Kelimeler arşivinde; içinde "sünne" olan, toplam 16 tane kelime bulunuyor. İçerisinde sünne bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu sünne ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında sünne olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
SÜNNETSİZLİK, SÜNNETYENİCE
SÜNNETÇİLİK, SÜNNETLEMEK, SÜNNETÇİLER
SÜNNETLEME, EHLİSÜNNET
SÜNNETLİK, SÜNNETSİZ, SÜNNEŞMEK, SÜNNETKÖY
SÜNNETÇİ, SÜNNETLİ
SÜNNET, SÜNNEY
SÜNNE
SÜNNE
Bağlarda yağmur sularının birikmesi için açılan çukur.
SÜNNEŞMEK
İş uzamak.
SÜNNET
Hz. Muhammed'in Müslümanlarca uyulması gerekli sayılan davranışları ve herhangi bir konuda söylemiş olduğu söz. Sünnet düğünü. Erkek çocukta, erkeklik organının ucundaki derinin çepeçevre kesilmesi.
SÜNNETÇİLER
Kütahya şehrinde, Dağardı nahiyesine bağlı bir bölge. Manisa ilinde, Akhisar belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.
SÜNNETSİZ
Sünnet edilmemiş olan.
SÜNNETÇİLİK
Sünnetçinin yaptığı iş.
SÜNNETLİK
Sünnet için hazırlanmış olan.
SÜNNETKÖY
Kahramanmaraş şehri, Gücük bucağına bağlı bir yer.
SÜNNEY
Zurna.
SÜNNETLİ
Sünnet edilmiş olan.
SÜNNETLEME
Sünnetlemek işi.
SÜNNETYENİCE
Kütahya şehri, Köprüören bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
SÜNNETÇİ
Çocukları sünnet eden kimse.
SÜNNETLEMEK
Tabaktaki yemeği sıyırıp bitirmek.
SÜNNETSİZLİK
Sünnetsiz olma durumu.
EHLİSÜNNET
Sünnet ehli.
Bu bölümde tanımı içerisinde SÜNNE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ABCALAMAK
Bacaklarını ayırarak yürümek: Çocuk dün sünnet oldu, abcalıyor.
BÜLÜKÇÜ
Sünnetçi.
HİTAN
Sünnet etme.
MÜRÜVVET
Bir ailede çocukların doğumu, sünneti, evliliği, iyi bir göreve geçmeleri vb. olaylardan duyulan mutluluk, sevinç. Yiğitlik, mertlik. Cömertlik.
GABMIK
Sünnet düğününde gençlere verilen helva ziyafeti.
DÜĞÜN
Evlenme veya sünnet dolayısıyla yapılmış olan tören, eğlence, cemiyet. Bir olayı kutlamak için yapılmış olan büyük eğlence veya tören.
ÇÜÇE
Erkek çocukların erkeklik organının sünnet olurken kesilen kısmı.
KAPCUK
Ceviz, badem ve fındığın iç kabuğu. Sünnette erkeklik organından kesilen parça. Tahıl tanelerinin kabuğu.
EDİLCEV
Sünnet.
GADAHLİ
'Gadamak' işlemi görmüş; sünnet derisinin başçığa yapışık olma hâli.
KESİLMEK
Kesme işi yapılmak. Tutulmak, kapatılmak. Gibi olmak, benzemek, dönmek. Çok beğenmek, çok hoşlanmak. Durmak. Son ya da aralık verilmek. Süt, ayran vb. bozulmak, ekşimek. Kendini herhangi bir şey gibi göstermek. Akmamak. Akım gelmez olmak. Sona ermek. Dinmek. Sünnet olmak. Yoksun kalmak. Bitkin duruma gelmek, gücü, takati kalmamak, çok yorulmak. Kendinden önceki kelimeyi "olmak" anlamıyla pekiştiren bir fiil. Makaslanmak.
SÜNNİLİK
Kur'an'a ve Hz. Muhammed'in sünnetlerine göre davranmayı en doğru ve tek yol sayan, Hanefi, Maliki, Şafii, Hanbeli mezhepleri.
HOŞOTU
Kurutulmuş kabuklu fasulye. Sünnetle kesilen parça.
KABIKLI
Sünnetsiz erkek.
ÇUÇALİ
Sünnet olmamış erkek.
APDAL
Çingene. Dilenci. Davul, zurna çalan, çalgıcı (çokça çingene). Sünnetçi. Serseri. Çingene gibi göçebe hayatı süren bir kabile. Görgüsüz. Bencil, kıskanç. Çingene, çalgıcı çingene. Alık, sersem.
SÜNNİ
Sünnet ehlinden olan kimse.
GABIH
Kabuk; sünnet derisi.
BASIRA
Bitki, bostan, meyve ağaçları ve bağlara zarar veren bir hastalık, külleme. Sisli havalarda veya sabahları yapraklar üzerinde meydana gelen nem. Kanser hastalığı. Kahverengi suyu olan ve yenilebilen sızırılmış ağılı bal. Çamlarda bal yapan beyaz bir kurt. Bir çeşit kâğıt oyunu. Bitki ve ağaçlarda külleme hastalığı meydana getiren bit, püseron. İskambil oyunu, pişpirik. Bağlardaki külleme hastalığı. Bir tür kağıt oyunu. Sünnet derisi. Gören, görücü. Görme gücü, görüş. Göz.
KİRVE
Sünnet olan çocuğun bütün masraflarını üstlendikten sonra sünnet sırasında çocuğu kucağına alarak elini, kolunu tutan ve bütün hayatı boyunca çocuk üzerinde babasına yakın hak taşıyan kimse.