Kelimeler arşivinde; içinde "kov" olan, toplam 156 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kov bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu kov ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kov olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
SERVİKOVAJİNİTİS
YELKOVANGİLLER, MERDİVENKOVASI, KOVALAYABİLMEK, KOVUŞTURMAZLIK, YELKOVANGİLİER
KOVALAYABİLME, KOVDURABİLMEK, SİRKOVİRÜSLER
AŞAĞIKOVACIK, KOVDURABİLME, ONKOVİRÜSLER
KOVBOYCULUK, KOVUŞTURMAK, EKOVİRÜSLER, KOCAKOVACIK, KOVALIPINAR, KOVAŞTIRMAK, KOVDRİYOZİS
KOVALANMAK, KOVANCILAR, KOVUŞTURMA, AKKOVANLIK, BÖLÜCEKOVA, KOVABİLMEK, KOVAÇLAMAK, KOVALAMACA, KOVALAŞMAK, KOVALATMAK, KOVANLAMAK, KOVANPINAR, KOVAŞLAMAK, KOVDURTMAK, KOVUKÇINAR, KOVUKLAŞMA, KOVUKPELİT, SIRAKOVACI
BEYLİKOVA, KOVALAMAK, KOVALANIŞ, KOVALANMA, KOVALAYIŞ, KOVBOYLUK, KOVDURMAK, YÜKSEKOVA, ARIKOVANI, DEVEKOVAN, GERENKOVA, KARAKOVUK, KEKLİKOVA, KOVABİLME, KOVAÇAYIR, KOVALATMA, KOVALTMAK, KOVANAĞZI, KOVANCILI, KOVANKAYA, KOVANOLUK, KOVANÖREN, KOVARYANS, KOVDURTMA, KOVİYELLO, KOVLANGOZ, KOVLAŞMAK, KOVUKYURT, KOVURTMAK, KURTKOVAN, Devamını Oku »»
KOVALAMA, KOVANLIK, KOVCULUK, KOVDURMA, KOVLAMAK, KOVULMAK, PAMUKOVA, YELKOVAN, BALIKOVA, BÖLÜKOVA, EKOVİRÜS, GARAKOVA, KARAKOVA, KOKOVİÇA, KOVALICA, KOVALKAN, KOVALMAK, KOVALTAK, KOVALTAZ, KOVANCIK, KOVANOTU, KOVERMEK, KOVRAMAK, KOVŞALAK, KOVŞAMAK, KOVUNMAK, KOVURGEÇ, KOVURMAK, KOVUŞMAK, KOVZALAK, Devamını Oku »»
DEKOVİL, KOVALIK, KOVLAMA, KOVUCUK, KOVULMA, KOVUNTU, ALAKOVA, IŞIKOVA, KOVAÇKA, KOVALAK, KOVALTI, KOVANCA, KOVANCI, KOVANLI, KOVİRÜS, KOVUCAK, KOVUKLU, KOVULUŞ, KOVURMA
KOVBOY, KOVMAK, GÖKOVA, KOVALI, KOVANK, KOVATA, KOVÇAK, KOVLAN, KOVNAZ, KOVSAK, KOVSUK, KOVŞAK, KOVUCU, KOVZAK, KOVZAT, SEKOVU, TİLKOV
KOVAN, KOVCU, KOVMA, KOVUK, KOVUŞ, AKOVA, KOVAK, KOVAR, KOVEN, KOVER, KOVOZ, KOVUH, KOVUZ, KOVÜK
KOVA, KOVU
KOV
KOV
Dedikodu. Sivrisinek vb. hayvanların ısırmasından korunmak için vücuda sürülen özel sıvı.
AŞAĞIKOVACIK
Sivas ilinde, Şerefiye bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
KOVALAYABİLME
Kovalayabilmek işi.
EKOVİRÜSLER
İnce bağırsakta ve solunum sisteminde enfeksiyon yapan, solunum hastalıkları ve menenjite sebep olan Picona virüs grubundan bir grup virüs.
SERVİKOVAJİNİTİS
Serviks uteri ve vajinanın birlikte yangısı.
KOVUŞTURMAZLIK
(Söz sanatı terimi) Cümlede, başlanmış bulunan bir kuruluşu bırakıp sözü başka bir kuruluşla bitirme çalımı. "O sana bu kadar iyilik etsin, sonra da ondan en ufak bir yardımı esirgemek!" gibi ki baştaki cümleye göre son parça sonra da sen ondan en ufak bir yardımı esirge! şeklinde olmalı idi.
KOVUŞTURMAK
Suçlu olduğu ileri sürülen biri için gerekli araştırma ve soruşturmayı yapmak, takip etmek.
KOVDURABİLMEK
Kovdurma imkânı veya olasılığı bulunmak.
KOVBOYCULUK
Kendilerini kovboya benzeterek oynanan bir çocuk oyunu.
KOVALAYABİLMEK
Kovalama imkânı veya olasılığı bulunmak.
ONKOVİRÜSLER
Retrovirüslere dahil bir grup virüs.
SİRKOVİRÜSLER
Domuz sirkovirüs virüsü, kanatlıların anemi enfeksiyozu ve güvercin sirkovirüslerinin yer aldığı, 17-24 nM çapında, parvovirüsler gibi sentez evresindeki hücrelerin çekirdeklerinde çoğalan, en küçük patojen DNA virüs ailesi, Circoviridae.
