Kelimeler arşivi içinde; sonunda "ekin" olan, toplam 71 adet kelime bulunmaktadır. Sonu ekin ile biten kelimeler listesinden; Türkçe hakkında yapacağınız ders ve araştırma çalışmalarında ya da Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunlarında kelime türetmek için faydalanabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, başında ekin olan kelimeler listesine ulaşmak veya içinde ekin olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Ayrıca, burada verilen kelimelerin tanımları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarını kullanabilirsiniz.
SUNGURTEKİN, TUĞRULTEKİN, DÖNMEZTEKİN
GÜMÜŞTEKİN, SEBÜKTEKİN, SEVÜKTEKİN, MUTLUTEKİN, MENGÜTEKİN, KOŞUKTEKİN, HALMATEKİN, HALHETEKİN, HALBETEKİN, DURANTEKİN, DORUKTEKİN, DENİZTEKİN, DEĞMETEKİN, YEDEKÇEKİN, YAĞIZTEKİN, BULUTTEKİN, BURUKTEKİN
YÜCETEKİN, UÇANTEKİN, ONUKTEKİN, OĞULTEKİN, BOĞATEKİN, KAYATEKİN, KARATEKİN, İNALTEKİN, ALTINEKİN, TURATEKİN, EZGÜTEKİN, DURUTEKİN, ENGİLEKİN
GÜNTEKİN, DALTEKİN, SAVTEKİN, YELTEKİN, SOYTEKİN, ULUTEKİN, NURTEKİN, EĞRİEKİN, EMİNEKİN, TAŞTEKİN, KIRTEKİN, UCATEKİN, KARTEKİN, ESKİEKİN, GÜLTEKİN, TUĞTEKİN, HIRTEKİN, CANTEKİN
UZTEKİN, YELEKİN, İLTEKİN, ÖZTEKİN, HATEKİN, ERTEKİN, AKTEKİN, AYTEKİN, BAŞEKİN
AKEKİN, İLEKİN
PEKİN, TEKİN, YEKİN, ÇEKİN, DEKİN, LEKİN, MEKİN, REKİN
EKİN
EKİN
Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum. Kültür, hars.
SEVÜKTEKİN
Çok sevilen, tek tutulan kimse.
MENGÜTEKİN
Adı ölümsüzleşmiş hükümdar.
GÜMÜŞTEKİN
Dürüst, doğru ve değerli olan.
HALHETEKİN
Bir hayli.
SUNGURTEKİN
Soğukkanlı ve doğan gibi güçlü hükümdar.
HALBETEKİN
Çoktandır.
DURANTEKİN
Dingin, sakin, huzurlu bir biçimde yaşamını sürdüren hükümdar.
DENİZTEKİN
Deniz adamı, denizci.
DÖNMEZTEKİN
Sözünden dönmeyen, dediğini yapan, azimli, kişilikli hükümdar.
DORUKTEKİN
Başarılı, üstün nitelikli hükümdar.
HALMATEKİN
Kolay kolay: Gittiği yerden halmatekin gelemez.
SEBÜKTEKİN
Hızlı, atak hükümdar.
KOŞUKTEKİN
Bir araya gelmiş hükümdarlar.
MUTLUTEKİN
Mutlu hükümdar.
TUĞRULTEKİN
Gözü pek hükümdar.
Bu bölümde tanımı içerisinde EKİN geçen kelimeler listesi verilmiştir.
BAROK
MS 1600-1750 yılları arasındaki klasik sanatı izleyen resim ve mimarlık üslubu. Batı edebiyatlarında dengeden çok harekete, düşünceden çok duyuma, biçimlerin serbestçe yaratılmasından duyulan coşkuya önem veren, abartmalı, etkileyici, çelişkiden çekinmeyen edebiyat akımı.
