Sonu İBİ ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ibi" olan, toplam 62 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ibi ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında ibi olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ibi olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

16 harfli kelimeler

SANCAKLIKAYADİBİ

13 harfli kelimeler

AŞAĞIDEREDİBİ

11 harfli kelimeler

DENİZRAHİBİ

10 harfli kelimeler

FİNCANDİBİ

9 harfli kelimeler

YOKUŞDİBİ, KIRANDİBİ, KAVAKDİBİ, ORMANDİBİ, HÖYÜKDİBİ, SIRKATİBİ, GEDİKDİBİ, DORUKDİBİ, ÇINARDİBİ, YAYLADİBİ, YALÇIDİBİ, KAZANDİBİ, ARDIÇDİBİ

8 harfli kelimeler

KORUDİBİ, YAKADİBİ, MEŞEDİBİ, KIYIDİBİ, KAYADİBİ, KALEDİBİ, İNİŞDİBİ, İNCİDİBİ, AĞAÇDİBİ, ERİKDİBİ, CİBİCİBİ, DEREDİBİ, ÇALIDİBİ, TEPEDİBİ

7 harfli kelimeler

YARDİBİ, ŞIPŞİBİ, ŞİPŞİBİ, TAKRİBİ, MIĞRİBİ, TAŞDİBİ, ZİPZİBİ, TERKİBİ, MAĞRİBİ, KAŞDİBİ, BELDİBİ, ÇAYDİBİ, GÜLDİBİ, GÖLDİBİ, DAĞDİBİ, GERDİBİ, DUTDİBİ, DOPDİBİ, DALDİBİ

6 harfli kelimeler

AMFİBİ, VACİBİ, HABİBİ

4 harfli kelimeler

ŞİBİ, TİBİ, SİBİ, CİBİ, GİBİ, BİBİ, ZİBİ, KİBİ

3 harfli kelimeler

İBİ

Bazı kelimelerin anlamları

İBİ

Büyükanne. Dede. Kızkardeş, abla. Hala. Hindi. Kaz ya da kaz yavrusu. Budala, aptal: Bu çocuk çok ibidir. Şaşma bildirir ünlem. Kaz gütme ünlemi. Dişi hindi. Şaşma ünlemi. Samsun kenti, Lâdik ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

GEDİKDİBİ

Van ili, Kocapınar bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

SANCAKLIKAYADİBİ

Manisa şehri, Karaoğlanlı nahiyesine bağlı bir bölge.

SIRKATİBİ

Elçiliklerde gizli belgeleri kaleme alan yazman.

KAVAKDİBİ

Batman şehrinde, Bekirhan bucağına bağlı bir yer. Bitlis şehri, Bölükyazı nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

KIRANDİBİ

Tepenin en aşağı bölgesi, eteği.

HÖYÜKDİBİ

Diyarbakır ili, Çınar belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

YALÇIDİBİ

Antalya ili, Manavgat belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

YAYLADİBİ

Amasya ilinde, Destek nahiyesine bağlı bir yer.

DENİZRAHİBİ

Akdeniz foku.

YOKUŞDİBİ

Ardahan ili, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Ordu şehri, Kabadüz ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

DORUKDİBİ

Ağrı ilinde, Tutak belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

AŞAĞIDEREDİBİ

Ağrı ilinde, Hamur belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer.

ORMANDİBİ

Artvin şehri, Kılıçkaya nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Tokat şehrinde, Almus ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

ÇINARDİBİ

Antalya şehrinde, Cevizli nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Sakarya şehrinde, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

FİNCANDİBİ

Arazi koşulları nedeniyle inilmesi zor olan, çukurda kalan havaalanı.

  -   -   -  

Anlamında İBİ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde İBİ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ABARTISIZ

Olduğu gibi gösterilen, abartmasız, mübalağasız. Abartmadan, abartısız olarak, mübalağasız bir biçimde.

ACELECİ

Tez iş gören, çabuk davranan, canı tez, farfara, fırtına gibi, içi tez, ivecen, iveğen, kıvrak, sabırsız, tez canlı, telaşlı, acul.

ACIMSI

Acıyı andıran, acıya benzeyen, acı gibi, acımtırak. Dokunaklı.

AĞSI

Ağ görünüşünde olan, ağ gibi örülmüş olan.

ABLA

Bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi. Erkeklerin kız veya kadınlara seslenirken söyledikleri söz. Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın. Genelev veya randevuevi işletmecisi kadın, çaça, mama (II).

AGOP

"Aptal aptal bakmak" anlamındaki Agop'un kazı gibi bakmak deyiminde geçen bir söz.

AÇIK

Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Örtüsüz, çıplak. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Çalışır durumda olan. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Boş. Belirgin bir biçimde. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Belli bir yerin biraz uzağı. Engelsiz, serbest. Aralığı çok. Kolay anlaşılır, vazıh. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen.

AĞAÇSI

Ağacı andıran, ağaca benzeyen, ağaç gibi, ağacımsı.

AĞAÇÇIK

Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç.

AĞIRLIK

Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.

AĞLAMAKLI

Ağlar gibi olan, üzüntülü, ağlak, ağlamalı, ağlamsı.

AĞCIK

Palmiyelerde çiçeklerin dibinin çevresindeki telli kın.

AĞIRKANLI

Ağırcanlı. Hippokrates'in ortaya attığı ağırcanlılık, soğukluk, kolayca duygulanmayış gibi nitelikleri kendinde toplayan kişilik tipi.

ABANOZLAŞMAK

Ağaç gibi maddeler suda uzun süre kalarak kararmak. Güneşte uzun süre kalarak kararmak, matlaşmak, sertleşmek.

ABLAKÇA

Ablak gibi.

ABANMAK

Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.

AĞAÇLAŞMA

Ağaçlaşmak durumu. Bitki şekilleri gösteren ve akiklerde olduğu gibi maden filizlerinin gerek yüzeyinde gerek içlerinde rastlanan doğal desen.

AĞAÇ

Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. Tahta, kereste.

İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. Ulaşım ve iletişim gibi alanlarda ülkenin her yerine yaygınlaştırılmış şebeke. Örümcek vb. hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. Çaprazlama örgü ile yapılmış olan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file. Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık. Tuzak. Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file.

AÇIKLIK

Açık olma durumu, aleniyet. Uzaklık, mesafe. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu. Boş ve geniş yer, meydanlık. Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh. Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik.