Kelimeler arşivi içinde; başında "dav" olan, toplam 139 adet kelime bulunmaktadır. dav ile başlayan kelimeler listesini Scrabble, Kelimelik vb. gibi kelime bulma oyunları için veya Türkçe hakkında yapacağınız ders, araştırma veya ödev çalışmalarınızda kullanabilirsiniz.
Ayrıca sonu dav ile biten kelimeler listesine ulaşmak veyahut içinde dav olan kelimeler listesini incelemek isteyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, kelimelerin anlamları için aşağıda bulunan "harfli kelimeler" bağlantılarından da faydalanabilirsiniz.
DAVLUMBAZLANMAK, DAVRANILABİLMEK, DAVUTPAŞAHÜYÜĞÜ
DAVRANILABİLME
DAVRANABİLMEK, DAVRANIMCILIK, DAVRANIŞÇILIK, DAVZANKURTAĞI
DAVRANABİLME, DAVRANDIRMAK, DAVŞANKULAĞI
DAVDALLAMAK, DAVIŞLANMAK, DAVLUMLAMAK, DAVRANDIRMA, DAVRANILMAK, DAVŞANCILIK, DAVŞANTOPUU, DAVŞULDAMAK
DAVALAŞMAK, DAVETÇİLİK, DAVIŞDAMAK, DAVIŞTAMAK, DAVRANILMA, DAVRANIMCI, DAVRANUHLU, DAVUKLAMAK, DAVULCULUK, DAVULHÜYÜK, DAVULUMBAZ, DAVUŞLAMAK, DAVUTBEYLİ, DAVUTOBASI, DAVUTOĞLAN
DAVACILIK, DAVALAŞMA, DAVCINMAK, DAVETNAME, DAVLAMBAZ, DAVLANBAZ, DAVLAŞMAK, DAVLIMBAZ, DAVLUMBAZ, DAVLUNBAZ, DAVRANMAH, DAVRANMAK, DAVŞANCIK, DAVŞANCIL, DAVŞIRMAK, DAVULALAN, DAVULTEPE, DAVULTOZU
DAVAZLAR, DAVDANLI, DAVERMEN, DAVETİYE, DAVETKAR, DAVETSİZ, DAVRANIM, DAVRANIŞ, DAVRANMA, DAVRANTI, DAVRIMAK, DAVSILTI, DAVŞANAK, DAVŞANNI, DAVŞIMAK, DAVŞIRTI, DAVUDOLU, DAVULBAZ, DAVULKÖY, DAVUTAĞA, DAVUTELİ, DAVUTEVİ, DAVUTHAN, DAVUTKÖY, DAVUTLAR
DAVALIK, DAVETÇİ, DAVETLİ, DAVGANA, DAVILCI, DAVILÇI, DAVILGA, DAVIMAK, DAVIŞAN, DAVIŞTI, DAVRADA, DAVRANI, DAVRAZA, DAVULCU, DAVULGA, DAVULGI, DAVULGO, DAVULGU, DAVULLU, DAVUŞAN, DAVUŞTI, DAVUŞTU, DAVUTÇA, DAVUTLU
DAVACI, DAVALI, DAVDAR, DAVLIM, DAVLUM, DAVLÜM, DAVRAN, DAVŞAN, DAVUCU, DAVUDİ
DAVAR, DAVER, DAVET, DAVIL, DAVIN, DAVIŞ, DAVİN, DAVLA, DAVLI, DAVLİ, DAVLU, DAVOL, DAVRA, DAVRI, DAVRU, DAVUK, DAVUL, DAVUM, DAVUN, DAVUŞ, DAVUT, DAVYA
DAVA, DAVE, DAVI, DAVİ, DAVU
DAV
DAV
Postu, kaplan postu gibi çizgili bir tür Afrika zebrası (Hippotigris burchelli).
DAVRANDIRMAK
Birinin davranmasını sağlamak.
DAVUTPAŞAHÜYÜĞÜ
Hatay ilinde, Reyhanlı ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.
DAVIŞLANMAK
Ayak sesi çıkarmak.
DAVRANILABİLMEK
Davranılma imkânı veya olasılığı bulunmak.
DAVLUMLAMAK
Başkasının girmemesi için tarlanın etrafını çevirmek, sınır çizmek.
DAVDALLAMAK
Başı dönmek, şaşırmak.
DAVLUMBAZLANMAK
Kabarmak, tümsekli, çıkıntılı olmak: Suyun üstü davlumbazlandı.
DAVRANDIRMA
Davrandırmak işi.