KOVDURABİLME
Kovdurabilmek işi.
MERDİVENKOVASI
Dönerek çıkılan merdivenlerde yukarıdan aşağıya bakıldığında ortada görülen boşluk.
YELKOVANGİLİER
(puffinindae),(İng.puff=şişmek),omurgalı hayvanlardan kuşlar (Aves) sınıfının fırtınakuşları (Tubinares) takımının (bk) bir familyası. Kanatları çok sivri burun delikler ayrık iki boru halindedir.Denizlerde yaşarlar, deniz hayvanlariyle beslenirler.Kara-gagalı yelkovan (puffinus puffinus), sarı-gagalı yelkovan (p.kuhlii) iyi bilinen türleridir (bk).
YELKOVANGİLLER
Kuşlar sınıfının, fırtına kuşları takımından bir familya.
Bu bölümde tanımı içerisinde KOV geçen kelimeler listesi verilmiştir.
DEHLEMEK
Hayvanı "deh" diyerek yürütmek. Kovmak.
BAL
Bal arılarının bitki ve çiçeklerden topladıkları bal özünden yapıp kovanlarındaki petek gözlerine doldurdukları, rengi beyazdan esmere kadar değişen tatlı, koyu, sıvı madde. Ağaçların kabuğundan sızarak pıhtılaşan besi suyu. Olgunlaşmış incirin, dışına sızan tatlısı.
AŞIRMA
Aşırmak işi. Özellikle para aşırma, aşırtı, ihtilas. Küçük kazan, kova, bakraç. Aşırılmış. Başkalarının yazılarından bölümler, dizeler alıp kendisininmiş gibi gösterme veya başkalarının konularını benimseyip değişik bir biçimde anlatma, intihal. Yapı çatılarında uzun mertek, aşık.
BALIK
Omurgalılardan, suda yaşayan, solungaçla nefes alan ve yumurtadan üreyen hayvanların genel adı. Zodyak üzerinde Kova ile Koç arasında yer alan takımyıldızın adı.
BAKRAÇ
Çoğunlukla bakırdan yapılmış olan küçük kova. Bu kovanın alabildiği miktarda olan.
DEFETMEK
Kovmak. Savmak, savuşturmak.
AKAĞAÇ
Gürgengillerin, kerestesinden yararlanılan beyaz kabuklu bir türü (Zelkova carpinifolia).
DEDİKODU
Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılmış olan konuşma, kov, gıybet, kılükal.
ARILIK
Temizlik, saffet, sililik. Günahsızlık. Kovanların konulduğu yer, kovanlık.
ADESE
Mercek. Kovucuk.
ÇIKRIK
Kuyudan kovayı çekmeye yarayan ve el ile çevrilen araç. Ağır bir şeyi çekecek ipin sarılmasına yarayan ve bir eksen üzerinde uzunca bir kolla çevrilerek dönen silindir. İplik bükme, iplik sarma vb. işlerde kullanılan, el veya ayakla çevrilen dolap.
AFOROZLU
Aforoz edilmiş, kovulmuş, uzaklaştırılmış.
DOLGU
Bir oyuğun, bir kovuğun içine doldurulan madde. Toprak doldurma işlemi. Bu işlemin sonucu. Cevher alınmasından sonra oluşan boşlukların doldurulma işleminde kullanılan taş, toprak vb. malzeme.
DEDİKODUCULUK
Dedikoducu olma durumu, kovculuk, gıybetçilik, dilleklik.
DEDİKODUCU
Çok dedikodu yapan, kovcu, gıybetçi, dillek.
AFOROZLAMAK
Aforoz etmek, kovmak.
AFOROZ
Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplum dışılama.
AKTARMA
Aktarmak işi. Bir yolcunun gideceği yere birkaç araç değiştirerek ulaşması. Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş, transfer. Alıntı. Bir oyuncunun topu kendi takımından bir başka oyuncuya göndermesi. Bir taşıttan başka bir taşıta geçme. Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme. Para aktarımı. Arıları bir kovandan ötekine geçirme.
ATMAK
Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak. Örtmek. Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak. Bir yerden başka bir yere taşımak. Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak. Söylemek. Bir kimsenin ilişiğini kesmek. Uzatmak. Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak. Yapılmış kötü bir işi birine yüklemek. Yırtılmak. Bilmeden, kestirerek söylemek. Yalan ya da abartmalı söz söylemek. Yapışık olduğu yerden ayrılmak. Koymak. Bir şeyi yere doğru bırakmak. Geri bırakmak, ertelemek. Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak. Terk etmek. Değerini eksiltmek. Götürmek. Çıkarmak, dışarıya vermek. Top, tüfek vb. silahları patlatmak. İçki içmek. İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak. Rastgele bir kenara koymak. Kalp, nabız vurmak, çarpmak. Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek. Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak. Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak. Göndermek, yollamak. Çatlamak. Sille, tokat vurmak.
DALDIZ
Marangozların kullandığı ağaç oymaya yarayan oluklu demir alet. Ağaçtan oyulmuş arı kovanı. Ağaçtan oyulmuş yayık. Petekten bal almak için kullanılan demir kepçe, demir bıçak.