Sonu GEÇ ile biten kelimeler

Kelimeler arşivi içinde; sonunda "geç" olan, toplam 186 adet kelime bulunmaktadır. Sonu geç ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, başında geç olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde geç olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.

 
 

13 harfli kelimeler

BÜYÜKGELENGEÇ, KÜÇÜKGELENGEÇ

11 harfli kelimeler

DEĞİŞTİRGEÇ, DÖNÜŞTÜRGEÇ

10 harfli kelimeler

DÖNDÜRÜGEÇ, GINCIRIGEÇ, YANIYENGEÇ, YANIYİNGEÇ

9 harfli kelimeler

BASTIRGEÇ, BAŞLANGEÇ, BELLENGEÇ, BİNDİRGEÇ, BİŞLİMGEÇ, BİZLENGEÇ, BOKLANGEÇ, BÜZLENGEÇ, CINGIRGEÇ, CIRTANGEÇ, ÇEVRENGEÇ, ÇEVRİNGEÇ, ÇILDIRGEÇ, DEVLENGEÇ, DEVLÜNGEÇ, DİLLENGEÇ, DÖNDERGEÇ, DÖNDÜRGEÇ, FIŞKIRGEÇ, FIŞTIRGEÇ, GALLANGEÇ, GARLANGEÇ, GERDENGEÇ, GERLENGEÇ, GINCIRGEÇ, GINDIRGEÇ, GIRLANGEÇ, GÖSTERGEÇ, GÖZLENGEÇ, HELDİRGEÇ, Devamını Oku »»

8 harfli kelimeler

ÇEVİRGEÇ, NİŞANGEÇ, PİŞİRGEÇ, YELENGEÇ, AKDIRGEÇ, ALDANGEÇ, ATLANGEÇ, ATTIRGEÇ, BİSİRGEÇ, BİSÜRGEÇ, BİŞİRGEÇ, BİŞLİGEÇ, BÖRÜMGEÇ, BÜKÜLGEÇ, BÜKÜRGEÇ, BÜRÜNGEÇ, CİBELGEÇ, DEVİRGEÇ, DİRENGEÇ, DOĞURGEÇ, DÖĞÜŞGEÇ, DÖLENGEÇ, DÜZENGEÇ, ELBÜRGEÇ, ELLENGEÇ, EVRENGEÇ, FIŞDIGEÇ, GELENGEÇ, GÖLONGEÇ, GÖMÜLGEÇ, Devamını Oku »»

7 harfli kelimeler

ÜŞENGEÇ, AHENGEÇ, AYINGEÇ, ÇALIGEÇ, DUTUGEÇ, DÜVEGEÇ, EĞİNGEÇ, EĞİRGEÇ, ERİNGEÇ, EVİRGEÇ, GARAGEÇ, İLANGEÇ, İLENGEÇ, KARAGEÇ, OKLAGEÇ, ORENGEÇ, OTURGEÇ, ÖĞÜNGEÇ, ÖTÜRGEÇ, ÖVÜNGEÇ, TUTUGEÇ, UÇURGEÇ, UTANGEÇ, ÜFÜRGEÇ, ÜVERGEÇ

6 harfli kelimeler

DELGEÇ, GEÇGEÇ, GELGEÇ, SİLGEÇ, SÜZGEÇ, YENGEÇ, YÜZGEÇ, ÖDEGEÇ, BELGEÇ, BİLGEÇ, BİNGEÇ, ÇALGEÇ, ÇİRGEÇ, DAKGEÇ, DEPGEÇ, DİNGEÇ, DÖĞGEÇ, DÖNGEÇ, DUTGEÇ, DÜZGEÇ, GARGEÇ, GENGEÇ, GEVGEÇ, GİRGEÇ, GÖZGEÇ, KISGEÇ, LENGEÇ, MENGEÇ, ÖREGEÇ, SEVGEÇ, Devamını Oku »»

5 harfli kelimeler

İLGEÇ, ARGEÇ, BÖGEÇ, DİGEÇ, DÖGEÇ, EMGEÇ, ENGEÇ, ERGEÇ, GEGEÇ, GÖGEÇ, HOGEÇ, MEGEÇ, URGEÇ, UZGEÇ, ÜRGEÇ, ÜZGEÇ

4 harfli kelimeler

EGEÇ, ÖGEÇ

3 harfli kelimeler

GEÇ

Bazı kelimelerin anlamları

GEÇ

Belirli zamandan sonra olan. Kararlaştırılan, beklenen veya alışılan zamandan sonra, erken karşıtı.

DÖNÜŞTÜRGEÇ

Gelen elektrik akımını, istenilen gerilim ve yeğinliğe dönüştüren aygıt. Yinelimde bir değişiklik yapmaksızın, belirli bir gerilimdeki dalgalı akımı başka bir gerilime çeviren aygıt. (Akımı daha alçak ya da daha yüksek gerilime çevirdiğine göre gerilim düşürücü ya da gerilim yükseltici adını alır).

KÜÇÜKGELENGEÇ

Erzincan kenti, Başköy nahiyesine bağlı bir bölge.

BİŞLİMGEÇ

Yağdaki kızartmaları ters yüz etmeğe yarayan tahta ya da madensel araç. (Fındıkoluk Bozüyük Bilecik).

