İçinde ZAHİR geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "zahir" olan, toplam 7 tane kelime bulunuyor. İçerisinde zahir bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu zahir ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında zahir olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

12 harfli kelimeler

ZAHİRYILDIZI

7 harfli kelimeler

MÜZAHİR, ZAHİRDE, ZAHİREN

6 harfli kelimeler

ZAHİRE, ZAHİRİ

5 harfli kelimeler

ZAHİR

Bazı kelimelerin anlamları

ZAHİR

Açık, belli. Dış yüz, görünüş. Kuşkusuz, elbette, şüphesiz.

ZAHİRDE

Görünüşte.

ZAHİRYILDIZI

Sabahyıldızı.

ZAHİRİ

Görünen, görünürdeki. Yapmacık.

ZAHİRE

Gerektiğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık.

ZAHİREN

Görünüşte.

MÜZAHİR

Arkalayan, destekleyici, arka çıkan, yardımcı.

  -   -   -  

Anlamında ZAHİR bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde ZAHİR geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ALAFTAR

Her çeşit hububat satıcısı, zahireci.

GAYILI

Çok, yığılı: Geçen sene gayılı zahramız (zahiremiz) varıdı.

AŞIT

Siper, kuytu yer. Aşılacak yer. Dağ geçidi. Sırt ve bayırların geri tarafı, görünmiyen yüzeyi. Uzak, gözün göremediği yer: Buradan aşıt yere gitme. Dağ ve tepelerin üzerinden arka kısma aşılacak yer. Zahire koymak için, ev içinde yere kazılan ya da duvara yapılan kuyu. Yatak ve yorgan konan ambarların bölmesi. Gizli: Benden aşıt iş yapma. Çevik, cesur, işgüzar. Çığ. Geçit: Aşıdı aşdı getdi. Ateş. Van kenti, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

BELLİ

Beli olan. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum. Belirli, muayyen. Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr.

BELLE

Güneşte zahire kurutmak için çamurla sıvanmış, kenarlı geniş yer.

Ey, buyrun, efendim. Turluk adı verilen çadırın iskeletini oluşturan ağaçlardan herbiri. (Tahtacı Burhaniye Balıkesir). Yayla evinin yan iskelet ağaçları. (Kızılca Bor Niğde). Direk. Çakşır, şalvar. Zahire ambarı, kiler.

GAŞIK

Kaşık. Değirmenlerde sepet adı verilen depodan dökülen zahireyi devamlı ve düzenli olarak değirmen taşlarının arasına aktararak öğütülmesini sağlayan araç. (Yeşilköy Gelendost Isparta).

AYTMAK

Türkü söylemek, teganni etmek. Alıp götürmek: Şu zahireyi değirmene aytacağım.

ZAAR

Kuşkusuz, elbette. Küçük köpek. Her halde, evet öyle. Olasılıkla, galiba. Zahir, herhâlde.

SAYAT

1.Evaltı, meyve ve benzerleri kurutulan yer. 2.Avlu. Evlerde zahire kurutulan üstü kapalı önü açık güneşe karşı yer, sofa.

ALLAF

Zahireci, aşlıkçı: Allaftan un aldık.

SERENDE

Meyve, sebze, tarhana ve benzerleri kurutmaya yarayan genişçe, üstü açık balkon. Evlerin dışındaki zahire ambarı.

ZAHAR

Her halde, evet öyle. Evet, olasılıkla. Demek ki. Arapça kökenli zâhir: Her halde (Erzincan Merkez). Arapça kökenli zâhir: zahir; ihtimal ki. Demek, meğer. Arapça kökenli zahir: Galiba, anlaşılan, herhâlde.

SARPIN

Tahıl kuyusu, zahire ambarı, silo. Ekmeği koymaya yarayan dört gözlü sandık.

ALAFDAR

Her çeşit hububat satıcısı, zahireci. Arapça kökenli + Far. alef-dâr: hayvan yemi taciri.

YAPMACIK

İçten olmayan (tavır, davranış, duygu), yapma, yapay, sahte, suni, zahirî, sofistike.

KOÇU

Süslü bir tür gezme arabası. Direkler üzerine, yüksekte kurulmuş zahire ambarı.

GÖRÜNÜŞTE

Dıştan göründüğüne göre, görünene inanmak gerekirse, görünene bakılırsa, zahiren.

HERGİL

Uzun boğazlı, kulplu, yemek pişirilen, bir çeşit bakır kap. Erzak ambarı. Ambar; zahire yığılan depo.

ARKACI

Hamal. Koruyucu. Zahir, yardımcı.