Kelimeler arşivi içinde; başında "eşk" olan, toplam 44 adet kelime bulunmaktadır. eşk ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu eşk ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde eşk olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
EŞKENARPULLULAR
EŞKANATLILAR
EŞKİNLEMEK, EŞKİNCİLİK, EŞKESENLİK, EŞKERİTMEK
EŞKIYALIK, EŞKİNKAYA, EŞKERTMEK, EŞKİMELEK
EŞKIYILI, EŞKİNSİZ, EŞKERMEK, EŞKEREDE, EŞKAYNAR, EŞKARDAK, EŞKİTMAK
EŞKİMEN, EŞKİNLİ, EŞKİNCİ, EŞKİMEK, EŞKİLİK, EŞKİREK, EŞKENAR, EŞKELEK, EŞKAMUR
EŞKIYA, EŞKİCE, EŞKİLİ, EŞKİRE, EŞKERE, EŞKİNA, EŞKARE, EŞKÜME
EŞKÜN, EŞKİT, EŞKİN, EŞKIN, EŞKER, EŞKAL
EŞKİ, EŞKI, EŞKA
EŞK
EŞK
Aşk. Aşk, sevgi.
EŞKIYALIK
Eşkıya olma durumu. Eşkıyaca davranış.
EŞKİNCİLİK
Eşkinci olma durumu.
EŞKERTMEK
Göstermek, açığa vurmak.
EŞKANATLILAR
Kabuklu bitler, yaprakbitleri ve ağustos böcekleri gibi, bitki sağlığı yönünden çok önemli familyaları içine alan zarsı kanatları bir boyda hortumlu böcekler topluluğu.
EŞKİNLEMEK
Filizlenmek.
EŞKAYNAR
Tek bir özdekten oluşmayan, ama yine de öyle imiş gibi tek bir sıcaklık noktasında kaynayan sıvı. Birden çok bileşikten oluşmasına karşın, arı sıvı gibi, kaynama sıcaklığı değişmeyen karışımların niteliği.
EŞKIYILI
Kıyıları birbirine eşit olan.
EŞKENARPULLULAR
(Rhomboganoidea), Omurgalı hayvanlardan balıklar (Pisces) sınıfının tükel-ağızlılar (Teleostomi) alt-sınıfına giren bir takımı. İskeletleri kemiklidir. Bazısı taşıl olmuş ve soyu tükenmiştir. Yaşayan türlerinin üstü parlak, eşkenar pullarla örtülüdür., Kuyrukları heteroserktir. Kemikli-turna-balığıgiller (Lepisosteidae) familyası. vardır.
EŞKİMELEK
Kuzukulağı.
EŞKERİTMEK
Açığa vurmak, belli etmek.
EŞKERMEK
Çıkagelmek, görünüvermek.
EŞKİNKAYA
Erzurum şehri, Ovacık bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
EŞKİNSİZ
Hızlı ve düzenli gitmeyen (at).
EŞKEREDE
Aşikâr.
EŞKESENLİK
Birim çember üzerinde (1,0) noktasından başlayarak çizilen radyanlık bir yay ya da bu yayı gören özeksel açı için, nın, kesenlik işlevinin eşişlevi altındaki görüntüsü.
Bu bölümde tanımı içerisinde EŞK geçen kelimeler listesi verilmiştir.
KEŞKEKÇİ
Keşkek pişiren kimse.
KEŞKÜL
Gezici bazı dervişlerin ve dilencilerin ellerinde tuttukları, Hindistan cevizi kabuğundan, metalden veya abanozdan yapılmış dilenci çanağı. Üstüne, dövülmüş fıstık ve Hindistan cevizi dökülen bir tür süt tatlısı, keşkülüfukara.
FÜTÜVVET
Dinî ve mesleki birlik, esnaf teşkilatı.
BİLEŞEN
Bir bileşke oluşturan kuvvetlerin her biri.
FİLİZ
Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe ve küçük dal, sürgün, ışkın, eşkin, cımbar, çıvgın, şıvgın. Ocaktan çıkarılan işlenmemiş, başka maddelerle karışık hâlde bulunan, ham maden birleşiği.
