Kelimeler arşivinde; içinde "yindek" olan, toplam 1 tane kelime bulunuyor. İçerisinde yindek bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu yindek ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında yindek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
YİNDEK
YİNDEK
Daima, hep, mutlaka, muttasıl.
Bu bölümde tanımı içerisinde YİNDEK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
HEMAGLÜTİNASYON
Eritrositlerin çöktürülmesi. Kimi bakteriler veya virüslerin yüzeylerinde bulunan hemaglütinin proteinleri sayesinde, bu mikroorganizmaların uygun alyuvar hücreleri yüzeyine bağlanması ve alyuvarları çöktürmesi. Yanlış kan aktarımlarında antikorların alyuvar yüzeyindeki antijenlere bağlanması sonucu alyuvarların bir araya toplanarak kümeler oluşturması gibi alyuvar kümeleşmesine verilen ad.
OPİOİTLER
Opioit analjeziklerin kaynakları ve almaç düzeyindeki etkilerinin temel niteliği dikkate alınarak yapılan sınıflandırılmada morfin, kodein ve yarı sentetik türevlerine verilen ortak ad.
İZDEM
Bir filmin, bir televizyon oyununun içeriğini, özünü en kısa yoldan özetleyen ana düşünce; dramatik yapının çekirdeği; ilk görüntülerden son görüntülere dek geliştirilip işlenen ana düşünce. Bir yapıtın içerik düzeyindeki temel yönelimleri: Ölüm izdemi, çocukluk izdemi gibi.
BUHARLAŞMA
Buharlaşmak işi, buğulaşma, tebahhur. Toprak yüzeyindeki suyun buharlaşması ve toprak üzerinde yetişen bitkilerin terlemesi (transpirasyon) ile su kaybı. Evaporasyon, evatransporasyon. Bir özdeğin, kimyasal yapısında değişiklik olmaksızın sıvı evrenden gaz evreye geçmesi. Bir maddenin kimyasal bir değişme olmaksızın sıvı halden buhar haline geçmesi. Suyun veya diğer sıvı maddelerin gaz hâline dönüşmesi, evaporasyon. Katı veya sıvı maddelerin yapısında bulunan su veya herhangi bir bileşenin ısı değişikliği nedeniyle gaz hâline geçmesi.
KÖRLÜK
Görme engellilik. Kesmez olma durumu. Dikkatsizce ve beceriksizce yapılan iş. Gerçeği görememe durumu. Bitkilerin tomurcuk vermemesi durumu. Kıskandırma nispet, inat : Sana körlük olsun diye yaptığını biliyorum. Fener. Sıkıntı: Oğlum körlük etme. Tıp yönünden gözün ışık karşısında bütünüyle duyuşuz olması durumu. Görüş gücünün onda birden az olması durumu. Görme yeteneğinin kaybı veya yokluğu. Gözde veya beyindeki bir değişime bağlı olarak biçimlenir. Birbirinin inadına hareket, rağm.
MELFERON
Beyindeki dopaminerjik nöronlar üzerine seçici etkisi bulunan ve antipsikotik olarak kullanılan butirofenon türevi ilaç.
HAV
Kadife, çuha, yün vb.nin yüzeyindeki ince tüy, ülger. Köpeğin çıkardığı ses.
NÖSTON
Su yüzeyindeki film tabakasında yaşamlarını sürdüren pelajik canlılar.
NÖROTRANSMİTER
Bir uyarıya cevap olarak sinapslarda, presinaptik akson ucundan salınarak postsinaptik nöron veya kas hücresinin yüzeyindeki özgül almaçlar aracılığında iletinin bir uçtan diğerine geçişini sağlayan ve sonuçta bu hücreleri uyaran veya baskılayan asetilkolin, adrenalin, noradrenalin, dopamin, serotonin, GABA, glisin, glutamat, nitrik oksit, histamin ve benzerleri kimyasal maddelerin ortak adı.
PORMUT
Yonga, kıymık ya da tahtaların yüzeyindeki pürüz. Ağaç kabuğundaki kabarcıklar. Kumaş ya da elbise kırışığı.
ENKEFALİNLER
Beyin, bağırsak ve adrenal bezde bulunan, morfini taklit ederek opyumları beyindeki reseptörlere bağlayan, endorfinlerle beraber endojen opyumlar olarak kabul edilen bir pentapeptit.
KIPÇAK
XI-XV. yüzyıllarda, Hazar ve Karadeniz'in kuzeyindeki bozkırlarda, Mısır ve Suriye'de yaşamış bir Türk boyu, Kuman. Günümüzde Kırım Tatarcası, Kazakça, Karaçay Malkarca vb. lehçeleri konuşan gruba verilen genel ad.
EŞBİÇİMCİLİK
Beyindeki uyaran alanının bilinçle beliren görüntülerle noktası noktasına benzerlik gösterdiğini savunan görüş. (Örneğin, bilinçte büyük ve küçük olarak beliren iki imgeden büyüğü beyindeki uyaran alanda da daha çok yer kapsar.).
KRİPT
Plasentasyonda görev yapan endometriyum yüzeyindeki villi koryalislerin içine girdiği kör kesecikler.
ENGEBELER
Yer ve Ay yüzeyindeki dağ, sıradağ ve dağağızlarının ortak adı.
TAT
Canlıların besinlerdeki uçucu olmayan bileşikleri damak, boğaz ve dil yüzeyindeki mukoza noktaları aracılığıyla algıladığı duyum. Türklerin egemen olduğu yerlerde yaşayan Arap veya İranlılar. Dilsiz. Hoşa giden durum, lezzet, zevk. Hazar Denizi kıyısında, İran Azerbaycanı sınırında yaşayan, İran soyundan olan bir topluluğun adı. Tatlılık.
OKSOTREMORİN
Beyindeki muskarinik almaçları seçkin biçimde uyaran ve deneysel olarak parkinson hastalığı oluşturmak için kullanılan bir madde.
APOMORFİN
Morfinin yoğun sülfürik asitle kaynatılması ve molekülündeki oksijen köprüsünün yıkılması sonucu oluşan ve beyindeki kusma merkezini uyararak kusmaya neden olduğundan klinikte kusturucu olarak kullanılan kimyasal bir bileşik.
CURUF
Erimiş malzemelerin yüzeyindeki safsızlık.
RESİF
Su düzeyindeki sıra kayalar.