İçinde GERME geçen kelimeler

Kelimeler arşivinde; içinde "germe" olan, toplam 20 tane kelime bulunuyor. İçerisinde germe bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.

Ek olarak sonu germe ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında germe olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.

 
 

9 harfli kelimeler

TENGERMEK, SARIGERME, GERMENCİK, PAÇAGERME, FİSGERMEK, FİŞGERMEK

8 harfli kelimeler

GERMESİK, GÜGERMEK, GÖGERMEK, GERMEŞÜK, GERMEŞOY, GERMEGER, EŞGERMEK

7 harfli kelimeler

GERMEŞA, GERMEŞE, GERMECE

6 harfli kelimeler

GERMEÇ, GERMEN, GERMEK

5 harfli kelimeler

GERME

Bazı kelimelerin anlamları

GERME

Germek işi. Bir yeri bölmek, sınırı belli etmek için yapılmış olan tahta perde.

GERMESİK

Yabani kızılcık.

TENGERMEK

Yuvarlanmak.

GERMENCİK

Aydın iline bağlı ilçelerden biri.

PAÇAGERME

Tek ya da iki bacak gerilerek yürüme, aksama: Paçagerme yürüyor. İki bacak arası açık olma durumu: Çocuğu paçagerme etme.

FİSGERMEK

Çıban ya da sivilce çıkmaya başlamak.

GÜGERMEK

Çimler, ekinler yeşermek.

EŞGERMEK

Ses vermek. Görünmek: Sözünü ederken öteden eşgerdi. Alevlendirmek, ateşi yakmak.

GERMEŞA

Bir çeşit meşe ağacı.

GERMEŞOY

Öküz sürmede, tarla tapanı yapmada kullanılan yumuşak çubuk: Germeşoy gibi henceri dört gat olor. Bir cins ağaç.

FİŞGERMEK

Ağaçlar tomurcuklanmak.

GERMEŞE

Bir çeşit meşe ağacı.

GÖGERMEK

Yeşermek, filizlenmek. Eski türkçe kögermek: güvermek; yeşermek; koyu yeşil bir renk almak.

SARIGERME

Muğla şehrinde, Ortaca ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

GERMEGER

Sonuna dek (açık olma için).

GERMEŞÜK

Sepet yapmakta kullanılan bir çeşit yabani ağaç.

  -   -   -  

Anlamında GERME bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde GERME geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ESNETME

Esnetmek işi. Türlü sebeplerle kısalan kasları açmak ve uzatmak için bağlı bulundukları eklemlerde yapılmış olan esnek, yaylı ve zorlu germe hareketi.

ÇEKMEK

Bir şeyi tutup kendine ya da başka bir yöne doğru yürütmek. Atmak, vurmak. Taşıma gücü olmak. Bir kimseyi veya bir şeyi geri almak. Kaçan ilmeği örmek. Asmak. Herhangi bir engel kurmak. Şans denemek amacıyla hazırlanmış kâğıtlardan birini almak. Güç durumlara dayanmak, katlanmak. Görüntüyü bir aletle özel bir nesne üzerine kaydetmek. Üzerinde bulunan bir silahla saldırmak için davranmak. Dişi hayvanı çiftleşmek için erkeğin yanına götürmek. İmbik yardımı ile elde etmek. Hoşa gitmek, sarmak. Tartıda ağırlığı olmak. Masrafını karşılamak, ikramda bulunmak. Yollamak. İçine almak, emmek. Hamur vb. iyice pişmiş duruma gelmek. Daralıp kısalmak. Vericiden gelen dalgaları algılayarak televizyon, radyo, telefon vb. aygıtlarla bağlantı kurmak. Bir kimse ailesinden birine herhangi bir bakımdan benzemek. Germek. Tedavi amacıyla şişe, vantuz, sülük vb.ni uygulamak. Bir duyguyu içinde yaşatmak. Aynısını yazmak veya çizmek. Bir yerden bir şeyi yukarı doğru almak. Öğütmek. Çizgi durumunda uzatmak. Boya, badana vb. sürmek. Döşemek. Yürütmek, sürmek. Yol, ay sürmek. Bir yerden başka bir yere taşımak. Örtmek, giymek. Protesto, poliçe, çek vb. düzenleyip yürürlüğe koymak. Bir amaçla ortadan kaldırmak. Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisine yaklaşmaya zorlamak, itmek karşıtı. Herhangi bir anlama almak. Taşıtı bir yere bırakmak, koymak. Bir şeyin içyüzünü anlamak amacıyla bir kimseyi sıkıştırmak. İçki içmek. Bir şeyi emip dışarıya çıkarmak.