KAPICI
Otel, apartman vb. büyük yapılarda bekçilik, temizlik, alışveriş gibi işlerle görevli kimse. Osmanlı devlet teşkilatında saray kapılarını bekleyen görevli sınıfı.
BIRAKIŞMA
Ateşkes.
HAHAMBAŞILIK
Hahambaşının görevi. Hahambaşına yardımcı olan teşkilat.
GÜDÜ
Bilinçli veya bilinçsiz olarak davranışı doğuran, sürekliliğini sağlayan ve ona yön veren herhangi bir güç, saik. Kaynağı akıl olan sebep, saik. Bireyleri bilinçli ve amaçlı işlerde bulunmaya yönelten dürtü veya dürtüler bileşkesi, saik. Bir etkinlik veya işin gizli sebebi.
KAMPÜS
Yerleşke.
ÇAVUŞ
Bir işin veya işçilerin başında bulunan ve onları yöneten sorumlu kimse. Osmanlı ordusunda üst komutanların buyruklarını ast komutanlara ulaştıran görevli. Askerî okullarda sınıf başkanı. Osmanlı Devleti teşkilatında çeşitli hizmetler yapan görevli. Onbaşıdan sonra gelen ve görevi manga komutanlığı olan erbaş.
FRAKSİYON
Bir siyasi partinin politikasını parlamentoda, yerel yönetimlerde, çeşitli kuruluşlarda yürütmek için teşkilatlanmış grup, bölüntü, bölüngü. Hizip.
BIRAKIŞMAK
Savaşma, çarpışma vb. durumları karşılıklı bırakmak, ateşkes yapmak, mütareke yapmak.
HİZİP
Bölük, kısım. Bir siyasi partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasi çizgiye karşı olan, ayrı bir teşkilat merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan parti içi grup, fraksiyon, klik. Kur'an-ı Kerim'in her cüzünün beş sayfalık bölümü.
BİÇİM
Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.
HARAMİ
Hırsız, haydut, eşkıya.
BAKLAVA
Çok ince yufkadan yapılarak arasına kaymak, fıstık, ceviz, badem vb. konulup pişirilen ve üzerine şeker şerbeti dökülen bir tatlı türü. Eşkenar dörtgen biçiminde olan nesne.
AĞIRLIK
Ağır olma durumu. Ağırbaşlılık. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke, gravite. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri. Sorumluluk. Sıkıntı. Takı. Değerli olma durumu. Yük, külfet. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori. Etki, baskı, güçlük. Çeyizini düzmek için damadın geline verdiği para, kalın.
GEÇMEK
Bir yerden başka bir yere gitmek. Tükenmek, bitmek, sona ermek. Kullanımda olmak, tedavülde olmak. Yazılmak, girmek. Zamanı aşmak, geride bırakmak. Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek. Etki yapmak, işlemek. Bir müzik parçasını meşk ederek öğrenmek, çalmak ya da söylemek. Bir duruma uğramak, konu olmak. Geride bırakmak, aşmak. Sönmek. Harcamak. Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak. Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak. Bırakmak, vazgeçmek. Haberi bir iletişim aracı ile bildirmek. Sürümü olmak, satılmak. Sıyrılmak, kurtulmak, işin içinden çıkmak. Bir yere gidip oturmak. Üstünlük sağlamak. Görev almak. Çok bekletilmekten çürümeye yüz tutmak. Çekiştirmek, yermek. Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar. Okulda, sınavda başarı göstermek. Hastalık bulaşmak, sirayet etmek. Yaşamak. Kalmak, devrolmak. Konuşmada sözü geçmek veya basında yer almak. Söylemeden veya bitirmeden atlamak. Bulunduğu yeri veya konumu değiştirmek. Kabul edilemez olmak. Yerini bırakıp başka yer almak. Birinden meşk etmek. Herhangi bir durum, soya çekim yoluyla birinde görünmek. Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak. Bir yandan girip diğer yandan çıkmak. Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek.
KEŞKE
Dilek anlatan cümlelerin başına getirilerek "ne olurdu" anlamında özlem veya pişmanlık bildiren bir söz, bari, keşki.