Kelimeler arşivinde; içinde "sabit" olan, toplam 14 tane kelime bulunuyor. İçerisinde sabit bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu sabit ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında sabit olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
SABİTLEŞTİREBİLME
SABİTLEŞTİRİLMEK
SABİTLEŞEBİLMEK, SABİTLEŞTİRİLME
SABİTLEŞTİRMEK, SABİTLEŞEBİLME
SABİTLEŞTİRME
SABİTLEŞMEK
FİKRİSABİT, SABİTKADEM, SABİTLEŞME
SABİTLİK
SABİTE
SABİT
SABİT
Yerinden oynamayan, yerini değiştirmeyen, durağan. Değişmeyen, hep aynı kalan, önceden ayarlanmış. Gerçekliği tespit edilmiş, kanıtlanmış olan.
SABİTLEŞMEK
Sabit duruma gelmek.
SABİTKADEM
Süreklilik gösteren. Sözüne sadık, sözünü tutan ve yerine getiren.
SABİTLEŞTİRİLMEK
Sabit duruma getirilmek.
SABİTLEŞEBİLME
Sabitleşebilmek işi.
FİKRİSABİT
Saplantı.
SABİTE
Bir formülde geçen ve önceden belirlenmiş bulunan değişmez nicelik. Görünürde hareket etmeyen yıldız.
SABİTLEŞTİREBİLME
Sabitleştirebilmek işi.
SABİTLEŞTİRMEK
Sabit duruma getirmek.
SABİTLEŞME
Sabitleşmek işi.
SABİTLEŞTİRİLME
Sabitleştirilmek işi.
SABİTLEŞTİRME
Sabitleştirmek işi.
SABİTLİK
Sabit olma durumu.
SABİTLEŞEBİLMEK
Sabitleşme imkânı veya olasılığı bulunmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde SABİT geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ÇEMBER
Merkez denilen sabit bir noktadan aynı uzaklık ve düzlemdeki noktalar kümesinin oluşturduğu kapalı eğri. Yazma, yemeni, başörtüsü. Basketbolda içinden topun geçmesiyle sayı kazanılan ağlı demir halka. Aşılması, çözümü güç durum. Çocukların çevirip arkasından koştukları tekerlek biçiminde oyuncak. Bu biçime getirilmiş katı cisimlerin çevresi. Sandık, denk, fıçı vb.nin dağılmaması için üzerlerine geçirilen dayanıklı bir cisimden kuşak.
DURAĞAN
Yerini değiştirmeyen, yerli, hareketsiz, sabit. Etkin olmayan, gelişmemiş. Sinop iline bağlı ilçelerden biri. Akışmaz.
PARABOL
Bir düzlemin odak denen sabit bir noktadan ve doğrultman denen sabit bir doğrudan eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri, yarı kübik.
PLASTER
Genellikle ciltteki yara vb. hasarların dış etkenlerden korunması veya tıbbi gereçlerin cilde sabitlenmesi için kullanılan yapışkan özellikte malzeme.
ÇİVİLEMEK
Bir şeyi bir yere çivi ile tutturmak, mıhlamak. Sabitleştirmek, kesin olarak yerleştirmek. Vurmak, öldürmek. Aynı noktaya sürekli olarak bakmak. Olduğu yerde hareketsiz bırakmak.
KASA
Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap. Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı. Ticarethanelerde para alınıp verilen yer. Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla. Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi. Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve. Varlıklı kişinin harcamalarını yapan kimse. Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık. Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça.
MIHLI
Mıhı olan. Dimdik, sabit. Mıhlanmış, mıhla tutturulmuş.
DONDURMAK
Donmasını sağlamak. Bir işin gerektirdiği sorumluluk ve yetkileri geçici bir süre için kullanmamak üzere durdurmak. Beklemeye almak. Hareketsiz hâle getirmek. Sabitlemek. Soğutmak.
FOTOĞRAF
Çeşitli araç ve malzeme kullanarak görüntüyü özel bir yüzey üzerinde sabitleme. Bu yöntemle aktarılarak çoğaltılan resim, foto. Görüntü.
TESPİT
Bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirme, yerinden oynamaz duruma getirme, saptama. Sabitleme. Belirleme. Bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde gösterme.
KÜREYİCİ
Cevher veya posayı, sabit bir makara üzerinden dönüş yapan sonsuz halat aracılığıyla arkaya doğru küreyen mekanik düzen.
MENTEŞE
Kapı, pencere, mobilya kapakları vb. açılır kapanır şeylerde kullanılan, bir mille birbirine tutturulmuş, biri sabit, öbürü hareketli iki parçadan oluşmuş metal parça, reze.
PONTON
Batmış gemileri askıya alma işinde kullanılan büyük duba. Yat limanlarında yatların yanaşması için zincirle karaya bağlı sabit duba. Tombaz.
ÇAKILI
Çivi, kazık vb. bir şeyle tutturulmuş. Çakılmış, bir şeye bağlı. Yeri değişmez, sabit.
SAPLANTILI
Saplantısı olan, sabit fikirli.
SAPTAYICI
Saptayan, sabit kılan, sürekli kılan. Tebeşir, boya, sulu boya, kurşun kalem çizim ve resimlerin bozulmalarını önlemek için bütün kâğıt yüzeyine püskürtücü ile sıkılan sakız ve alkol karışımı resim verniği.
FİŞKA
Çipo tırnağını kaldırıp asmak için geminin kenarında bulunan sabit veya hareketli demir askı.
HELİS
Bir silindirin ana doğrularını sabit bir açı altında kesen eğri.
ÇİVİ
İki şeyi birbirine tutturmak, bir nesneyi bir yere sabitlemek için çakılan, ucu sivri, başlı, metal veya ağaçtan yapılmış ufak çubuk, mıh. Kalkan balığının üzerindeki düğmeye benzer kemiksi oluşum.
SAPLANTI
Kişinin, etkisinden kendini kurtaramadığı yersiz saçma düşünce, sabit fikir, fikrisabit, idefiks.