Kelimeler arşivi içinde; sonunda "eter" olan, toplam 36 adet kelime bulunmaktadır. Sonu eter ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında eter olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde eter olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
ÜROPİYOÜRETER, POTENTİOMETER
KATHAROMETER, TELESEKRETER
HİDROÜRETER
PİYOÜRETER
ÜROÜRETER
PROLETER, CİBBETER, MASSETER, TIĞBETER, GÜÇYETER, HALVETER, HAVLETER, KOLLETER, SERKETER, BESBETER, SEKRETER
SÜVETER, KÖLETER, KELETER, KATETER, HELETER, FİSETER, ÇİNETER, TİYETER
İNETER, ÜRETER
ETER
Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılar. Bir tür organik yağ çözücü. Hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı, lokman ruhu.
KOLLETER
Odunlu bitkilerde reçine, zamk gibi yapışkan madde salgılayan tüyler.
KATHAROMETER
Isı iletkenlikteki değişimlerin ölçülmesi ile bir gaz karışımının analiz edilmesinde kullanılan cihaz.
PİYOÜRETER
Üreterde irin toplanması.
TIĞBETER
Parasız yoksul.
HAVLETER
Helva.
HALVETER
Pekmez ve unla yapılan helva.
ÜROÜRETER
Üreterin idrarla şişmesi.
GÜÇYETER
Gücü yeten kimse.
PROLETER
Emekçi.
TELESEKRETER
Telefon cihazının içinde yer alan, arayanların mesajlarını kaydeden araç.
ÜROPİYOÜRETER
Üreterde idrar ve irin toplanması.
POTENTİOMETER
Elektrik akımına karşı koyabilme oranı ayarlanabilen direnç türü.
CİBBETER
Çok kötü. Tamamen, büsbütün.
MASSETER
Çiğneme.
HİDROÜRETER
Tıkanmaya bağlı olarak üreterin genişlemesi.
Bu bölümde tanımı içerisinde ETER geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AZOL
Heterosiklik birleşiklerin önemli bir sınıfı.
BAYTARLIK
Veterinerlik.
BİÇİMCİLİK
Biçimci olma durumu, formalizm. Özü, içeriği yeterince önemsemeden yalnız biçim üzerinde duran, biçime ağırlık veren görüş, formalizm.
BROMÜR
Bromhidrik asidin tuzu veya eteri.
BASINÇLAMAK
Hava taşıtlarında, insan organizması için yeterli basınç düzeyini sağlamak veya ayarlamak.
BİLMEK
Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak. Saymak. İşine gelmek, uygun bulmak. Sanmak, varsaymak, farz etmek. -a / -e ekli fiillerle yeterlik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Bir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek. İnanmak. Sorumlu tutmak. Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak. Tanımak, hatırlamak.
AYRIŞIK
Ayrışmış olan. Birbirlerine çok fazla benzer özellikler taşımayan parça veya birimlerden oluşan bütün veya topluluk, ayrı cinsten, heterojen. Ayrı türden, çeşit çeşit, muhtelif, heterojen.
ASETON
Birçok organik maddeyi eritmekte kullanılan uçucu, kolayca alev alır, eter kokusunda bir sıvı.
BELİRLENİM
Belirli duruma gelme işi. Bir kavramın anlamının, içeriğinin, yapısının veya sınırlarının tam olarak belirlenmesi işi, gerektirim, determinasyon.
BAYTAR
Veteriner hekim.
BRÖVE
Belli bir eğitimden sonra uçak kullanabilecek veya paraşütle atlayabilecek duruma gelmiş kimselere verilen yeterlik belgesi.
BELİRLENİMCİ
Belirlenimcilik yanlısı olan, gerekirci, determinist.
BESBETER
Çok kötü, beş beter.
ARITICI
Arıtma özelliği olan (şey). Deterjan. Özleştirici, sadeleştirici kimse.
BELİRLENMEZCİ
Belirlenmezcilik yanlısı olan, yad gerekirci, indeterminist.
BELİRLENMEZCİLİK
Nedensellik yasasına bağlı olmayan, bir sebebe bağlanmayan olay ve durumların da bulunduğunu öne süren görüş, yad gerekircilik, indeterminizm. İnsan iradesinin hiçbir şarta bağlı olmadığını, içinde bulunduğu şartlarla belirlenmediğini, insanın özgür iradesinin nedensellik yasasına bağlı olmadığını savunan görüş, yad gerekircilik, indeterminizm.
BETERLEŞMEK
Beter duruma gelmek.
ASINTI
Bir işi hemen yapmayıp bekleterek geri bırakma, tehir, tavik. Sırnaşan, tebelleş olan kimse. Birini tedirgin edecek kadar üzerine düşme.
BELİRLENİMCİLİK
Her olayın başka olayların gerekli ve kaçınılmaz bir sonucu olduğunu ileri süren öğreti, gerekircilik, determinizm.
BESİNSİZ
Besini olmayan, kendisinde besin bulunmayan. Yeterince besin alamayan, gıdasız.