Sonu KAZIMA ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "kazıma" olan, toplam 1 adet kelime bulunmaktadır. Sonu kazıma ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında kazıma olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde kazıma olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

Bazı kelimelerin anlamları

KAZIMA

Kazımak işi. Vücutta boşluklar içinde bulunan yabancı cisimleri, hasta veya zararlı sayılan dokuları kazıyarak almak, kürtaj.

  -   -   -  

Anlamında KAZIMA bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KAZIMA geçen kelimeler listesi verilmiştir.

KAZINMAK

Kendi kendini kazımak. Her tarafı iyice temizlemek. Kazıma işi yapılmak. Varı yoğu, elindeki bütün parası alınmak veya çalınmak. Derisini kazır gibi kaşımak. Derisi yüzülürcesine tıraş olmak.

ÇEGİ

Çiftin çamurunu kazımak için yapılan demir.

DIRIMAK

Kazımak, sıyırmak: Hamur teknesini dırıdım. Tarladaki ürünü tırmıkla toplamak, tırmıklamak.

KAZITMAK

Kazıma işini yaptırmak.

DERMABRAZYON

Deri üzerindeki benleri veya geçirilmiş lezyonun bıraktığı izi ortadan kaldırma amacıyla yapılan kazıma işlemi.

TIRNAKLAMAK

Tırmalamak. Tırnaklarını geçirerek yolmaya, kazımaya veya çekmeye çalışmak.

ARETMEK

Tabaklıkta derilerin iç yüzünün etlerini bıçakla kazımak. Utanmak, haya etmek.

KAZINTI

Kazıyarak çıkarılan parça. Kâğıtta kazıma izi.

ÇAPLA

Maden kazımak için kullanılan çelik kalem.

ÇÖNGE

Kısa boylu. Beceriksiz, uyuşuk. Yüzülmüş deride kalan et parçalarını kazımağa yarıyan demir aygıt. Tahta kullanan adamın başakları toplamak için ayağı ile taşıdığı çalı. Zayıf, kuvvetini kaybetmiş, vazifesini yapamaz hale gelmiş, küntleşmiş.

IŞKI

Deri, tahta kazımakta kullanılan, iki ucu saplı eğri bıçak.

RASPALAMAK

Raspa kullanarak boyaları, pasları kazımak, pürüzleri gidermek veya iki yüzeyi birbirine yapıştırmak, oturtmak.

HAK

Adalet. Kâğıttaki yazıyı kazıma, kazı. Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk, doğruluk. Verilmiş emekten doğan manevi yetki. Doğru, gerçek. Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç. Pay. Emek karşılığı ücret. Tanrı. Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma, kazı.

KAZIYIŞ

Kazıma işi.

ÇAMURLUK

Çamuru çok olan yer. Paçaları çamurdan korumak için giyilen tozluk. Taşıtlarda tekerleklerin üst bölümünü örten parça. Ayakkabıların çamurunu kazımak için yapılarda giriş kapısının önünde, yere çimento veya betonla tutturulan, demirden yapılmış, türlü biçimlerdeki ayakkabı sileceği.

ÇEĞEL

Çakıl, çakıl yığını. Çiftin çamurunu kazımak için yapılan demir. Giresun şehrinde, Tirebolu belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

KAZAĞI

Kazımakta veya temizlemekte kullanılan demir araç.

ASTAM

Değirmen taşına uydurulan ve çark demirine geçirilen demir. Hamur teknesini kazımaya yarıyan demir.

TIRAŞLAMAK

Saç, sakal vb.ni seyreltmek, kazımak, tıraş etmek. Bıkkınlık verecek kadar uzun, asılsız, abartılı konuşmak. Bir şeyin üzerindeki pürüzleri almak, yontmak.

ARDA

İşaret olarak yere dikilen çubuk. Maden üzerine kazıma yapmak ve çıkrıkta çevrilen şeyleri yontmak için kullanılan çelik kalem. Ardıl.