinin bacaklarını kapması.

FİRAVUNLUK

Firavun olma durumu. Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse olma durumu. Firavunun görevi.

GROGİ

Boksta rakibinin yumruklarıyla çok sarsılmış ancak hâlâ ayakta durabilen boksör. Sendelemiş.

BENLİK

Bir kimsenin öz varlığı, kişiliği, onu kendisi yapan şey, kendilik, şahsiyet. Kendi kişiliğine önem verme, kişiliğini üstün görme, kibir, gurur.

BÖBÜR

Memelilerden, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, yırtıcı hayvan (Hyrax syriensis). Böbürlenme, kibir.

BÜYÜKLENMEK

Kendini büyük göstermek, büyüklük taslamak, kibirlenmek, heyheylenmek.

BURUNLU

Herhangi bir biçimde burnu olan. Kendini beğenmiş, kibirli. Çıkıntısı olan.

ABANMAK

Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.