BASTIRGEÇ

Derileri kireç çukuruna bastırmakta kullanılan uzun ve sağlam sopa. (Yalvaç Isparta).

BOKLANGEÇ

Hayvan pisliği taşımaya yarayan kap.

YANIYENGEÇ

Yengeç.

YANIYİNGEÇ

Yengeç.

DEĞİŞTİRGEÇ

Röle.

BAŞLANGEÇ

İlk önce: Bu yıl okula başlangeç odunu ben yıktım.

BÜYÜKGELENGEÇ

Erzincan kenti, Başköy nahiyesine bağlı bir yer.

BİZLENGEÇ

Ucu çivili sopa, üvendire. Övendirenin ucundaki çivi. (Beyağıl Ulukışla Niğde) (bizlengiç) : (Çaltı Gelendost Isparta).

BELLENGEÇ

Öğrenmek için yapılan iş, alıştırma, temrin. Küçük çocukları yatırmak için yapılan salıncak.

DÖNDÜRÜGEÇ

Sacda pişirilen yufkayı döndürmeye yarayan tahta ya da ince demirden yapılmış fırıncı küreği.

BİNDİRGEÇ

Kadınların örtündüğü örtü, çarşaf. Kadınların yakın bir yere giderken baş ve vücutlarını örttükleri kara bir örtü. (Uşak).

GINCIRIGEÇ

Tahterevalli ya da tahterevalliye benzeyen bir oyun aracı.

  -   -   -  

Anlamında GEÇ bulunan kelimeler

Bu bölümde tanımı içerisinde GEÇ geçen kelimeler listesi verilmiştir.

ABANMAK

Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak. Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak. Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak. Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye çalışmak. Boksta karşılaşma sırasında rakibine yaslanmak. Futbolda topa olanca gücüyle vurmak.

AFİŞE

"Açığa vurmak, belirtmek; duyurmak, dile düşürmek, reklam etmek; açıklamak" anlamlarındaki afişe etmek, "bir kimse bilinmeyen bir yönüyle tanınmak" anlamındaki afişe olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz. Açıklanmış.

AKABE

Tehlikeli, sarp ve zor geçit.

ABONMAN

Bir satıcı veya kamu kuruluşu ile alıcılar arasında yapılmış olan anlaşma, sürdürüm. Abone olma durumunu gösteren belge. Kent içinde ulaşımı sağlayan otobüslerde para yerine geçen bilet veya kart.

AĞIRŞAK

Yün veya iplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik ağaç veya kemik parça. Teker biçiminde yassı nesne, kurs (I).

AÇMAK

Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek. Yakışmak, güzel göstermek. Engeli kaldırmak. Savaşla almak, fethetmek. Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek. Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak. Birbirinden uzaklaştırmak. Satranç, poker vb. oyunları başlatmak. Ayırmak, tahsis etmek. Yarmak. Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak. Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Yapmak, düzenlemek. Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek. Alışverişi başlatmak. Görünür duruma getirmek. Geçit sağlamak. Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak. Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak. Ferahlık vermek. Bir konu ile ilgili konuşmak. Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak. Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek. Rengin koyuluğunu azaltmak. Beğenmek. Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak. Alanını genişletmek.

AJİTE

"Körüklemek; duygu sömürüsü yapmak" anlamlarındaki ajite etmek birleşik fiilinde ve "çırpıntıya uğramak" anlamındaki ajite olmak teriminde geçen bir söz.

ACELE

Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi. Tez davranma gerekliliği. Vakit geçirmeden, tez olarak.

AÇILMAK

Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.

ADAPTÖR

Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı. Aygıtın kullanabileceği düzeye göre elektrik akımını ayarlayan alet, uyarlayıcı.

AGOP

"Aptal aptal bakmak" anlamındaki Agop'un kazı gibi bakmak deyiminde geçen bir söz.

ADIMSAYAR

Yürüme sırasında gerçek sonuçlara varabilmek için geçilen yerin uzunluğunu anlayabilmek amacıyla ayağa veya bele takılan alet, pedometre.

AĞIZLAMAK

Bir boğazın veya bir limanın ağzını ortalamak. Bir işi kolaylamak. Bir parçayı yuvasına geçirmek için önce yuvanın ağzını ayarlamak.

AĞCI

Ağ ile balık tutarak geçinen kimse.

AĞABABA

Dede, ata. Bir yerde, bir topluluk içinde etkili olan, sözü geçen, ileri gelen (kimse). Sanı "ağa" olan babaya çocuğunun sesleniş sözü.

AĞA

Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse. Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen unvan. Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san. Ağabey. Cömert, eli açık. Okuryazar olmayan yaşlı kimselerin adlarıyla birlikte kullanılan san. Koca.

ABBAS

"Yola çıkacak veya ölümü yaklaşan kimse" anlamlarındaki Abbas yolcu deyiminde geçen bir söz.

AÇIMLAMAK

Bir sorunu veya konuyu ele alıp en ince noktasına kadar gözden geçirerek anlatmak, şerh etmek, teşrih etmek.

AĞIZLIK

Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer.

AHFEŞ

"Söylenen sözü anlamadan kafa sallayarak onaylamak" anlamında Ahfeş'in keçisi gibi başını sallamak deyiminde geçen bir söz.