İçinde KATLI geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "katlı" olan, toplam 13 tane kelime bulunuyor. İçerisinde katlı bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu katlı ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında katlı olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

11 harfli kelimeler

ÇOKKATLILIK, İTİKATLILIK

10 harfli kelimeler

TOKATLILIK

9 harfli kelimeler

AVUKATLIK, YÖRÜKATLI, YÜRÜKATLI

8 harfli kelimeler

İTİKATLI, SAKATLIK, ÇOKKATLI, KATLILIK

7 harfli kelimeler

TOKATLI

6 harfli kelimeler

KATLIH

5 harfli kelimeler

KATLI

Bazı kelimelerin anlamları

KATLI

Katlanmış, bükülmüş. Katı veya katları olan.

ÇOKKATLILIK

Belirli bir öğecik erke düzeyinde olup, toplam dönüleri S olduğu için (2 S + 1) çakışıklık gösteren durulara ilişkin sayı. Belirli bir öğeciğin ışıdığı çizgilerin özdeş ya da çok yakın erkeli sayısı.

TOKATLILIK

Tokatlı olma durumu.

TOKATLI

Tokat ilinden olan kimse. Karabük şehri, Safranbolu belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi. Kastamonu ili, İğdir bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

İTİKATLI

İtikadı olan, inançlı, imanlı.

YÖRÜKATLI

Ağrı kenti, Diyadin ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

YÜRÜKATLI

Erzurum şehrinde, Horasan ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

KATLIH

Katlık, elbise.

KATLILIK

f(x) =0 çok terimli denkleminin n-inci basamaktan bir çokkatlı kökü için n sayısı.

SAKATLIK

Sakat olma durumu, malullük, maluliyet. Kaza, terslik. Yanlış, kusur, hata.

AVUKATLIK

Avukat mesleği. Gereksiz, boş savunma. Avukatın yaptığı iş.

İTİKATLILIK

İtikatlı olma durumu.

ÇOKKATLI

Toplam dönüsü S = 0,1/2,1, 3/2... olduğundan (2 S + 1) = 1,2,3, 4... katlı çakışıklık gösteren öğecik duru ya da erke düzeyi.

  -   -   -  

Anlamında KATLI bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde KATLI geçen kelimeler listesi verilmiştir.

MALULEN

Sakat, hasta bir biçimde. Hastalık, sakatlık sebebiyle.

DUBLEKS

İki katlı (ev).

APARTMAN

Birkaç katlı ve her katında bir veya birkaç daire bulunan yapı.

GÖKDELEN

Yirmi, otuz veya daha çok katlı yapı, göktırmalayan, gök tırmalayıcı.

HAN

Doğu ülkelerinde yerli beyler ve Kırım girayları için kullanılan unvan. Osmanlı padişahlarının adlarının sonuna getirilen unvan. Büyükşehirlerde serbest mesleklerde çalışanların oda veya daire tutup çalıştıkları birkaç katlı yapı. Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri. Yol üzerinde veya kasabalarda yolcuların konaklamalarına yarayan yapı.

BUNGALOV

Hindistan'da tek katlı, genellikle tahtadan yapılmış, veranda ile çevrili ev. Genellikle tahtadan yapılmış, tek katlı ev.

SAĞLAM

Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil. Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli. Gerçek, inanılır bir temeli olan. (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak. Zarar görmemiş, bozulmamış. Güvenilir.

MALULİYET

Sakatlık.

KORDONE

Sim, gümüş veya ipek ipliklerin bükülmesiyle hazırlanan ve el işlemelerinde kullanılan ince kordon. Üç katlı bükülmüş ipek ipliği.

İYİLEŞTİRME

İyileştirmek işi, ıslah. Bir kimsenin iş yapmaya engel olan sakatlığını, yetersizliğini gidermek veya bozuk olan ruhsal durumunu düzeltmek amacıyla uygulanan tedavi, rehabilitasyon, rehabilite. İflas hâlindeki işletmeyi iyi yönetimle kâra geçirme, rehabilitasyon, rehabilite.

KOMPRES

Yaraların bakımında veya başka bir amaçla kullanılan katlı bez.

İNANÇLI

İnancı olan, imanlı, itikatlı, mutekit.

FELDSPAT

Potasyumlu, sodyumlu ve kalsiyumlu olmak üzere üçe ayrılan en önemli silikatlı mineral grubu.

KEPBASTI

Çift katlı büyük dalyan ağı.

MALULLÜK

Sakatlık.

HANAY

İki ve daha çok katlı ev. Sofa, hol. Avlu.

KÖTÜRÜM

Yaşlılık veya sakatlık sebebiyle yürüyemeyen, ayağa kalkamayan (kimse), oturak. Yürüyemeyecek derecede sakat (bacak). İşleyemeyen, iş yapamayan.

MANŞET

Gömleğin kol ağzına geçirilen, genellikle çift katlı kumaştan yapılmış olan bölüm, kolluk. Voleybolda topa vuruş biçimi. Gazetelerin ilk sayfasına iri puntolarla konulan başlık.

ÖZÜR

Bir kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret. Kusur, defo. Bir kusurun, bir suçun elde olmadan yapıldığını ileri sürme, mazeret. Sakatlık, bozukluk, eksiklik ya da elverişsizlik.

DİFANA

Üç katlı bir balık ağı.