Kelimeler arşivinde; içinde "kopa" olan, toplam 51 tane kelime bulunuyor. İçerisinde kopa bulunan kelimeler listesini Kelimelik, Scrabble ve benzer kelime bulma oyunlarında ya da Türkçe ile ilgili yapacağınız ödev, araştırma veya ders çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ek olarak sonu kopa ile biten kelimeler listesini okumak ya da başında kopa olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Bunların yanında, kelime anlamları için alt kısımda bulunan "harfli kelimeler" linklerinden de yararlanabilirsiniz.
SEFALOTORAKOPAGUS
PSİKOPATOLOJİK
PSİKOPATOLOJİ, KOPARTABİLMEK
KOPARABİLMEK, DEMİRKOPARAN, KOPARTABİLME, KOPARINILMAK, KOPARIVERMEK, KOPARTTIRMAK
ÇALIKOPARAN, KOPARABİLME, KOPARTTIRMA, KOPARIVERME, KOPARTILMAK, SİNKOPASYON, TOKSİKOPATİ, TORAKOPAGUS
KOPABİLMEK, KAZKOPARAN, KOPARUŞAĞI, TORAKOPATİ, EKOPARAZİT, KOPARILMAK, KOPARTILMA, TOZKOPARAN
KOPABİLME, KOPARILMA, KOPAYORUR, PSİKOPATİ, KOPARTMAK, KOPARATİF, KOPARDMAK
KOPANAKİ, LÖKOPATİ, KOPARMAK, KOPARTMA, PSİKOPAT
KOPARAL, KOPARMA, KOPARIŞ, KOPARAN
KOPARA, KOPANA, KOPALİ
KOPAN, KOPAY, KOPAK, KOPAÇ, KOPAL
KOPA
KOPA
Ot ya da saman yığını, küme. Küpes.
KOPARINILMAK
Kaldırılmak, ayırdılmak.
KOPARABİLME
Koparabilmek işi.
ÇALIKOPARAN
Sağlam kumaş.
KOPARIVERMEK
Ansızın veya çabucak koparmak.
KOPARABİLMEK
Koparma imkânı veya olasılığı bulunmak.
KOPARIVERME
Koparıvermek işi.
DEMİRKOPARAN
Mavi çuhadan yapılan işlemeli ceket, yelek.
KOPARTILMAK
Kopartma işi yapılmak.
KOPARTTIRMA
Koparttırmak işi.
PSİKOPATOLOJİ
Akıl ve ruh sağlığını inceleyen bilim.
KOPARTABİLMEK
Kopartma imkânı veya olasılığı bulunmak.
KOPARTABİLME
Kopartabilmek işi.
SEFALOTORAKOPAGUS
Baş ve göğüsleri birbirine yapışık ikizler; bu biçimle belirgin hilkat garibesi.
PSİKOPATOLOJİK
Psikopatoloji ile ilgili.
KOPARTTIRMAK
Kopartma işini yaptırmak.
Bu bölümde tanımı içerisinde KOPA geçen kelimeler listesi verilmiştir.
KAPTIRMAK
Bir şeyin ele geçirilmesine, kapılmasına yol açmak. Elinden kaçırmak. Yanlış bir davranış sonucu birine uygun imkânı sağlamak, fırsat vermek. Vücudun herhangi bir organı, bir kaza sonucunda makine tarafından ezilmek veya koparılmak.
ÇİÇEKLİK
Koparılmış çiçekleri koymaya yarar kap. Eski evlerde süs eşyası konulan raflı duvar oyuğu. Çiçek saksılarını koymaya veya çiçek yetiştirmeye ayrılmış yer. Çiçeğin üzerinde çanak, taç ve öteki organlarının bulunduğu parça.