DAVRANIMCILIK
Ruhbilimin görevini, bilinçlilik durumunu araştırmak yerine, davranımları incelemek biçiminde düşünen, öğrenmenin ve alışkanlıkların yalnızca koşullu uyarımlar olduğunu ileri süren ve yalnız nesnel, deneysel ya da gözleme dayalı yöntemlere değer veren kuramsal görüş.
DAVRANABİLMEK
Davranma imkânı veya olasılığı bulunmak.
DAVZANKURTAĞI
Karafatma denilen böcek.
DAVRANIŞÇILIK
Psikolojinin inceleme konusunun davranış olduğuna inanan, bilincin psikolojinin araştırma alanına girdiğini inkâr eden görüş. İnsan davranışlarını dışsal uyarılar çerçevesinde inceleyen ve sistematik olarak ilk kez 1913 yılında Watson tarafından ortaya atılan psikoloji yaklaşımı. Ruhbilimin inceleme konusunun davranış olduğuna inanan, bilincin ruhbilimin araştırma alanına girdiğini yadsıyan görüş. Ruhsal olayları ergenlerin tepkimelerine indirgeyen, bilincin temel öğesinin uyarı ve tepkime arasındaki ilişki olduğunu, bilinç ile davranışın özdeşliğini savlıyan düşünce akımı. Toplumsal olayları bireylerin dışlaşan davranışlarına bakarak açıklamak isteyen toplumbilim okulu.
DAVRANABİLME
Davranabilmek işi.
DAVRANILABİLME
Davranılabilmek işi.
DAVŞANKULAĞI
Cyclamen otu.
Bu bölümde tanımı içerisinde DAV geçen kelimeler listesi verilmiştir.
AHLAKSIZ
Ahlak kurallarına uymayan. Dürüst davranmayan, kötü huylu, terbiyesiz.
AHLAKLILIK
Bir insanın veya bir insan grubunun iyi ve kötü açısından davranış biçimi ve ahlaki düşünüşü. Ahlak kuralları ile uyum içinde olma.
AHLAKSIZLIK
Ahlaksız olma durumu. Ahlak kurallarına uymama, ahlaksızca davranış.
ACELE
Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi. Tez davranma gerekliliği. Vakit geçirmeden, tez olarak.
AHVAL
Durumlar, hâller, vaziyetler. Olaylar. Davranışlar.
ABARTMAK
Bir nesneyi veya durumu olduğundan daha önemli, daha büyük veya daha çok göstermek, mübalağa etmek. Bir iş, bir davranış vb.nde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak.
AHLAK
Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, sağtöre. Huylar.
AĞIRCANLILIK
Hareketlerin yavaş olması, tembelce davranış biçimi.
AÇIKGÖZ
Uyanık davranarak çıkar sağlayan, imkânlardan kurnazca yararlanmasını bilen, cingöz, uyanık, kurnaz (kimse).
AKILLANMAK
Karşılaşılan olayların sonuçlarından yararlanarak davranmak. Uslanmak.
AĞIRSAMAK
Birine karşı soğuk davranarak sıkıntı verdiğini anlatmak. Bir işi ağır bulmak, yük saymak, yüksünmek. Bir işi yavaş yapmak, önemsememek, ilgilenmemek.
AÇIKGÖZLÜLÜK
Açıkgöz olanın durumu. Açıkgöze yakışacak davranış.
ABLALIK
Abla olma durumu. Yakın ve koruyucu davranışta bulunma.
AKILCILIK
Akla dayanan, doğruluğun ölçütünü duyularda değil, düşünmede ve tümdengelimli çıkarmalarda bulan öğretilerin genel adı, usçuluk, akliye, rasyonalizm, deneycilik karşıtı. Akla ve akıl yolu ile varılan yargıya inanma, akla aykırı veya akıl dışı hiçbir şeyi tanımama davranışı ve tutumu, akliye, rasyonalizm. Bilginin evrensellik ve zorunluluğunun deneyden ve deneye dayanan genellemeden değil, yalnızca akıldan çıkartılabileceğini savunan öğreti, rasyonalizm.
AĞIR
Tartıda çok çeken, hafif karşıtı. Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan. Davranışları yavaş olan.
AĞIRBAŞLI
Davranışları ölçülü, olgun (kimse), vakur, ciddi, hoppa karşıtı. Gösterişli. Değeri çok olan, ağır.
AHLAKLI
Ahlak kurallarına bağlı, bunlara uygun davranan (kimse).
ABACI
Aba yapan ya da satan kimse. Asalak. Bedavacı. Abadan giyecek yapan veya satan kimse.
ACELECİ
Tez iş gören, çabuk davranan, canı tez, farfara, fırtına gibi, içi tez, ivecen, iveğen, kıvrak, sabırsız, tez canlı, telaşlı, acul.
ACEMİLİK
Acemi olma durumu, toyluk. Acemice davranış, toyluk.