Kelimeler arşivi içinde; sonunda "gözcü" olan, toplam 2 adet kelime bulunmaktadır. Sonu gözcü ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında gözcü olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde gözcü olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
GÖZCÜ
Gözlemleme veya gözetleme işini yapan kimse. Göz doktoru. Gözetmen.
KARAGÖZCÜ
Karagöz oyunu oynatan kimse, hayalci, hayalî, hayalbaz. Karagöz oyununda kullanılan boyanmış insan biçimlerini yapıp satan kimse.
Bu bölümde tanımı içerisinde GÖZCÜ geçen kelimeler listesi verilmiştir.
KARAGÖZCÜLÜK
Karagözcünün yaptığı iş.
DİREKÇİ
Alamana kayıklarında direğe çıkarak gözcülük yapan kimse.
VİGLA
Savaş ve ticaret gemilerinin direklerine ve dalyanlarda dikine gömülmüş gönderler üzerine gözcülerin nöbet tutmaları için yapılmış yer, çanaklık.
KARAVUL
Görüntü, hayalet. Gölge. Gölgeli, kapalı : Orası çok karavul bir yer. Gece bekçisi. Gözcü, nöbetçi, öncü. Gözcü, nöbetçi, karakol.
PİŞBOP
Beberuhi'nin argo adı. Beberuhi'nin Karagözcü argosundaki adı.
HAYALBAZ
Karagözcü.
HAYALCİ
Bir şeyi gerçekleşmiş gibi kabul edip zihninde tasarlayan kimse, ütopist. Hayale kapılan, hayal kuran, hayalperest, hayalperver. Karagözcü.
GÖRLEKÇİ
Gözcü: Armut toplarken görlekçi ben olayım.
FİRAR
Kaçma, kurtulma. Bir sanık, tutuklu veya hükümlünün gözcülerin elinden kurtulması.
NOKTA
Çok küçük boyutlarda işaret, benek. Orta nokta. Sınır, derece, radde. Konu, konu ile ilgili önemli bölüm. Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret. Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.). Yer. Nöbetçi, gözcü, bekçi. Hiçbir boyutu olmayan işaret. Nöbetçi bulunan yer.
GÖZCÜK
Çok yağışlardan sonra yerden çıkan, sonra yok olan küçük kaynaklar: O kadar yağmur yağdı ki, yerlerden gözcük oynadı. Kıvılkesim işleminin yapıldığı kap.
GÖZCÜLÜK
Gözcünün yaptığı iş. Göz bilimciliği.
CUD
(Argo) Gölge oyunu'nda Yahudi tasvirine verilen ad. bk. Yahudi. Tiplerden Yahudi'ye verilen addır. Karagözcüler de bu "tasvir" i bu adla anarlar.
GÖRÜNTÜ
Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet. Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü. Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. araçlarla oluşturulan biçimi, hayal. Gölge oyununda Karagözcünün perdeye yansıttığı görsel malzeme. Manzara. Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta.
ALÇIK
Gözcü, kollayıcı.
HAYALİ
Gölge oyunu ustası. Gölge oyunu ustalarına verilen unvan. Hayal niteliğinde veya hayal ürünü olan, sanal, fantastik. Karagözcü. Hayal niteliğinde veya hayal ürünü olan, düşsel, imgesel. Karagöz oynatan kimse, karagözcü.
ALBURA
Bazı balıkçı gemilerinin baş kısmına dikili gözcü direği.
GÖZETMEN
Sınavın kurallara uygun bir biçimde yapılmasını sağlayan kimse, gözcü. Film çalışmalarında yapımcı adına filmin sanat, teknik ve para yönünü düzenleyen kimse.
DİDEBAN
Gümrük kolcusu. Gözcü, bekçi, nöbetçi.
HIRBO
İri yarı kişi. Sersem, salak ve kaba saba. Türk gölge ve ortaoyunlarında Anadolulu tipler için kullanılır. Başkaca Türk de denir. iriyarı, güçlü, kaba ve görgüsüzdür. İyi yürekli, ama saftır; kolayca aldatılır. Gözü döndü mü önünde kimse duramaz. Kastamonulu oduncu ya da Bolulu aşçı olarak gergiye çıkar. Kimi kez de yufkacı, yoğurtçu, koç bakıcısı, kundura onarımcısı olur. Leblebici ya da bekçi olarak da oyuna çıkar. Karagözcü argosunda taşra tiplerinin tümüne bu ad verilir.