Kelimeler arşivi içinde; başında "eyce" olan, toplam 6 adet kelime bulunmaktadır. eyce ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu eyce ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde eyce olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
EYCEBABA
EYCELLİ, EYCEMEN
EYCEME, EYCENE
EYCE
EYCE
Büyükanne. Güzel. İyice. Anneanne, babaanne.
EYCELLİ
Aydın kenti, Nazilli belediyesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.
EYCEMEN
İyice.
EYCEME
İyice.
EYCEBABA
Büyük baba.
EYCENE
İyice. İyice, adamakıllı.
Bu bölümde tanımı içerisinde EYCE geçen kelimeler listesi verilmiştir.
ÇÖMEN
Çakıl taşlarından yapılan yığın. Ot ve mısır saplarından yapılan küçük yığın. Bostan bekçileri için yapılan koni şeklinde kulübe. Çimen. Mısır öbeği. Birkaç mısır destesinden oluşan yığın. (Beyceli Fatsa Ordu).
DENKLİ
Zengin: Veli amca her şeyce denkli.
BUHARI
Baca. Odunluk, odun dolabı. Baca. (Yukarıdinek Şarkikaraağaç Isparta; Beyceli Fatsa Ordu; Kırçiçeği Susuz Kars; Yenikent Aksaray Niğde).
BAYAKI
Hakikaten, gerçekten, ciddi olarak. Her zamanki gibi olan, bayağı, hiçbir özelliği bulunmayan. Hemen hemen. Epeyce, bir hayli, oldukça. Deminki, az önceki. Demin, az önce, şimdi.
ÇİT
Bağ, bahçe, bostan ve benzerleri yerlerin çevresine çalı, kamış, ağaç dalı gibi şeylerden çekilen duvar türü, çeper, barı. Pamuktan dokunmuş basma. Baş örtüsü, yazma, yemeni. Başörtüsü, yemeni. Basma (kumaş hakkında). Sebze bahçesi. Çocukların uçurtma yaparken kullandıkları ince, uzun çıta parçaları. Kaburga kemiği. Küçük anahtar. Keçiyi kovalama ünlemi. Çift, iki tane. Göl kenarında, sazlardan kurulan, kamıştan örülmüş bir çeşit ağ. Dallardan silindir şeklinde örülmüş mısır ambarı. İpek böceğini yetiştirmek için kullanılan çubuk örmesi. Saç üstünde pişirilen yufka, bazlama gibi şeylerin soğuması için üzerine konulan hasırdan örülmüş tabla. Çuval. Çorap şişi. Küçük sepet, küfe. Pazen. Çit, baş örtüsü, yazma. Tülbent. Desenli baş örtüsü. Basma, pazen. Çift, ikiz, karşılığı çif. Meyve çekirdeği. Ağaç dallarından örülen, içine mısır ve benzerleri koyulan küçük yapı, çevrilmiş bahçe. Başörtüsü. Çift, bk. çüt. Çift. Fes üzerine bağlanan işlemeli tülbent. Birbirinden ayırmak için, komşu iki tarla, bahçe, bağ arasına ya da yol kıyılarına yerleştirilen bitkisel bölme. Tülbent başörtüsü. (Küllük Iğdır Kars). Basma, patiska ve ketenin ortak adı. (Küllük Iğdır Kars). Çiçekli basma. (Yukarıdinek Şarkikaraağaç Isparta). Yüksek kenarlı saman arabası. (Esnemez, Çukurhisar, inönü Eskişehir). Ağaç örgülü saman taşıma kabı. (Boyalı Güdül Ankara). Yetişkin kuzuların konulduğu ağıl. (Beyağıl Ulukışla Niğde). Evlerin önüne konan kamıştan örülme siperlik. (Senirkent Isparta). Mısır ambarı. (Beyceli Fatsa Ordu).
BİREYCE
Epeyce, iyice, usule uygun şekilde.
CABLAMA
Tavanlarda tuğlaların altına konulan, tarla, bahçe çevirmekte kullanılan, ince uzun yontulmuş ağaç. Çatılarda kiremitlerin altına konulan tahta, tarlaların kenarını çevirmek için kullanılan uzun, ince, eni dar tahta. Yapılarda, kiremitlerin üzerlerine döşendiği uzun, ensiz tahtalar. (Beyceli Fatsa Ordu).
BİRECEM
Epeyce, iyice, usule uygun şekilde.
BEĞÇÜĞEZ
Beyceğiz.
EPEY
Az denmeyecek kadar, oldukça, hayli, epeyi, epeyce, epeyice.
BİREYİCE
Epeyce, iyice, usule uygun şekilde.
BASIKDIRMAK
Yatıştırmak: Yangını epeyce basıkdırdık.
BEĞŞENE
Şahane, beycesine, sultani.
BİRE
Epeyce, iyice, usule uygun şekilde. Birer. Oğlan. Nisan. Bira. Pire. Bire!, Bireh!. Takke. (Cihangazi Bozüyük Bilecik). Hey! ey! be! aman!.
DARITAMI
Mısır ambarı. (Beyceli Fatsa Ordu).
BAYA
Direnme, inat için kullanılır: Baya gimecen sana ne?. Gerçekten, doğru. Belki: Baya kamyon gelmecek. Epey, uzunca. Bayağı, her zamanki gibi. Epeyce, çok fazla. Bilinen. Hakikaten, gerçekten, ciddi olarak: Bayâ bu hadise böyle mi oldu?. Muhakkak, mutlaka: Ben bu işi bayâ yapacağım. Her zamanki gibi olan, bayağı, hiçbir özelliği bulunmayan:-Bu işi nasıl yaptın?-Bayâ. Hemen hemen: Ali okumayı bayâ öğrenmiş be!. İnadına: Dışarı bayâ gidicen var var mı dicen?. Epeyce, bir hayli, oldukça: Biz otururken bayâ vakit geçti. Fazla, çokça: Bu yıl hayvanlarıma yetecek bayâ samanım var. Hemen hemen. Bayağı.
DİNDUK
Kümes. (Beyceli Fatsa Ordu).
BİREYİ
Epeyce, iyice, usule uygun şekilde.
BAYACA
Epeyce, bir hayli, oldukça.
BİREYCEM
Epeyce, iyice, usule uygun şekilde.