Kelimeler arşivinde; içinde "ide" olan, toplam 501 tane kelime bulunuyor. İçerisinde ide bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu ide ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında ide olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
TEPELİDEVEKUŞLARI
ABİDELEŞTİRİLMEK, ACANTHOBDELLİDEA, ELDELEKLİDEMİREL, GİDERGENLİKÖLÇER, HIRKATEPESİDELİK, HİPERGLİSERİDEMİ, HİPERLAKTASİDEMİ, PARATİROİDEKTOMİ, SİDEROKALSİNOZİS, TELEVİZYONAGİDER
ABİDELEŞTİRİLME, ARİTENOİDEKTOMİ, DİOCTOPHYMOİDEA, EPİDERMOFİTOZİS, EPİDERMOMİKOZİS, GASTRODİSCOİDES, GAZİDERETABAKLI, NEMATOSPİROİDES, PİREFENDİDERESİ, PSEUDOPHYLLİDEA, SAKAGUCHİDENEYİ
ABİDELEŞTİRMEK, ANTİDEMOKRATİK, KAYINVALİDELİK, ALİDEDEBÖLMESİ, CYCLOPHYLLİDEA, DEĞİRMENLİDERE, DRACUNCULOİDEA, EUSTRONGYLİDES, GENİOHİYOİDEUS, GİDERİLEBİLMEK, İDEALLEŞTİRMEK, İDENTİFİKASYON, KLİTERİDEKTOMİ, NORKONİDENDRİN, PAKİDERMATOZİS, TRİCHOSOMOİDES, TRİGLİSERİDEMİ, YENİDEMİRCİLER
ABİDELEŞTİRME, DEMİRCİDERESİ, EĞERLİDEREKÖY, EPİDEMİOLOJİK, EPİDEMİYOLOJİ, EPİDERMOLİZİS, ESKİDEMİRKAPI, FİLMEGİDERLİK, GİDERİLEBİLME, HEMOSİDEROZİS, HİPERLİPİDEMİ, İDEALLEŞTİRME, İHTİYOLEPİDEN, MESOCESTOİDES, PARATİDEKTOMİ, POLİPEPTİDEMİ, RESMEGİDERLİK, RHABDİASOİDEA, STRONGYLOİDEA, STRONGYLOİDES, TİROHİYOİDEUM, YENİDEMİRKAPI, YÜRÜKKEÇİDERE
SENEİDEVRİYE, ARİTENOİDEUS, ASCARİDOİDEA, BATİDEMERSAL, CİRCOVİRİDEA, EPİDEMİOLOJİ, ERBABİDESDAN, FASCİOLOİDES, GENCELLİDERE, GİDEREBİLMEK, GİDERİNİLMEK, GİDERİVERMEK, HEMİDESMOZOM, İRİDENKLEZİS, KARİDESÇİLİK, MANSONİOİDES, MERMİTHOİDEA, MERSİNLİDERE, PEDİCULOİDES, PERİDENTİTİS, PTERİGOİDEUS, RHABDİTOİDEA, SEMİDEMERSAL, THELAZİOİDEA, TİROİDEKTOMİ, TRİCHUROİDEA, YENİDEĞİRMEN
ABİDELEŞMEK, İDEALİSTLİK, İDEALSİZLİK, KAİDESİZLİK, KAYINVALİDE, RENKGİDEREN, CAMBAROİDES, ÇERÇİDERESİ, ÇİÇEKLİDERE, DEMİRCİDERE, DİDEMSAKALI, DİKLAMİDEİK, ECHİUROİDEA, EPİDERMİTİS, ESKİDERBENT, FİLARİOİDEA, GAZELLİDERE, GİDEREBİLME, GİDERGELMEZ, GİDERGENLİK, GİDERİVERME, HEMOSİDERİN, İKİDEĞİRMEN, İNCİRLİDERE, KASİDECİLİK, KEMİKLİDERE, KİRGİDERİCİ, KORAKOİDEUS, KORONOİDEUS, LAKTASİDEMİ, Devamını Oku »»