HİSAR

Bir şehrin veya önemli bir yerin korunması için taştan yapılmış, yüksek duvarlı ve kuleli, çevresinde hendekler bulunan küçük kale, kermen, germen. Klasik Türk müziğinde bir birleşik makam. Klasik Türk müziğinde re diyez notası.

UZATMAK

Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak. Germek. Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek. Konuşmayı, tartışmayı sürdürmek. Süreyi artırmak, temdit etmek. Vermek, göndermek. Bir şeyi vermek için birine yöneltmek.

KURMAK

Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek. Etkisi ve önemi geniş şeyler meydana getirmek, tesis etmek. Yapmak, inşa etmek. Ortaklık sağlamak. Bir araya getirmek, toplamak. Hazırlamak. Düşünmek. Yapmak, oluşturmak. Belli bir işte beraber çalışacak kimseleri belirlemek. Bir kimseyi dedikodu veya telkinlerle başkasına karşı öfkelendirmek. Aklına koymak. Zihinde büyütmek. Yaylı, zemberekli şeylerde yayı veya zembereği germek. Gereken şartları hazırlayıp kendi kendine olmaya bırakmak. Sağlamak, oluşturmak.

GERİŞ

Germe işi. Sırt.

TOYAKA

Bükerek germek için iki kat edilmiş bir ipin ucuna geçirilen tahta parçası.

VANDAL

Miladın başlangıç yıllarında yaşayan ve Roma İmparatorluğu ile yaptığı savaşlarda acımasızlığı ile ün salan bir Doğu Germen halkı. Eski kültür ve sanat anıtlarını yakıp yıkan, bunların değerini bilmeyen kimse veya topluluk.

BÜKME

Bükmek işi. Bükülmüş kaytan ya da iplik. Vücudun bir bölümünü yanındaki bölüm üzerine kıvırma, germe karşıtı.

PENSE

Çeşitli biçim ve büyüklükte maşa veya kıskaç. Birçok meslek dalında çeşitli nesneleri sıkmak, germek, kıvırmak, tutmak vb. işler için kullanılan değişik biçimlerde el aleti, pens.

GERİCİ

Toplumda çağdaş değerlere ve yeniliklere önem vermeyen, her yönüyle eskiyi özleyen veya eski düzeni yaşamaya çalışan (kimse veya görüş), ilerici karşıtı, mürteci. Germe işini yapan kimse. Bir organı germeye yarayan (kas).

GERİLMEK

Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek. İlişki ve davranış bozulacak duruma gelmek. Kızmak, öfkelenmek, sinirlenmek. Kasılmak. Gergin bir biçimde açılmak.

KULAK

Başın her iki yanında bulunan işitme organı. Saban kulağı. Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri. Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü. Duvar, baca, şömine vb. yerlerde kulağa benzer çıkıntı. Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri. Varlıklı Rus köylüsü. Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği.

GERDİRMEK

Germe işini yaptırmak.

KALANDIR

Dokunmuş kumaş ve bezleri buhar altında veya belli bir ısıda silindir arasından geçirerek ütüleme, parlatma, istenilen boy ve ene göre çektirip germe.

TİRAMOLA

Geminin rüzgârüstüne veya rüzgâraltına dönmesi için yelkenlerin bazısını gevşetme, bazısını germe işlemi. Makaraları birbirine kavuşan bir palangayı açıp uzatma işi.

BURGU

Delik açmaya yarayan delgiye takılı sarma, yivli, keskin, çelik alet. Telli sazlarda, telleri germeye yarayan mandal. Yerin orta ve derin katmanlarına inebilmeyi sağlayan delici alet. Tıpa çekmeye yarayan, ucu sivri ve helis biçiminde demir alet, tirbuşon.

HAÇLAMAK

Çarmıha germek.

ALANGÜLLÜ

Aydın şehri, Germencik ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

KASNAK

Enli çember. Bir sütunun gövdesini oluşturan silindir biçimindeki taşların her biri. Nakış işlemek için gergef gibi kullanılan, kumaşı germeye yarayan, tahtadan çember. Pehlivanların giydikleri kispetin bele gelen bölümü. Kıyıları oluk biçiminde pervazlı, metal ve tahtadan yapılmış çember. Kalbur, tel vb. şeylerin tahta çemberi. Makinelerde, bir milden başka mile hareket geçiren kayışların takıldığı demir çember.