Kelimeler arşivinde; içinde "kümü" olan, toplam 19 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kümü bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu kümü ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kümü olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
BİYOAKÜMÜLASYON
YAPRAKDÖKÜMÜ
KÜMÜRDENMEK
AKÜMÜLATÖR, KÜMÜLASYON
KÜMÜLATİF, KÜMÜRTLEK
KÜMÜLMEK, KÜMÜRDAK, KÜMÜRDEK
KÜMÜLÜS, KÜMÜRÜÇ, KÜMÜRÜK, KÜMÜLTÜ
KÜMÜLÜ
KÜMÜL, KÜMÜK, KÜMÜR
KÜMÜ
KÜMÜ
Lohusalıkta al basma.
KÜMÜRDENMEK
Yabanıl hayvan bağırmak, homurdanmak: Aslan kümürdendi.
KÜMÜLMEK
Çentilmek, aşınmak, kütleşmek, körlenmek.
KÜMÜLASYON
Kümelenme.
KÜMÜLÜ
Susam sapları yığını. Koni.
KÜMÜRTLEK
Kıkırdak.
AKÜMÜLATÖR
Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depolayan, istenildiğinde bunu elektrik enerjisi olarak veren cihaz, akımtoplar, akü.
KÜMÜRDEK
Olmamış kavun, kelek. Otların sertleşmemis saplan. Kıkırdak.
KÜMÜRÜK
Basık burunlu.
BİYOAKÜMÜLASYON
Bir kimyasal maddenin her hangi bir besin zincirine girerek su canlılarında birikmesi. Organizmalarda bazı kimyasal maddelerin birikmesi.
KÜMÜRÜÇ
Kulpu ve emziği kırık testi.
KÜMÜRDAK
Olgunlaşmamış kavun.
KÜMÜLTÜ
Kırlarda, ormanlarda eğreti olarak yapılmış bekçi veya avcı kulübesi.
KÜMÜLATİF
Kümeli.
YAPRAKDÖKÜMÜ
Güz.
KÜMÜLÜS
Küme bulut.
Bu bölümde tanımı içerisinde KÜMÜ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AKÜ
Akümülatör.
BÜKÜMLÜ
Bükülmüş olan, bükümü olan.
BÜKÜMSÜZ
Bükülmemiş olan, bükümü olmayan.
KARTONMACUNU
(Süsleme) Paçavra lifleri ve kâğıt parçalarını suda hamur haline getirdikten sonra alçı ve tutkalla karıştırarak yapılan ve kabartma süslerin dökümünde kullanılan bir çeşit döküm gereci.
AKIMTOPLAR
Akümülatör.
ARACA
Hamal: Yükümü aracaya verdim.
KÖMÜRTLEK
Gırtlak. Bir çeşit kara üzüm. Gırtlak, adem elması (Kaman), karşılığı kümürtlek.
BÜRKÜM
Havanın bunaltıcı sıcak zamanı. Küldeki sıcaklık: Mangalın bürkümünde kahve pişmez.
BAÇLI
Baç ödemekle yükümü olan kişi.
BOĞAZ
Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak. Yiyeceği içeceği sağlanan kimse. İki kara arasındaki dar deniz. İki dağ arasında dar geçit. Yeme içme. Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm. Yedirip içirme yükümü, iaşe.
KÜMÜK
Basık burunlu. Dişi dökülmüş kimse: Künük insan ağır yemek yer. Ucu kalın, kırık, küt: Kümük uçlu kalem. Küçük kulaklı keçi. Kulağı kesik (hayvan için). Küçük. Kısa boylu (kadın): Kümük teyze. Gövdesi kesilmiş ağaç : Elma ağacını kümük hale getirmişler. Çürük diş, aşık, kemik vb. Topraktan çıkarılan yuvarlak, küçük kökler.
KÜMELİ
Kümesi olan. Birikmiş, katılmış, kümülatif.
SÜLFATLANMA
Bir akümülatörün levhaları üzerinde kurşun sülfat tabakasının oluşması.
YAZICI
Yazar. Orduda yazı işleri ile uğraşan er veya erbaş. Bir filmin yazılarını hazırlayan, yazıcı cihazı kullanan kimse. İşi yazı yazma olan kimse. Bilgisayarda hazırlanan metnin yazılı sayfa hâlinde dökümünü veren araç.
TERHAN
Eski Türk devletlerinde, hiçbir vergi yükümü olmayan ve hanın yanına her zaman girip çıkma ayrıcalığı bulunan soylu kişi.
TIRNAK
İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka. Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar. Tırnak işareti. Kanca gibi araçların kıvrık yeri. Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılmış olan dişlerin her biri. Kanun çalmakta kullanılan mızrap. Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski. Gemi demirinin ucundaki yassı parça.
LOTTİNOPLASTİK
(Heykel) Bir çeşit kalıp alma tekniği. Kabartma üzerine hafif yağ sürülür. Üstüne kolalanmış kâğıtlar yayılır. Bir elbise fırçası ile kolalı kağıt, alttaki kabartma girinti ve çıkıntılarına iyice girinceye kadar sürtülür. Kâğıt kuruduktan sonra kabartmadan çıkarılır. İçine alçı dökümü yapılarak özgünün kopyası elde edilir.
DÖKÜMLEMEK
Bir işin dökümünü yapmak.
KÜMELENME
Kümelenmek işi. Yığılma, biriktirme, toplanma, kümülasyon.
HESAP
Aritmetik. Bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge. Alacaklı ya da borçlu olma durumu. Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyon. Oranlama, tahmin. Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünü. Matematiksel işlem. Tutum, durum, anlayış.