ABİDELEŞME, GİDERİLMEK, MÜNFERİDEN, MÜSTENİDEN, MÜTTEHİDEN, RENCİDELİK, VİDEOCULUK, VİDEOKASET, ACCİDENTAL, ALİDEMİRCİ, ARAKNOİDEA, BEYNİDELİK, CULİCOİDES, ÇİPİDERESİ, DELTOİDEUS, DİDEKLEMEK, DİLLİDEMİR, ECHİNOİDEA, EĞRİDEMİRİ, ELEFANTİDE, EVLİDERESİ, FİLAROİDES, FİLMEGİDER, GİDEBİLMEK, GİDEKOYMAK, GİDENNERDE, İĞDELİDERE, İLERÜKİDEN, İRİDEKTOMİ, KAİDECİLİK, Devamını Oku »»
FİDECİLİK, FİDELEMEK, GİDERAYAK, GİDERİLME, GİDERTMEK, HAZANDİDE, İDEOLOJİK, KARİDESÇİ, KASİDEHAN, KONSOLİDE, LEBİDERYA, PİDECİLİK, VALİDELİK, VİDEOBANT, VİDEOTEYP, ADELEİDEA, BİDELEMEK, CESTOİDEA, CİHANDİDE, ÇEPNİDERE, ÇİFÇİDERE, DÖRTGİDEN, EPİDERMAL, EYRİDEMİR, GİDEBİLME, GİDERLEME, HİYOİDEUS, İDEGELMEK, İDEKAKMAK, İDENTİKAL, Devamını Oku »»
EPİDEMİK, FİDELEME, FRİJİDER, GİDERMEK, GİDERTME, İDEALİST, İDEALİZE, İDEALİZM, İDEALSİZ, İDEOLOJİ, KAİDESİZ, KARAVİDE, KASİDECİ, KEŞİDECİ, LİDERLİK, MÜEYYİDE, ŞİMDİDEN, ABİDEMSİ, BİDENKAT, BİDERCİK, CAMİDERE, CİRPİDEN, CONOİDEA, DESİDERE, EĞİDEMİR, EĞRİDERE, EKŞİDERE, ELİDEMİR, EPULİDES, ERİDEMİR, Devamını Oku »»
ABİDEVİ, DİDEBAN, EPİDEMİ, EPİDERM, ESKİDEN, FİDEİZM, FİDELİK, GİDEĞEN, GİDEREK, GİDERME, GİTGİDE, İDEFİKS, İDENTİK, İDEOLOG, İLERİDE, İYİDERE, KAİDECİ, KAİDELİ, KARİDES, MİDESİZ, RENCİDE, SAHİDEN, SİDERİT, SİDEROZ, TEKİDEN, VİDEOCU, YENİDEN, ALİDEDE, ARKİDEŞ, BİDENDA, Devamını Oku »»
ANİDEN, CERİDE, FİDECİ, GÜZİDE, KASİDE, KEŞİDE, LİKİDE, MİDECİ, MİDEVİ, NADİDE, NEŞİDE, ORKİDE, PİDECİ, PİDELİ, VALİDE, VARİDE, AKİDEŞ, AVCİDE, BİDECİ, BİDEMİ, BİDENE, BİDENG, BUYİDE, CAHİDE, CAYİDE, CEDİDE, CİBİDE, ÇİDEME, ÇİDERİ, EKUİDE, Devamını Oku »»
ABİDE, AKİDE, ANİDE, ASİDE, GİDER, İDEAL, KAİDE, LİDER, VİDEO, AHİDE, BİDEK, BİDEM, BİDEO, BİDER, ÇİDEM, DİDEK, DİDEM, EGİDE, GİDEK, GİDEN, İDERE, MAİDE, MİDER, NİDEK, NİDEN, SAİDE, SİDEK, SİDES, SLİDE, YİDEK, Devamını Oku »»
BİDE, CİDE, DİDE, FİDE, İDEA, MİDE, PİDE, GİDE, HİDE, İDEM, NİDE, SİDE, ŞİDE, VİDE
İDE
İDE
Düşünce. İğde. İğde; iğde ağacı.
ABİDELEŞTİRİLME
Anıtlaştırılma.
HİPERLAKTASİDEMİ
Kanda laktik asit miktarının artması. Laktik asidemi.
HIRKATEPESİDELİK
Nevşehir şehri, Hacıbektaş belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.
TEPELİDEVEKUŞLARI
(Eş anlamlısı: Avustralya-devekuşları, Casuarii,olmak üzere 2 familyası. vardır.
HİPERGLİSERİDEMİ
Kanda aşırı gliseridler, genellikle trigliseridlerin olması. Hipertrigliseridemi.
ACANTHOBDELLİDEA
Hirudinea sınıfında, vücut yüzeyinde dikenlerin bulunmasıyla ayırt edilen sülük takımı.