AKTARMA
Aktarmak işi. Bir yolcunun gideceği yere birkaç araç değiştirerek ulaşması. Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş, transfer. Alıntı. Bir oyuncunun topu kendi takımından bir başka oyuncuya göndermesi. Bir taşıttan başka bir taşıta geçme. Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme. Para aktarımı. Arıları bir kovandan ötekine geçirme.
AÇILMAK
Açma işine konu olmak. Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak. Kıyıdan uzaklaşmak. Yeni bir bakış açısı getirmek. Renk koyuluğunu yitirmek. Kapı, yol vb. geçit vermek. Gereken güce ulaşmak. Kuruluşlar ilk kez veya yeniden işe başlamak. Sıkılması, çekinmesi, tutukluğu kalmamak. Herhangi bir konuyla veya sorunla ilgili olarak düşünce ve uygulamalarda yeni koşulların gerektirdiği değişiklikleri veya yenilikleri yapmak. Ayrıntıya girmek. Sırrını, üzüntüsünü, sorunlarını birine söylemek. Genişlemek, bollaşmak. İşini gereğinden veya yapabileceğinden geniş tutmak. Delinmek, yırtılmak. Sis, karanlık, duman vb. dağılmak, yoğunluğunu yitirmek.
BAĞLILAŞIK
Biri ötekine bağlı olarak var olan, biri olmadan öteki düşünülemeyen iki şeyin bu ilişki yönünden durumu.
BİÇMEK
Belli bir biçim vererek kesmek. Dikilecek kumaşı belli bir ölçüye ve modele uygun olarak makasla kesmek. Değer, paha, fiyat belirlemek. Tahmin etmek, kestirmek. Yaylım ateşiyle öldürmek. Ekin, ot vb.ni orakla, tırpanla, makine ile kesmek.
ALİ
Yüce, yüksek. "Kurnazca ve haince düzen" anlamında Ali Cengiz oyunu, "çok zorba" anlamında Ali kıran baş kesen, "bir kimse birinden aldığını ötekine, ötekinden aldığını bir başkasına vererek işini yürütmek" anlamında Ali'nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Ali'ye giydirmek deyimlerinde geçen bir söz.
ATILGAN
Çekinip korkmadan kendini tehlike veya güçlüklere atan, acar. Girişken.
ALMAŞ
İki veya daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, münavebe. Birinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu sistem.
ADAPTÖR
Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı. Aygıtın kullanabileceği düzeye göre elektrik akımını ayarlayan alet, uyarlayıcı.
BEKİNME
Bekinmek işi.
AĞBENEK
Ağ görünüşünde olan, arpa yapraklarına yerleşerek oldukça önemli zararlara yol açan, açık veya koyu kahverengi asklı mantar. Bu mantarın yol açtığı ekin hastalığı.
ASANSÖR
İnsanları, yükleri bir yapının bir katından ötekine veya yüksek yerlere çıkarıp indiren, elektrikle işleyen araç.
AZIKLIK
Azık olarak ayrılan veya hazırlanan yiyecekler. Hemen yemek üzere, harman zamanından önce biçilip savrulan ekin. Azık koymaya yarayan kap veya torba.
BENMARİ
Bir kabı kaynar suya oturtmak yolu ile içindekini ısıtma veya eritme yöntemi.
BİÇERBAĞLAR
Ekini hem biçen hem de bağ durumuna getiren makine.
BAMBUL
Kurtçuk evresinde ekinlerin kökünü, ergin evrede başakları kemiren, kahverengi, kın kanatlı böcek (Anisoplia austriaca).
ANADUT
Ekin ve ot demetlerini arabaya yüklemeye veya harmanı aktarmaya yarayan uzun saplı, üç dişli, ahşap araç.
BULDOK
Köpekgillerden, burnu basık, alt çenesi üsttekinden uzun, iri ve güçlü bir tür köpek (Canis familiaris molosus hibernicus).
BİÇERDÖVER
Ekin biçen, döven, taneleri ayıran, samanı deste veya balya durumuna getiren makine.
ANIZ
Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap. Ekin biçildikten sonra sürülmemiş tarla.