FİŞ
Prizden elektrik akımı almaya yarayan araç. Alışverişlerde ödenen paranın miktarını, vergilerini, alışverişin yapıldığı tarihi gösteren belge. Bir eserin hazırlanmasında kolaylık sağlamak veya bir işe kılavuzluk etmek için yazılıp sınıflandırılan küçük kâğıt yapraklarından her biri. Kumarda, bazı alışveriş işlerinde para yerine kullanılan pul vb. şey. Okuma yazma öğretiminde kullanılan, üzerine hece, kelime, cümle yazılı karton parçası. Bir işi yaptırmak veya gereken sıranın alındığını belirtmek için bir koçandan koparılmış kâğıtlardan her biri, makbuz.
EĞİÇ
Yemiş koparırken dalları çekmeye veya kovandan bal almaya yarayan araç.
ISIRILMAK
Dişleri arasında sıkılmak veya koparılmak.
ÇEKİŞTİRMEK
Uçlarından tutarak ayrı yönlere doğru çekmek. Tekrar tekrar çekerek koparmak. Bir kimsenin kötü taraflarını uzun uzadıya sayıp dökmek.
ÇİZMEK
Çizgi çekmek. Geçersiz kılmak için üzerine çizgi çekmek. Kişiyle ilgiyi kesmek, bağı koparmak. Çizgi biçiminde yaralamak. Resmini yapmak, resmetmek. Çizgiler hâlinde belirtmek, desenini yapmak.
DİŞLEMEK
Bir şeyin bir parçasını ısırmak veya koparmak. Çiğnemek.
AMPÜTASYON
Kol, bacak, kulak gibi organların tedavi amacıyla kısmen veya tamamen kesilip çıkartılması. Herhangi bir bütünden bir parça kesme veya koparma.
KEMİRMEK
Sert bir şeyi dişleriyle azar azar koparmak. Aşındırmak, yemek.
ALMAK
Bir şeyi elle ya da başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Satın almak. Erkek, kadınla evlenmek. Göreve, işe başlatmak. Örtmek, koymak. Yolmak, koparmak. Bürümek, sarmak, kaplamak. İçine sığmak. İçecek veya sigara içmek. Görevden, işten çekmek. Kazanç sağlamak. Gidermek, yok etmek. Kazanmak, elde etmek. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Yol gitmek, mesafe katetmek. Kabul etmek. İçeri girmesini sağlamak. Birlikte götürmek. Soldurmak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Temizlemek. Sürükleyip götürmek. Yer değiştirmek. Yutmak, kullanmak. Tat veya koku duymak. Başlamak. Ele geçirmek, fethetmek.
EROZYON
Yer kabuğunu oluşturan kayaçların, başta akarsular olmak üzere türlü dış etmenlerle yıpratılıp yerinden koparılarak eritilmeleri ya da bir yerden başka bir yere taşınması olayı, aşınma, aşınım, itikâl. Değer veya saygınlık kaybetme.
ISIRMAK
Dişleri arasına alıp sıkmak. Kumaş dalamak, kaşındırmak. Rüzgâr sert esmek, keskin bir biçimde etkilemek. Dişleriyle koparmak.
ÇİMDİKLEMEK
Bir kimsenin etini başparmakla işaret parmağı arasında kıstırarak sıkıp acıtmak. Bir bütünden küçük küçük parçalar koparmak.
BOZLAMAK
Deve bağırmak. Çığlık koparmak.
FEK
Bozma, feshetme, kesme, ayırma, koparma.
KAPMAK
Birdenbire yakalayarak, çekerek almak. Isırıp parçalamak. İşitir işitmez veya görür görmez bellemek ve öğrenmek. Bulaşmış olmak, geçmek. Koparmak, kıstırmak. Yer ayırmak, yer tutmak.
KOPARILMA
Koparılmak işi.
KOÇAN
Marul, lahana vb. sebzelerde yaprakların çıktığı sert gövde. Mısırın tanelerini taşıyan, üzeri yaprakla sarılı, püsküllü meyvesi. Belge, izin belgesi. Defter biçimindeki makbuz ve biletlerin zımbalı bölümü koparıldıktan sonra cilde bağlı kalan parçası. Mısırın taneleri atıldıktan sonra kalan sert bölüm. Tapu senedi.
KAYŞAMAK
Kaya, toprak vb. yerinden koparak aşağıya kaymak.