ARİTENOİDEKTOMİ
Yapısı bozulmuş olan ibriksi kıkırdağın ameliyatla uzaklaştırılması.
PARATİROİDEKTOMİ
Paratiroit bezlerinin ameliyatla çıkartılması.
ELDELEKLİDEMİREL
Kırşehir şehri, Akpınar ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
ABİDELEŞTİRİLMEK
Anıtlaştırılmak.
SİDEROKALSİNOZİS
At, sığır, köpek ve kedilerde, beyin damarlarında kalsiyum ve demir tuzlarının çökmesi. Tüm damar katlarında ve tüm damarlarda bulunabilir ve damarları sert borular hâline getirebilir.
DİOCTOPHYMOİDEA
Dioctophyma cinsini içeren afazmid nematod üst ailesi.
EPİDERMOFİTOZİS
Dermatofitozis.
GİDERGENLİKÖLÇER
Mıknatıssal bir özdeğin gidergenlik yeğinliğini ölçmeye yarayan aygıt.
TELEVİZYONAGİDER
Bir kimsenin, bir nesnenin, bir varlığın ya da görünümün, görünüş ya da işleniş bakımından televizyona yatkın olması, televizyonda iyi sonuç vermesi niteliği.
Bu bölümde tanımı içerisinde İDE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AĞDIRMAK
Ağmasına sebep olmak. Aşağı inmek, yük veya terazide denge bozularak bir yanı ağır gelmek.
AGARAGAR
Deniz yosunlarından çıkarılan, beslenme endüstrisinde, hekimlikte ve bakteriyolojide kullanılan bir jelatin türü, jeloz.
ALT
Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı. Birkaç şeyden aşağıda olan. Bir şeyin yere yakın bölümü. Birine göre daha aşağı mevkide olan kimse, madun. Sınıflamalarda ikinci derecede olan. Bir nesnenin tabanı. Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü.
AKTARICI
Dam kiremitlerini aktarıp kırıkları yenileyen kimse. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyuran ve yayan kimse. Görüntüyü bir bölgeden başka bir bölgeye ileten araç.
AKSAKAL
Köyün veya mahallenin ihtiyar heyetinde olan kimse. Ermiş, evliya. Bir meslekte yaşça, kıdemce ileride ve yetenek bakımından üstün niteliğe sahip olan kimse, duayen.
ALGORİTMA
Orta Çağda ondalık sayı sistemine göre, son zamanlarda ise iyi tanımlanmış kuralların ve işlemlerin adım adım uygulanmasıyla bir sorunun giderilmesi veya sonuca en hızlı biçimde ulaşılması işlemi, Harezmi yolu.
AKİDE
İnanç. Şekerin kaynatılarak katılaşması yolu ile yapılan, renkli ve kokulu, ağızda güç eriyen şeker, akide şekeri.
ALACABALIKÇIL
Balıkçılgiller familyasından, uzunluğu 50 santimetre, kül rengi, sazlıklarda yaşayan bir tür kuş (Ardeola ralloides).
ABAZAN
Uzun süre cinsel ilişkide bulunmayan (erkek). Karnı aç olan (kimse).
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
ALTINCI
Altı sayısının sıra sıfatı, sırada beşinciden sonra gelen. Altın alıp satan kimse.
AKTARMAK
Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek. Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek. Alıntılamak. Bir kitabı başından sonuna kadar okumak. Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak. Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak. Tür değişikliği yapmak. Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek. Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak. Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak. Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak. Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek. İletmek, bildirmek.
ALAY
Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk. Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej. Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma. Hayvan topluluğu. Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu.
AKTARIM
Aktarma işi, nakil. Psikoterapide hastanın terapiste ruhsal yapısı üzerinde etkili olmuş deneyim ve ilişkilerini aktarması.
AKTARMA
Aktarmak işi. Bir yolcunun gideceği yere birkaç araç değiştirerek ulaşması. Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş, transfer. Alıntı. Bir oyuncunun topu kendi takımından bir başka oyuncuya göndermesi. Bir taşıttan başka bir taşıta geçme. Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme. Para aktarımı. Arıları bir kovandan ötekine geçirme.
AKSEDİR
Kaplaması mobilyacılıkta kullanılan, açık kahverengi öz odunlu olan bir ağaç (Thuya occidentalist).
ALMAK
Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.
ALDATMA
Aldatmak işi, deside, al, hıyanet.
AÇMAK
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.
AĞIR
Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan. Davranışları yavaş olan.