Kelimeler arşivinde; içinde "tarak" olan, toplam 39 tane kelime bulunuyor. İçerisinde tarak bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu tarak ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında tarak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
TARAKLIMAKAS, ATARAKTİKLER, AFŞARTARAKÇI
TARAKDİKENİ
TARAKÇILAR, TARAKSAKUM, TARAKTONOZ, TARAKLILAR, TARAKLAMAK, TARAKÇILIK, ZARTARAKLI, ATARAKSİYA
TARAKLAMA, TARAKDİŞİ, MATARAKÇI
TARAKTÖR, TARAKTAN, TARAKOTU, TASTARAK, TARAKLIK, TARAKDİŞ, TARAKÇIR, TARAKÇIN, KATARAKT, TARAKÇIL, TARAKSIZ
TARAKCI, OSTARAK, ORTARAK, MATARAK, DUTARAK, BITARAK, ASTARAK, TUTARAK, TARAKSI, TARAKLI, TARAKÇI
TARAK
Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç. Suda yaşayan hayvanlarda solungaç. İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü. Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç, tırmık. Dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde araç. Bazı kuşların başında bulunan yelpaze biçiminde tepelik. Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten).
ATARAKSİYA
Hiçbir heyecan veya zihin etkisiyle uyarılmayan ruh dinginliği, acıya olduğu kadar kıvanca karşı da ilgisizlik.
TARAKDİKENİ
Ağrı ve sızıları gidermeye yarayan bir çeşit dikenli bitki. Saç taramaya yarayan bir çeşit diken.
TARAKSAKUM
Dandelion veya aslan dişi de denen, tarakserol, levulin, inulin, pektin ve benzerleri içeren, müshil ilacı olarak kullanılan, taraxacum palustre bitkisinin kurutulmuş kökleri.
TARAKLIMAKAS
Dişli berber makası. (Bursa; Aksaray Niğde).
ATARAKTİKLER
Trankilizanlar veya nöroleptiklere verilen genel ad.
TARAKÇILAR
Artvin kenti, Yusufeli belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.
TARAKLAMAK
Bağ, bahçe toprağının yüzünü tarakla düzeltmek. Gereksiz maddelerden ayıklamak amacıyla araç geçirmek, taramak. Tarar gibi yapmak. Yılankavi çizgilerle boyamak.
AFŞARTARAKÇI
Bolu ilinde, Gerede ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.
TARAKLAMA
Taraklamak işi. Bağ bahçe işlerinde taşları tarakla toplama, ayıklama. Ağaç gemilerde kaplamaların zedelenmesi durumunda, içeriye su girmemesi için omuzluktan su düzeyine kadar ıskarmozlar arasına uyumlu olarak yerleştirilen, ağaçtan yapılmış olan pekiştirme. Taşçı tarağı ile yapılan.
TARAKTONOZ
(Mimarlık) Dörtte bir küre biçiminde tonoz. a. bk. tonoz, manastır tonozu, haçtonoz.
TARAKLILAR
Sölenterlerin, saydam ve jelatinli deniz hayvanlarını içine alan sınıfı.
MATARAKÇI
Şamatacı. Şakacı, eğlendirici, geveze.
TARAKDİŞİ
Kilim, palaz ve çuval gibi dokumalarda görülen motif. (Yeşilova Aksaray Niğde).
TARAKÇILIK
Tarakçının işi.
ZARTARAKLI
Çalımlı, süslü, gösterişli.
Bu bölümde tanımı içerisinde TARAK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BUHARLAŞTIRMAK
Bir sıvıyı kaynatarak buhar durumuna getirmek. Bir sıvıyı ince damlacıklar durumunda damıtmak.
BARINMAK
Doğa etkilerinden korunmak için kapalı bir yere sığınmak. Bir yerde yatarak geceyi geçirmek. Yerleşmek, yaşamak için uygun şartlar bularak oturmak. Çevresiyle uyumlu, dirlik içinde yaşamak. Soyut kavram bir yerde etkili olmak, gelişecek ortamı bulmak.
APIŞTIRMAK
Hayvanı çok yorarak yürüyecek güç bırakmamak. Çifte demir atarak döndükçe geminin bir alan içinde kalmasını sağlamak.
BUZLUK
Yiyecek ve içecekleri soğutarak saklamak için kullanılan, buzla soğutulan kap veya dolap. Buzdolabının içinde buz yapan bölme.
BOŞALMAK
Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek. Doyuma ulaşmak. Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmak. Gevşemek, açılmak. Hayvan, bağından kurtulmak. Dışarıya akmak, dökülmek.
BOĞMAK
Boğum yeri. Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak. Tamamıyla kaplamak, sarmak. Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak. Silik bir duruma getirmek, bastırmak. Motorlu taşıtlarda fazla yakıt, motoru çalışmaz duruma getirmek. Gelişmesine engel olmak. Bunaltmak. Renkler uygun düşmemek. El, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak. Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek.
AKBASMA
Katarakt.
AYIRAÇ
Maddeleri kimyasal birleşime veya ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan bileşikler, belirteç, miyar, reaktif.
ALFABE
Bir dilin seslerini gösteren, belirli bir sıraya göre dizilmiş belli sayıda harfin bütünü, abece, yazı. Bir işin başlangıcı. Bir dilin harflerini tanıtarak okuma öğrenmeyi sağlayan kitap.
ALMAK
Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.
ALKARNA
İstiridye, midye, tarak vb. kabuklu hayvanları avlamak için deniz dibini taramakta kullanılan, ağız kısmı demirden bir ağ.
BASİTLEŞTİRMEK
Gereksiz ayrıntılardan arıtarak sade duruma getirmek.
ABARTILI
Olduğundan fazla gösterilen, abartmalı, mübalağalı. Abartarak, abartılı olarak, mübalağalı bir biçimde.
BLÖF
İskambil oyunlarında elindeki kâğıtları olduğundan başka gösterme davranışı. Kazanda yoğunlaşan suyu dışarı atma. Karşısında kişiyi yanıltarak veya yıldırarak bir işten caydırmak için söylenen asılsız söz veya takınılan aldatıcı tavır, kurusıkı.
AMMA
Ama. Yanına getirildiği kelimenin anlamına aşırılık katarak şaşma veya hayranlık anlatan bir söz.
AĞCI
Ağ ile balık tutarak geçinen kimse.
AKSU
Katarakt. Antalya iline bağlı ilçelerden biri. Isparta iline bağlı ilçelerden biri.
BULMACA
Çeşitli biçimlerde düzenlenen ve düşündürerek, aratarak buldurmayı amaç edinen oyun.
CANLANDIRMA
Canlandırmak işi. Solunumu ve kalbi durmuş olan hastaya yaşama döndürülmesi için yapılmış olan işlemler bütünü. Otel, tatil köyü vb. turistik yerlerde konukları eğlendirmek için çeşitli oyunlar, gösteriler yapma, animasyon. Geçmiş bir olayın gelişmesini ve sonucunu aynı biçimde yansıtarak sunma. Tek tek resimleri veya hareketsiz cisimleri gösterim sırasında hareket duygusu verebilecek bir biçimde düzenleme ve filme aktarma işi, animasyon. Kişileştirme.
CİRİT
At koşturup birbirine değnek atarak takım hâlinde oynanan oyun, cirit oyunu. Bu oyunda atılan değnek.