Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ici" olan, toplam 275 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ici ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında ici olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ici olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
DEĞERSİZLEŞTİRİCİ, KOMPLEKSLEŞTİRİCİ
MİNERALLEŞTİRİCİ, HOMOJENLEŞTİRİCİ, MEKANİKLEŞTİRİCİ, PLASTİKLEŞTİRİCİ
KUVVETLENDİRİCİ, GÜÇSÜZLEŞTİRİCİ, ISILDÜZENLEYİCİ
ETKİNLEŞTİRİCİ, GÖZDENGEÇİRİCİ, İSTEKLENDİRİCİ, OKSİTSİZLEYİCİ, YÜKÜNLEŞTİRİCİ
ANSİKLOPEDİCİ, GÖRÜNTÜLEYİCİ, RENKLENDİRİCİ, SERTLEŞTİRİCİ, ASİTLENDİRİCİ, ÇERÇEVELEYİCİ, ÇİZELGELEYİCİ, İZLENCELEYİCİ, MİKROİŞLEYİCİ, TOPLAMAÇEKİCİ, YÜKSELTGEYİCİ
NEMLENDİRİCİ, SÖZLENDİRİCİ, TİKSİNDİRİCİ, BELGİTLEYİCİ, ÇENTİKLEYİCİ, DESTEKLEYİCİ, DÜZGENLEYİCİ, GRAFİTLEYİCİ, GÜÇLENDİRİCİ, JELLEŞTİRİCİ, MERKEZLEYİCİ, NİTRÜRLEYİCİ, SESLENDİRİCİ, SİSLEŞTİRİCİ, YÖNLENDİRİCİ
ÇÖZÜMLEYİCİ, DENGELEYİCİ, DESTELEYİCİ, DÜZENLEYİCİ, GEÇİŞTİRİCİ, GÖZETLEYİCİ, İNDİRGEYİCİ, KÖRÜKLEYİCİ, MUHALLEBİCİ, SÜRÜKLEYİCİ, TEMİZLEYİCİ, YETİŞTİRİCİ, BAŞYÖNETİCİ, BETİMLEYİCİ, BİÇİMLEYİCİ, BİLEŞTİRİCİ, BÜTÜNLEYİCİ, ÇİZİKLEYİCİ, DENETLEYİCİ, ENGELLEYİCİ, GAYAKERTİCİ, GELİŞTİRİCİ, GÜNEŞLETİCİ, İKLİMLEYİCİ, İNDÜKLEYİCİ, İŞLEMLEYİCİ, KARŞIÇEKİCİ, KERTELEYİCİ, KİRGİDERİCİ, MASKELEYİCİ, Devamını Oku »»
ATEŞLEYİCİ, BAŞDİZGİCİ, BİYOLOJİCİ, ELEŞTİRİCİ, ESİRGEYİCİ, FRENLEYİCİ, SEYRELTİCİ, ERKELEYİCİ, ETKİLEYİCİ, FOTOKOPİCİ, GEOMETRİCİ, İLERLEYİCİ, İNCELEYİCİ, KAYAKEKİCİ, KOSAÇEKİCİ, NİCELEYİCİ, ÖYKÜLEYİCİ, RENKSEYİCİ, TAZELEYİCİ, TEPEÇEKİCİ, YENİLEYİCİ
AKADEMİCİ, ANATOMİCİ, BELLETİCİ, BESLEYİCİ, BEZDİRİCİ, ÇEKTİRİCİ, DERLEYİCİ, DİNLEYİCİ, DÜZELTİCİ, GEZDİRİCİ, GİYDİRİCİ, GÖNDERİCİ, GÖSTERİCİ, İNCELTİCİ, KAYDEDİCİ, LEBLEBİCİ, SİKTİRİCİ, SÜSLEYİCİ, YANKESİCİ, YÜKLEYİCİ, GERDİRİCİ, GİZLEYİCİ, GÜLLABİCİ, KEMLEYİCİ, KERİMTİCİ, KESTİRİCİ, KİRLETİCİ, SEĞİRDİCİ, SEYİRDİCİ, TEĞELTİCİ, Devamını Oku »»
BEZEYİCİ, BİLEYİCİ, ÇEVİRİCİ, DEĞİŞİCİ, DENETİCİ, DÖŞEYİCİ, GALERİCİ, GÖZETİCİ, GÜDERİCİ, İZLEYİCİ, KEMİRİCİ, KÜREYİCİ, ÖĞRETİCİ, ÖZENTİCİ, PİŞİRİCİ, REVANİCİ, SANAYİCİ, TROÇKİCİ, TÜKETİCİ, YEMENİCİ, YÖNETİCİ, BİŞİRİCİ, CİCİBİCİ, DEŞİRİCİ, ESRİDİCİ, EŞLEYİCİ, EYLEYİCİ, GETİRİCİ, GÖZEDİCİ, GÖZEYİCİ, Devamını Oku »»
BİLGİCİ, BİTKİCİ, ÇERGİCİ, ÇEŞNİCİ, DİZGİCİ, EĞİTİCİ, ERİTİCİ, HARBİCİ, HİNDİCİ, İLERİCİ, PARTİCİ, RALLİCİ, SERGİCİ, SERPİCİ, TAKSİCİ, TESTİCİ, TEVKİCİ, ÜRETİCİ, VERGİCİ, YERGİCİ, ACIGİCİ, ACİGİCİ, BİÇKİCİ, ÇENTİCİ, ÇERÇİCİ, DERGİCİ, EVEDİCİ, EVETİCİ, GİYSİCİ, İLETİCİ, Devamını Oku »»
BESİCİ, BİNİCİ, ÇEKİCİ, ÇİNİCİ, ÇİVİCİ, ÇİZİCİ, DELİCİ, DERİCİ, DİKİCİ, DİZİCİ, ESKİCİ, GEÇİCİ, GEMİCİ, GERİCİ, GEZİCİ, GİDİCİ, İÇKİCİ, KESİCİ, LOBİCİ, MANİCİ, SAHİCİ, SEÇİCİ, SEPİCİ, SEVİCİ, VERİCİ, YENİCİ, YİYİCİ, BİLİCİ, ÇAÇİCİ, ÇERİCİ, Devamını Oku »»
EKİCİ, EMİCİ, EZİCİ, İÇİCİ, İKİCİ, İTİCİ, EBİCİ, EVİCİ, İBİCİ, İNİCİ, İVİCİ
CİCİ, GİCİ, HİCİ, KİCİ, NİCİ, SİCİ
İCİ
İCİ
Kızkardeş, abla. Baba. Kardeş. -ecek anlamında gelecek zaman eki.
PLASTİKLEŞTİRİCİ
Sert plastiklere ilave edilip onları yumuşak, işlenebilir, kalıplanabilir hale getiren katkı maddesi. Örn; Trikresil fosfat PVC'ye ilave edildiğinde ürünü yumuşak ve kauçuğumsu yapar.
KUVVETLENDİRİCİ
Gücü artıran, güçlendirici şey. Fotoğrafçılıkta negatiflerin güçlendirilmesini sağlayan banyo.
MİNERALLEŞTİRİCİ
Bir madenle birleşerek onu mineral duruma dönüştüren madde.
KOMPLEKSLEŞTİRİCİ
Kompleks oluşturabilen.
YÜKÜNLEŞTİRİCİ
Bulunduğu ortamda yükünler oluşturan özdek. (Genellikle ışınımlar için kullanılır.).
ANSİKLOPEDİCİ
Değişik alanlardaki bilgileri sistemli bir yöntemle bir araya getiren veya toplayan kimse, ansiklopedist.
İSTEKLENDİRİCİ
İstek uyandıran, teşvikkâr.
GÜÇSÜZLEŞTİRİCİ
Güçlü bir vericinin yakınındaki almaçlarda kullanılan ve televizyon iminin yeğinliğini azaltan aygıt.
OKSİTSİZLEYİCİ
Erimiş metal içinde, oksit olarak bulunan oksijeni gidermek ereğiyle kullanılan özdek. Oksitsizleştirici özellikte olan.
ETKİNLEŞTİRİCİ
Herhangi bir organın daha verimli çalışmasını veya herhangi bir aracın daha iyi iş görmesini sağlayan madde.
GÖZDENGEÇİRİCİ
Geçmişte kabul edilen bir durum veya görüşün gözden geçirilerek yeniden ortaya konmasını ileri süren kişi. Devrimci bakış açısından Marksizmi doğrulamak ya da haklı çıkarmak için yeniden yorumlayıp özünü değiştirerek bu görüşü savunan kişi.
ISILDÜZENLEYİCİ
Bir yerin sıcaklığını, ısı kaynağını düzenleyerek denetleyen aygıt.
DEĞERSİZLEŞTİRİCİ
Kemleyici kelimesinin anlamdaşı.
MEKANİKLEŞTİRİCİ
Mekanikleştiricilik kuramını benimseyen.
HOMOJENLEŞTİRİCİ
Yüksek basınç altında homojenleştirme işlemini yapan cihaz, homojenizatör.
Bu bölümde tanımı içerisinde İCİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ALIMLILIK
Alımlı olma durumu, çekicilik.
ALAKALANMAK
İlgilenmek. Bir şeyden zevk almak. Bir şey çekici gelmek. Gönül bağlamak, yakınlık duymak.
ALAYLI
Erlikten yetişmiş, askerî okullarda okumadan başarı gösterip rütbe alan ve yükselen subay. Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan (kimse), mektepli karşıtı. Gösterişli, görkemli, debdebeli. Alay edici, küçümseyici, müstehzi.
ALIM
Alma işi. Çekicilik. Kurum, çalım, gurur.
ANALİST
Çözümleyici.
ALBENİ
Çekicilik.
AMİP
Amipler takımından, vücudunun biçim değiştirmesiyle oluşan geçici kollar veya ayaklar üzerinde sürünerek yer değiştiren, tatlı ve tuzlu sularda yaşayan bir hücreli canlı (Amoeba).
AKARLAR
Gövdeleri halkasız, başları göğüsle birleşik, ağız yapıları ısırıcı, sokucu veya emici örümceğimsiler takımı.
AMFİTEATR
Dinleyicilerin oturduğu, sıraları arkaya doğru basamaklı olarak yükselen salon, amfi. Yunan ve Roma'da açık hava tiyatrosu. Basamak basamak yükselen yer biçimi.
AKMANTAR
Tadı güzel ve besleyici bir tür mantar, keçi mantarı (Agaricus campestris).
AĞ
İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke. Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Çaprazlama örgü ile yapılmış olan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık. Tuzak. Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file.
ADA
Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. Tali yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici veya ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış veya yer çizgileriyle belirlenmiş alan.
AĞIZ
Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.
ABLACILIK
Sevicilik.
ANAHTAR
Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı, miftah, dil. Kurgu. Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol. Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak. Herhangi bir olayda belirleyici olan. İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör. Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç. Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret. Vesile, araç, vasıta.
AJİTATÖR
Körükleyici.
ABLACI
Sevici.
ALIMLI
Alımı olan, çekici, cazibeli, albenili, cazip, cazibedar, kişmiri.
ACI
Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı. Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap. Keskin, şiddetli. Çarpıcı, göz alıcı (renk). Tadı bu nitelikte olan. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem.
AKADEMİCİLİK
Akademici olma durumu.